Kadınlarda Şişkinlik Neden Oluyor?

Akut Şişkinlik Ve Kronik Şişkinlik Nedir ?

Akut şişkinlik, genellikle kısa süreli ve ani gelişen durumdur. Çoğunlukla

aşırı yemek yeme

Kronik şişkinlik ise, en az üç aydır devam eden tekrarlayan şişkinlik hissidir. Bu durum, irritabl bağırsak sendromu, laktoz intoleransı, çölyak hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi bir dizi sindirim sistemi rahatsızlığından kaynaklanabilir. Diğer belirtiler arasında ağrı, kabızlık , ishal, mide yanması, iştah kaybı, kilo kaybı – kazanımı yer alabilir.

kadınlarda şişkinliğin esas temel kök sebebi nedir?

Kadınlarda şişkinliğin esas temel kök sebebi

çoğunlukla hormonel değişikliklerdir. Kadınların

adet döngüsü

,

hamilelik

,

menopoz

gibi durumlarda hormonal değişiklikler meydana gelir ve bu durum da sindirim sistemi üzerinde etki gösterebilir. Özellikle adet döngüsü öncesinde progesteron hormonu seviyeleri yükselir ve bu da şişkinliğe yol açabilir. Ayrıca, bazı kadınlarda laktoz intoleransı,

glutensiz beslenme

,

irritabl bağırsak sendromu

gibi sindirim sistemi problemleri de şişkinliğe sebep olabilir.

Menopoz dönemi, kadınların hayatlarında hormonal değişimlere sebep olan süreçtir. Menopoz dönemi, östrojen seviyelerinin azalmasıyla ilişkilidir. Östrojen, vücuttaki birçok işlevi etkileyen hormondur ve özellikle kadınlar için önemlidir.

Östrojen seviyelerinin azalması

Östrojen seviyelerinin düşmesi

Menopoz dönemi, aynı zamanda yaşlanma süreciyle de bağlantılıdır. Yaşlandıkça, vücuttaki kas kütlesi azalır ve metabolizma yavaşlar. Bu da şişkinliğe sebep olabilir. Ayrıca, menopoz döneminde kadınlar genellikle aktif yaşamlarından daha az aktif hale gelirler, bu da şişkinliği artırabilir.

cinsiyet ve şişkinlik?

Cinsiyet şişkinlikle ilişkilendirilebilir çünkü kadınlar genellikle erkeklere kıyasla şişkinlikten daha fazla etkilenirler. Bu, kadınların genellikle daha az kas kütlesi ve daha fazla vücut yağına sahip olması nedeniyle olabilir. Ayrıca kadınlar, adet döngüsü sırasında hormonal değişiklikler yaşadıklarından, bu dönemlerde şişkinlik ve su tutma eğilimindedirler.

Ancak, erkeklerde de şişkinlik sorunu görülebilir ve genellikle yukarıda bahsedilen nedenlerle ilgilidir. Örneğin, aşırı yemek yeme, hızlı yemek yeme, gazlı içeceklerin tüketimi ve sindirim sorunları erkeklerde de şişkinliğe neden olabilir.

Bunlar klasik nedenlerdi menopoz, ihmal edilen jinekolojik hijyen, doğum hasarları, vajinal akıntıyı problem olarak görmeyen karakter yapısı, … kadınlarda şişkinlik sebepleri arasındadır.

Şişkinlik bazı jinekolojik sorunlarla da ilişkili olabilir. Bu nedenle, kadınlar şişkinlik yaşadıklarında, jinekolojik nedenleri de düşünmeleri önemlidir. İşte şişkinliğe sebep olabilen bazı jinekolojik sorunlar:

1. İrritabl bağırsak sendromu (IBS)
2. Helicobacter pylori (H. pylori)
3. Candida albicans
4. Bağırsak parazitleri
5. Giardia
6. Salmonella
7. Campylobacter
8. E. coli
9. Rotavirüs
10. Norovirüs

1. Shigella
2. Yersinia
3. Vibrio cholera
4. Clostridium difficile
5. Listeria monocytogenes
6. Hepatit A
7. Hepatit B
8. Hepatit C
9. Human papillomavirüs (HPV)
10. Herpes simpleks virüsü (HSV)

