Vajinal Mikrobiyota = Vajinanın Mikrop Dünyası

Vajinanın Mikrop Dünyası = Vajinal Mikrobiyota Hakkında Bilinmeyenler

Vajinal sağlığın kadın & insan üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak için insanlık çalışmalarına son sürat devam etmektedir. Süreç içerisinde vajinal mikrobiyota yani vajina içerisindeki mikrop dünyası adı altında bir kavram oluşmuştur.

Yapılan araştırmalar vajinal mikrobiyotanın stabilite ve dayanıklılık ile ilgili faktörleri tanımlamak ve bu özellikleri, vajinal sağlığı koruma, jinekolojik konfor – jinekolojik refahı idame ettirmek veya kadın sağlığınıdevamlı kılmak için bir çerçeve oluşturmak amacıyla kullanılmaktır.

Bu mikrobiyota araştırmalarında gebelik yaşayan ve gebelik yaşamayan kadınlardan toplanan biyolojik örneklerde vajinal mikrobiyom stabilitesi ve vajinal mikrobiyom instabilitesini incelemek için çoklu omik yaklaşımlar (bir sistemin tüm bileşenlerini kapsamlı bir şekilde inceleme şeklinde) kullanmaktadır. Bu yaklaşımlar arasında

• Genomik (Genom), Metagenomik , Araştırmalar
  • Genetik materyalin tümünü inceler.
  • DNA dizilimleri, genetik varyasyonlar ve genetik hastalıkların tespiti gibi alanlarda kullanılır.
• 16S rRNA gen dizilimi kompozisyon araştırması,
• Proteomik (Protein) Araştırmalar
  • Hücrede bulunan tüm proteinlerin yapısını, işlevlerini ve etkileşimlerini inceler.
  • Protein ekspresyonu, protein-modifikasyonları gibi bilgileri içerir.
• Metabolomik (Metabolitler)
  • Hücrelerde bulunan küçük molekülleri, yani metabolitleri inceler.
  • Hücresel metabolizma süreçlerini anlamada kullanılır.
• Transkriptomik (RNA) , Metatranskriptomik
  • Hücrelerdeki tüm RNA moleküllerini analiz eder.
  • Genlerin nasıl ifade edildiğini ve hangi genlerin aktif olduğunu gösterir.
• Mikrobiyomik (Mikroorganizmalar), Kültüromik
  • İnsan vücudu gibi ortamlardaki mikroorganizmaların tümünü inceler.
  • Bakteri, virüs, mantar ve diğer mikropların çeşitliliği ve fonksiyonları üzerine çalışmalar yapa
• Biyolojik örneklerin immünolojik değerlendirmesi bulunmaktadır.

İnsan vajinasındaki mikrobiyal topluluklar, kadın yani konak ile simbiyotik ilişkiler sergiler ve kadın sağlığın korunmasında ve kadın hastalıklarının önlenmesinde kritik roller oynar. Vajina içerisinde bulunan vajinal flora kadının simbiyotik ortağıdır.Bu roller arasında;

• İstilacı patojenlere karşı korunma
• Lokal bağışıklık yanıtlarının düzenlenmesi
• Dokunun onarım sürecini başlatmak bulunmaktadır.

Üreme çağındaki kadınlarda birkaç farklı türde vajinal mikrobiyal topluluk görülür ve bunlar sağlıklı & sağlıksız durumlarla ilişkilidir. Bu toplulukların çoğu;

• Lactobacillus iners
• Lactobacillus crispatus
• Lactobacillus gasseri
• Lactobacillus jensenii gibi Lactobacillus türlerinin baskın olduğu mikroplardır. Bunların dışında laktobasil veya asit üreten bakterilerde vardır ama sadece bunlardan bahsetmek anlaşılabilir olacaktır.

Bu türlerin her birinin vajinal ekosistemde önemli hizmetler sağladığı düşünülmektedir.

Laktik asit üretimi, Laktobasil türlerin önemli özelliğidir ve vajinal habitatın asitlenmesine yol açar. Ancak Lactobacillus türleri ve suşları, ürettikleri laktik asit miktarı, ve izomerleri ve vajinal sağlıkla ilişkili durumlar açısından farklılık gösterir. Lactobacillus-dominant topluluklardaki diğer mikrobik üyeler ise kadın sağlığına faydalı hizmetleri destekleyici veya düzenleyici roller oynayabilir.

Buna karşılık, düşük – azalmış Lactobacillus bolluğuna ve yüksek tür çeşitliliğine sahip bir dizi vajinal topluluk, özellikle Gardnerella vaginalis gibi anaerobik bakterilerin varlığı ile karakterize edilir. Bu topluluklar, bakteriyel vajinozis, HIV, HPV, CMV, HSV, … bulaşma riski, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, otoimmün hastalıklar, nörolojik hastalıklar, romatolojik, odontojenik hastalıklar, vajinal kandidiyazis ve erken doğum, korioamnionit, … vb gibi olumsuz sağlık durumlarıyla ilişkilendirilir. Bu olumsuz durumların, belirgin veya kronik veya subklinik lokal inflamasyonla bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Patojene kaymış vajinal floranın biyofilm şeklinde kronik formda; tedavi edilmeden devamı halinde, kadın sağlığının bozulması kaçınılmazdır.