1. Human immunodeficiency virüsü (HIV)
2. Chlamydia trachomatis
3. Neisseria gonorrhoeae
4. Trichomonas vaginalis
5. Streptococcus pyogenes
6. Staphylococcus aureus
7. Enterococcus faecalis
8. Klebsiella pneumoniae
9. Pseudomonas aeruginosa
10. Mycobacterium tuberculosis

1. Cinsiyet tabuları: Kadınlar, üreme organlarıyla ilgili sorunları konuşmakta zorlanabilirler çünkü cinsiyet tabuları nedeniyle utanç ve rahatsızlık hissedebilirler.
2. Diğer olası nedenler: Şişkinlik belirtileri, kadınlar için birçok farklı hastalık , durumun belirtisi olabilir. Kadınlar, şişkinliğin jinekolojik nedeni olabileceğini düşünmeden önce, diğer olası nedenleri de düşünebilirler.
3. Bilgi eksikliği: Kadınlar, üreme sistemi hastalıkları ve durumları hakkında yeterli bilgiye sahip olmayabilirler. Bu nedenle, belirtilerin jinekolojik sebeplerden kaynaklanabileceğini düşünmeyebilirler.
4. Belirsiz belirtiler: Şişkinlik belirtileri bazen çok belirsiz olabilir ve kadınlar nedenini anlamakta zorlanabilirler.
5. Vajinal Hastalığa Para Ödeme Nefreti: Çok enteresandır, kadınlar vajinaları, serviksleri hastalandığında, bunları tedavi ettirmek için para harcamaktan nefret etmektedirler. Vajinaya para harcaöm-maktansa , bekleyip kendi kendine iyileşmesini çok sayıda kadın tercih etmektedir. Kadınlar vajinayı malesef masrafsız vede hastalanmaz bilmektedirler.

Bu nedenlerden dolayı, kadınlar bazen jinekolojik sebepleri düşünmeden önce diğer olası nedenleri araştırmayı tercih ederler. Ancak, kadınlar herhangi rahatsızlık hissettiklerinde doktorlarıyla konuşmalı, herhangi jinekolojik sebep olup olmadığını kontrol ettirmelidirler.

Kadınlar genellikle şişkinlik yaşadıklarında ilk olarak aile hekimlerine ya da dahiliye uzmanlarına başvururlar. Bu doktorlar genel sağlık sorunları için ilk danışılan sağlık uzmanlarıdır, çoğu zaman kadınların ilk önce başvurdukları doktorlardır. Şişkinlik gibi belirtiler, genellikle sindirim sistemi rahatsızlıkları, diğer genel sağlık sorunları ile ilişkili olduğu düşünülür.

Ancak, şişkinliğin jinekolojik sebepleri de olabileceğinden, aile hekimleri , dahiliye uzmanları, gerekli görürlerse kadınları jinekologlara veya kadın hastalıkları uzmanlarına yönlendirebilirler. Kadınlar, herhangi şüpheli belirti yaşadıklarında doktorlarıyla konuşmalı ve gerekirse jinekoloji uzmanına yönlendirilmeyi talep etmelidirler.

Kadınlar; Anlamsızca; Kaçınma Temeli Olan, Dürtüsel Mantığın ESİR‘i Oluyor !

1 Sorun Olsa; Ortopedi Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; FTR Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Dahiliye Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Genel Cerrahi Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Acil Servis Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Beyin Cerrahi Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Nöroloji Doktoru Beni
1 Sorun Olsa; Psikiyatri Doktoru Beni → Jinekologa Yönlendirir !

Sen Gelmedi̇ği̇n Sürece Ki̇mse Seni̇ → Bana Göndermeyecek !

Şuan Herkes “Kadın Doğumla Ne Alakası Var” Demektedi̇r !

Tek kelime ! , OLABİLİR !

1. Depresyon
2. Anksiyete bozuklukları
3. Stres
4. Somatoform bozukluklar
5. Yeme bozuklukları
6. Obsesif kompulsif bozukluk
7. Posttravmatik stres bozukluğu
8. Bipolar bozukluk
9. Panik bozukluk
10. Fobiler

1. Şizofreni
2. Psikotik bozukluklar
3. Kişilik bozuklukları
4. Somatik semptom bozukluğu
5. Travma sonrası büyüme
6. Yorgunluk sendromu
7. Beden imajı bozukluğu
8. Uyku bozuklukları
9. Kaygı bozukluğu
10. Borderline kişilik bozukluğu

1. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu
2. Major depresif bozukluk
3. Anksiyete sendromu
4. Disosiyatif bozukluk
5. Psikojenik ağrı
6. Sosyal fobi
7. Şema terapisi gerektiren kişilik bozukluğu
8. Yeme tutkusu bozukluğu
9. Binge eating disorder
10. Geçmiş travmalara bağlı şikayetler.

1. Mercimek
2. Nohut
3. Kuru fasulye
4. Yeşil fasulye
5. Bakla
6. Bezelye
7. Kırmızı biber
8. Ispanak
9. Pazı
10. Lahana

1. Brokoli
2. Karnabahar
3. Brüksel lahanası
4. Kereviz
5. Havuç
6. Pancar
7. Patates (kabuğuyla birlikte)
8. Tatlı patates
9. Kabak
10. Kabağın çekirdeği

1. Kuru kayısı
2. Kuru erik
3. Hurma
4. Kuru incir
5. Ceviz
6. Badem
7. Fındık
8. Yulaf ezmesi
9. Kepekli ekmek
10. Tam buğday unlu ürünler (ekmek, makarna, vs.)

Laktoz intoleransı, süt ürünlerinde bulunan laktoz şekerinin sindirilememesi durumudur. Bu durum, genellikle süt ürünleri tüketildiğinde şişkinlik, karın ağrısı, gaz, ishal ve diğer sindirim problemlerine neden olur. Ancak, laktoz intoleransı evrimsel olarak gelişmiş özelliktir ve birçok insanın yaşam tarzı ve diyet değişikliklerine uyum sağlamasına yardımcı olmuştur.

Laktoz intoleransının evrimsel gelişimi, süt ürünlerinin tüketilmesinin insan diyetine dahil edildiği zamana kadar gitmektedir. İnsanlar, ilk kez süt ürünlerini tüketmeye başladıklarında, genellikle bebeklerde görülen laktaz enzimi aktivitesi erişkinlik döneminde azaldı. Bu durum, bebeklerin artık sütün sindirimi için gerekli olmayan ve sütten kesildiklerinde kaybedilen laktaz enzimi üretimine yatırım yapmayacakları anlamına gelmektedir.

Laktoz intoleransı olan kişiler, süt ve süt ürünlerinin yerini alabilecek alternatifler tüketerek şişkinlik sorunlarını azaltabilirler. Örneğin, laktozsuz süt, laktozsuz yoğurt, laktozsuz peynir, badem sütü, soya sütü ve hindistan cevizi sütü vb alternatifler kullanılabilir.

Ancak, bazı kişilerde laktoz intoleransı belirtileri ile şişkinlik belirtileri birbirine karıştırılabilir. Bu nedenle, laktoz intoleransı olan kişilerin kendilerine özgü semptomları tanıması ve doğru tedaviyi alması önemlidir. Bir sağlık uzmanına danışarak laktoz intoleransı teşhisi konulması ve uygun diyet programı oluşturulması önerilir.

IBS olan kişiler, belirtileri yönetmek için diyetlerinde değişiklik yapabilirler. Örneğin, yüksek lifli gıdaların tüketimi, sindirim sistemi sağlığı için faydalı olabilir. Ancak, bazı kişilerde, lifli gıdalar IBS semptomlarını artırabilir. Bu nedenle, her bireyin lif tüketimi ile ilgili toleransı farklı olabilir ve diyet değişiklikleri bir sağlık uzmanıyla görüşülerek yapılmalıdır.