Vajinal floranın kompozisyonu zaman içinde dinamik olarak değişir, ancak bu değişikliklerin sıklığı ve süresi bireyler arasında farklılık gösterir. Bu değişimlerin altında yatan ekolojik ve işlevsel mekanizmalar, mikroorganizma türleri, genler, metabolitler ve bağışıklık faktörleri gibi birçok unsurla ilişkilidir. Ancak, bu ilişkiler henüz yeterince anlaşılamamıştır. Vajina halen gizemini korumaktadır. Vajina 7-12 cm uzunluğunda, sadece doğum ve cinsel ilişki esnasında kullanılan basit bir organ değildir.

Laktik Asit Konusuna biraz girelim

D-laktik asit ve L-laktik asit, vajinal ve servikal mukus üzerinde farklı biyolojik etkilere sahip olan iki izomer laktik asit türüdür. Bu izomerlerin etkileri, vajinal mikrofloranın sağlığını koruma ve enfeksiyonlara karşı koruma açısından önemlidir. Aşağıda bu iki izomerin etkileri ayrıntılı olarak açıklanmak önem arz etmektedir. Vajinanın laktik asit tarafından asiditesinin sağlanması gereklidir. Bunun dışında asitliği sağlayan maddelerin kullanılması vajinal mikrobiyotanın kompozisyonunu değiştirecektir.

D-Laktik Asitin Etkileri

1. Asidik Ortam Sağlama:
   D-laktik asit, vajinal pH’ı 3.8-4.5 arasında tutarak asidik bir ortam oluşturur. Bu ortam, zararlı patojenlerin (ör. Gardnerella vaginalis, Escherichia coli) büyümesini engeller.
2. Patojenlere Karşı Koruma:
   D-laktik asit, bazı anaerobik bakterilerin çoğalmasını önler ve bakteriyel vajinozis gibi durumların oluşma riskini azaltır.
3. Bağışıklık Tepkisi Modülasyonu:
   D-laktik asit, bağışıklık sistemini destekleyerek lokal inflamasyonun azalmasına katkı sağlar.
4. Lactobacillus Türleri ile İlişki:
   Lactobacillus crispatus ve Lactobacillus jensenii gibi türler D-laktik asit üretir. Bu türler, sağlıklı vajinal mikrofloranın korunmasında kritik öneme sahiptir.
5. Antioksidan Etki:
   D-laktik asit, reaktif oksijen türlerini azaltarak hücresel hasarı engelleyebilir. Bu durum, vajinal dokuların bütünlüğünü korur.

Ömrü Boyunca
Vajinal Akıntıyla
Yaşamış Birisine

SIFIR Vajinal Akıntının Normal
Olduğunu Kavratmak İnsanı
Terletiyor.

L-Laktik Asitin Etkileri

1. Mukozal Bariyerin Güçlendirilmesi:
   L-laktik asit, vajinal mukozanın doğal bariyer işlevini destekler. Bu özellik, enfeksiyonların vajinal dokulara nüfuz etmesini engeller.
2. Hücre Yenilenmesi:
   L-laktik asit, vajinal ve servikal mukozada epitel hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur, böylece dokuların sağlıklı kalmasını sağlar.
3. Anti-Enflamatuar Özellikler:
   L-laktik asit, lokal enflamasyonu azaltarak rahatsızlık ve tahrişi önler. Bu özellik özellikle irritasyon veya enfeksiyon sonrası iyileşme sürecinde önemlidir.
4. Daha Hafif Asitlik:
   L-laktik asit, D-laktik aside göre daha az asidik bir ortam oluşturur. Bu, mukozal dokular için daha tolere edilebilir bir pH sağlar.
5. Lactobacillus iners ile İlişki:
   Lactobacillus iners gibi bazı Lactobacillus türleri, ağırlıklı olarak L-laktik asit üretir. Bu türler, D-laktik asit üreten türlere göre daha az koruyucu olabilir ve bazı durumlarda dengesiz mikrofloraya yol açabilir.

Ortak Etkiler ve Farklılıklar

jinekolojik Klinik Önemi

• Bakteriyel Vajinozis (BV):
  BV sırasında D-laktik asit üreten Lactobacillus crispatus ve Lactobacillus jensenii türlerinin azalması, pH seviyesinin yükselmesine ve patojenlerin çoğalmasına neden olabilir.
• Enfeksiyon ve İltihap:
  L-laktik asit seviyesinin yüksek olduğu durumlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kadınlarda enfeksiyon riskini artırabilir.
• Tedavi Amaçlı Kullanım:
  Probiyotik veya laktik asit bazlı vajinal ürünler, D ve L-laktik asit oranlarını dengelemek için kullanılabilir.

Kadın Hasta İse Evde Huzur Yoktur

Jinekolog’dan İkazlar ⚠️