Ayrıca, IBS semptomlarını yönetmek için stres yönetimi teknikleri, egzersiz, yeterli su tüketimi ve uyku düzenine dikkat etmek de önemlidir. İBS semptomları ciddi sağlık sorunu değildir, ancak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bir uzman doktora danışarak semptomların yönetimi için uygun tedavi yöntemleri bulunabilir.

İrritabl bağırsak sendromu çeşitleri nelerdir?

İrritabl bağırsak sendromu (IBS), semptomlara belirtilere dayanarak tanımlanan bağırsak bozukluğudur. IBS’nin bazı yaygın çeşitleri şunlardır:

1. IBS-D (ishal baskın) – İshal, sık dışkılama, acil tuvalet ihtiyacı, karın ağrısı ve kramplar, şişkinlik, gaz, geğirme gibi semptomlarla karakterizedir.
2. IBS-C (kabızlık baskın) – Kabızlık, sert dışkılama, düşük dışkılama sıklığı, karın ağrısı ve kramplar, şişkinlik, gaz, geğirme … semptomlarla karakterizedir.
3. IBS-M (karma) – İshal ve kabızlık semptomlarını bir arada gösterir.
4. IBS-U (tanımlanamayan) – IBS semptomlarına sahip olan kişilerde yapılan testler sonucunda herhangi bağırsak rahatsızlığı tespit edilememiştir.

İrritabl bağırsak sendromu hangi cinsiyette daha fazla ve hangi yaşlarda daha sık görülüyor?

Irritabl bağırsak sendromu (IBS), kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Kadınların %10-20’si, erkeklerin ise %5-10’u yaşamlarının bir döneminde IBS semptomları göstermektedir.

IBS, genellikle genç yaştaki bireylerde ortaya çıkmakla birlikte, her yaşta görülebilir. Genellikle semptomların başlangıcı 20’li – 30’lu yaşlarda olur, ancak IBS semptomları herhangi yaşta başlayabilir.

Bu jinekolojik durumların IBS semptomlarına neden olabileceği unutulmamalıdır, ancak bu semptomların kesin nedenini belirlemek için bir Muğla jinekolog doktora danışmak önemlidir.

Eşim de – annem de bulunan vajinal akıntı bende Irritabl bağırsak sendromunu tetikleyebilir mi?

Vajinal akıntı ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) arasında doğrudan ilişki yoktur, fakat bu yok , imkansız sayılamaz!. IBS, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıktır, genellikle stres, gıda intoleransı, hormonal değişiklikler ve bazı ilaçlar gibi faktörler tarafından tetiklenir. Ancak, jinekolojik hastalıkların IBS semptomlarını kötüleştirebileceği bilinmektedir. Eşinizin – annenizin vajinal akıntısı, IBS semptomlarınızı doğrudan etkilemez demek doğru değildir. Ancak, herhangi sağlık sorunu ile ilgili endişeleriniz varsa, tecrübeli jinekoloji uzmanına danışmanız önerilir.

• Clostridium difficile
• Campylobacter jejuni
• Escherichia coli
• Salmonella spp.
• Shigella spp.
• Yersinia enterocolitica
• Giardia lamblia
• Entamoeba histolytica
• Blastocystis hominis
• Dientamoeba fragilis
• Helicobacter pylori
• Streptococcus bovis
• Candida albicans
• Klebsiella pneumoniae

• Proteus mirabilis
• Enterococcus faecium
• Staphylococcus aureus
• Bacteroides fragilis
• Fusobacterium nucleatum
• Peptostreptococcus anaerobius
• Prevotella spp.
• Porphyromonas spp.
• Veillonella spp.
• Enterobius vermicularis (kıl kurdu)
• Ascaris lumbricoides (yuvarlak kurt)
• Trichuris trichiura (kamçılı kurt)
• Strongyloides stercoralis
• Taenia saginata (tenya, şerit kurtlar)
• Taenia solium (tenya, domuz)
• Diphyllobothrium latum (tenya, balık)

Helicobacter pylori bakterisi, ilk olarak 1875 yılında İtalyan bilim adamı Giulio Bizzozero tarafından mide mukozasında keşfedilmiştir. Ancak, bakterinin patojenik mikroorganizma olduğu ve mide hastalıklarına sebep olduğu keşfedilmesi daha sonra gerçekleşmiştir.

1982 yılında Avustralyalı bilim adamı Barry Marshall ve Robin Warren, H. pylori’nin mide ülseri ve gastritin patogenezinde rol oynadığını keşfettiler. Marshall, H. pylori’nin gastrit ve ülserlerin temel nedeni olduğunu ispatlamak için kendisine bakteriyle enfekte etti. Bu çalışma, mide hastalıkları alanında çığır açan keşif olarak kabul edilir ve Marshall, 2005 yılında Nobel Fizyoloji – Tıp Ödülü’nü kazandı. Marshall 1998’de şöyle demiştir; “Herkes bana karşıydı, fakat haklı olduğumu biliyordum”. H.Pylori ayrıca mide kanserine neden olabilen bakteridir.

H. pylori, mide asidini nötralize eden ve mide mukozasını koruyan üreaz enzimini üreten tek bakteridir. Bu özelliği nedeniyle, bakteri mide asidine maruz kalmaktan korunur ve mide mukozasına yapışarak kolonize olabilir. Ayrıca, bakterinin hücre yüzeyindeki adhezin molekülleri, mide epitel hücreleriyle yapışmasına ve kolonizasyona yardımcı olur.

H. pylori enfeksiyonu, fekal-oral yolla (insan dışkısı yemek ile) bulaşabilir. Enfeksiyonlu kişilerin dışkıları yoluyla bakteriler diğer insanlara bulaşabilir. Ayrıca, enfekte kişilerin ağız sıvıları ve mide içeriği, vajinal akıntıları da enfeksiyonun yayılmasına katkıda bulunabilir.

H. pylori enfeksiyonu, antibiyotik tedavisiyle tedavi edilebilir. Enfeksiyon tedavisi sırasında, mide asidini azaltan ilaçlar da kullanılabilir. H. pylori enfeksiyonunun komplikasyonlarını önlemek için erken teşhis ve tedavi önemlidir. Enfeksiyonun semptomları olduğunda doktora başvurmak gerekir.

Karın şişkinliğinin bazı cerrahi nedenleri şunlardır:

Ancak, bu gibi durumlarda karın şişkinliğinin cerrahi nedeni olup olmadığının teşhisi, doktorunuz tarafından yapılacak muayene ve testlerle belirlenmelidir.

Cinsel İlişkiden sonra şişkinlik neden artıyor?

Cinsel ilişki sırasında vajina ve pelvik bölgede hareketlilik artar ve bu bölgedeki kaslar ve bağırsaklar da etkilenebilir. Bu durum, bağırsak hareketlerinde artışa ve gaz üretiminde artışa neden olabilir, bu da şişkinliğe yol açabilir. Ayrıca, cinsel ilişki sırasında vajinaya sperm ve diğer sıvılar girer ve bu da bazı kadınlarda enfeksiyona bağlı olarak şişkinliğe neden olabilir. Bununla birlikte, cinsel ilişkiden sonra şişkinliğin artmasının birçok farklı nedeni olabilir ve bu durumun nedeninin belirlenmesi için tecrübeli jinekolog doktora muayene olmak faydalı olabilir.

1753 yılından ameliyat

1889 da ameliyat

Şişkinlik bulaşıcı mıdır?

Olabilir , ama şişkinlik bulaşıcı hastalık değildir şeklinde bilinir. Şişkinlik, birçok farklı nedenle ortaya çıkabilen sindirim sorunudur, genellikle gıda intoleransı, irritabl bağırsak sendromu, gaz birikimi gibi durumlarla ilişkilidir. Ancak bazı durumlarda, şişkinliğin altında yatan enfeksiyon, hastalıkların bulaşıcı olabileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte, şişkinliği olan kişiyle temas ederek, onunla aynı ortamda bulunarak şişkinlik yapan mikropları kapmak mümkün olabilir. En basitinden helikobakter pilori aynı ev içinde yaşayan aile üyelerinde olabilir.

Akut Şişkinlik, Kronik Şişkinlik nedir?

Akut şişkinlik, genellikle kısa süreli ani gelişen durumdur. Çoğunlukla aşırı yemek yeme, gazlı içecekler tüketme, lifli olmayan gıdalar, kabızlık, ishal, stres, anksiyete, adet öncesi sendromu gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu durumda, genellikle mide ve bağırsaklarda biriken gaz – gıda artıkları nedeniyle şişkinlik hissedilir. İdrar yapma ihtiyacı, hafif mide bulantısı, hazımsızlık, karın ağrısı gibi belirtiler de eşlik edebilir.

Kronik şişkinlik en az üç aydır devam eden tekrarlayan şişkinlik hissidir.

menopoz döneminde niye şişkinlik oluyor?

Menopoz dönemi, kadınların hayatlarında hormonal değişimlere neden olan süreçtir. Menopoz dönemi, östrojen seviyelerinin azalmasıyla ilişkilidir. Östrojen, vücuttaki birçok işlevi etkileyen hormondur, özellikle kadınlar için önemlidir. Östrojen seviyelerinin azalması, birçok kadında şişkinliğe neden olabilir.

Östrojen seviyelerinin düşmesi, vücutta sıvı tutulumuna neden olabilir. Şişkinliğin artmasına neden olabilir. Menopoz dönemi aynı zamanda gastrointestinal sistemi de etkileyebilir. Bu dönemde, birçok kadın sindirim sorunları yaşar, şişkinliğe neden olabilir.

Menopoz dönemi, aynı zamanda yaşlanma süreciyle de bağlantılıdır. Yaşlandıkça, vücuttaki kas kütlesi azalır ve metabolizma yavaşlar. Bu da şişkinliğe neden olabilir. Ayrıca, menopoz döneminde kadınlar genellikle aktif yaşamlarından daha az aktif hale gelirler, bu da şişkinliği artırabilir.

Şişkinliğin diğer adlandırmaları nelerdir?

Şişkinlik başka isimleriyle;

• Abdominal distansiyon,
• Karın şişliği,
• Şişkin karın sendromu
• Barsak Ödemi
• Meteorizma olarak da bilinir.

bol gaz çıkarma & Geğirme şişkinlik midir?

Bol gaz çıkarma, geğirme şişkinlik olarak adlandırılan belirtilerden biri olabilir. Şişkinlik, genellikle karın bölgesinde şişlik hissi ve dolgunluk hissiyle birlikte artmış gaz üretimi ve/veya gaz birikmesiyle ilişkilidir. Bu nedenle, bol miktarda gaz çıkarma, geğirme, karın bölgesindeki şişkinlik hissine katkıda bulunabilir ve şişkinlik hissini artırabilir. Ancak, şişkinlik sadece gaz çıkarma, geğirme ile sınırlı değildir ve başka belirtileri de içerebilir.

Vajino – oral bulaş, Feko-oral bulaş Nedir Şişkinlik yapar mı?

Vajino-oral bulaş, cinsel temas sırasında kadının vajinal sıvılarının ağıza, özellikle de partnerin ağız bölgesine temas etmesi sonucu oluşan bulaşma şeklidir. Bu durum cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara (CYBE) ve şişkinliğe sebep olabilir.

Feko-oral bulaş ise, dışkıda bulunan mikroorganizmaların ağıza, özellikle de gıda ya da içeceklerle bu bulaşmanın gerçekleştiği durumlarda, temas etmesi sonucu oluşan bulaşma şeklidir. Bu durumda enfeksiyonlara, şişkinliğe sebep olabilir. Feko-oral bulaşmanın en sık görüldüğü enfeksiyonlardan biri H.Pylori enfeksiyonudur.

Şişkinlik hazımsızlık belirtilerine neden olabilir. Şişkinlik, midede ve bağırsaklarda biriken gaz – sıvı nedeniyle karında şişkinlik hissi oluşturur. Bu durum, midedeki yiyeceklerin yavaş hareket etmesi, sindirilemeyen gıdaların bağırsaklarda fermantasyonuna bağlı olarak ortaya çıkabilir. Şişkinlik, hazımsızlık, karın ağrısı, mide ekşimesi, geğirme gibi semptomlara neden olabilir.

geçmeyen karın şişkinliğinde ne düşünmek lazım?

Geçmeyen karın şişkinliği ciddi durum olabilir, doktor tarafından değerlendirilmelidir. Karın şişkinliği birçok farklı nedeni olabilir, bunlardan bazıları:

• Önemsenmeyen – ihmal edilmiş jinekolojik hastalıklar olabilir
• Sindirim sistemi sorunları (örneğin irritabl bağırsak sendromu, Crohn hastalığı)
• Gastrointestinal tümörler (örneğin kolon kanseri)
• Karaciğer – böbrek hastalıkları
• Hormonal değişiklikler (örneğin hipotiroidizm)
• İlaç yan etkileri
• Gıda alerjileri – intoleransları
• Yetersiz su tüketimi

Bu nedenlerden dolayı, geçmeyen karın şişkinliği şikayeti olan kadınların öncelikle jinekolog doktora başvurması önerilir.

azıcık – 1 (bir) Lokma yemek yenilse bile karında şişlik – Şişkinlik oluyorsa ne yapılmalıdır?

Karında şişlik hissedilmesine neden olan pek çok faktör vardır ve bu faktörlerin belirlenmesi için doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. Ancak, az yemek yendiği halde karında şişlik hissedilmesi durumunda öncelikle jinekolojik hastalık tecrübeli jinekolog tarafından dışlanmalıdır sonra yiyecek seçimlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Fazla lifli, gaz yapan yiyecekler, sindirimi zor yiyecekler, laktoz intoleransı, gluten hassasiyeti olan kişilerde şişkinlik hissi oluşturabilir.

Bu nedenle, öncelikle yiyecek seçimlerinde değişiklik yaparak şişkinlik hissini azaltmaya çalışabilirsiniz. Daha sonra, eğer sorun devam ederse dahiliye doktoruna başvurmanız önerilir.

Karın Şişkinliğine Ne İyi Gelir?

Karın şişkinliğine iyi gelebilecek bazı öneriler şunlardır:

1. Su tüketimi: Günde en az 8-10 bardak su içmek karın şişkinliğini azaltmaya yardımcı olabilir.
2. Lifli gıdalar tüketmek: Lifli gıdalar, sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olabilir ve kabızlığı önleyebilir. Bu nedenle, sebzeler, meyveler, kepekli tahıllar, kuru baklagiller ve tam tahıllı ekmek gibi lifli gıdaları tüketmek önemlidir.
3. Probiyotikler: Probiyotikler, sağlıklı bağırsak florasının korunmasına yardımcı olabilir. Yoğurt, kefir, turşu ve fermente sebzeler gibi probiyotik içeren gıdalar tüketmek faydalı olabilir.
4. Baharatlı yiyeceklerden kaçınmak: Bazı baharatlar, karın şişkinliğine neden olabilir. Bu nedenle, acılı, baharatlı yiyeceklerden kaçınmak önerilir.
5. Az yemek, sık yemek: Az yemekler sık sık yemek, mideyi aşırı derecede doldurmaktan kaçınmaya yardımcı olabilir ve sindirim sistemi üzerindeki stresi azaltabilir.
6. Egzersiz: Hafif egzersizler, kan dolaşımını artırır ve sindirim sistemi hareketlerini uyarır. Bu nedenle, düzenli egzersiz yapmak şişkinliği azaltabilir.
7. Stresi azaltmak: Stres, sindirim sistemi fonksiyonlarını etkileyebilir ve şişkinliğe neden olabilir. Stresi azaltmak için yoga, meditasyon, derin nefes alma egzersizleri gibi teknikler faydalı olabilir.
8. Tıbbi tedavi: Karın şişkinliği ciddi sorun haline geldiğinde, tıbbi müdahale gerekebilir. Örneğin, bağırsak enfeksiyonları, ülser, laktaz eksikliği , jinekolojik problemler gibi durumlarda tıbbi tedavi gerekli olabilir.