enfeksiyonun ani başlangıçlı ve şiddetli semptomlarla karakterize olduğu bir durumdur. Bu semptomlar arasında yüksek ateş, kas ağrıları, bulantı, kusma, pelvik ağrı ve vajinal akıntı yer alabilir. Hastalar genellikle bu semptomlarla birlikte tıbbi yardım ararlar ve uygun tedavi alırlar.

enfeksiyonun daha az şiddetli semptomlarla karakterize olduğu bir durumdur. Bu durumda, semptomlar akut durum kadar şiddetli olmayabilir ve bazı hastalar kendilerini tamamen normal hissedebilirler. Bu nedenle, hastaların subakut salpingo-oophoritis tanısı almaları daha zor olabilir ve uygun tedavi almayabilirler.

enfeksiyonun uzun süre devam ettiği bir durumdur. Bu durumda, hastalar genellikle tekrarlayan semptomlar yaşarlar ve uzun süreli pelvik ağrı gibi kronik semptomlar geliştirebilirler. Kronik salpingo-oophoritisin tedavisi, uzun süreli antibiyotik tedavisi veya cerrahi müdahale gerektirebilir.

Subakut salpingo-oophoritis, kronik pelvik ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, sıklıkla alt karın bölgesinde hissedilir ve günlük aktiviteleri engelleyebilir.

Salpingo-oophoritis, yumurtalıkların ve tüplerin fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu da infertilite veya gebe kalma zorluğu ile sonuçlanabilir.

Salpingo-oophoritis, tüplerde yaralanma veya tıkanıklığa neden olabilir. Bu, gebe kalmayı daha zor hale getirir.

Yumurtalık iltihabı, yumurtalık kistlerinin oluşumuna neden olabilir. Bu kistler sıklıkla ağrıya neden olur ve ileride infertiliteye yol açabilir.

genellikle premenopoz döneminde bu kistler sık görülür.

Salpingo-oophoritis, tüplerin yaralanmasına veya tıkanmasına neden olarak dış gebelik riskini artırabilir.

Ooforitis, overlerdeki foliküllerin sayısını azaltarak, kadının doğurganlık potansiyelini azaltabilir.

Ooforitis, overlerin normal işlevini bozarak, ovulasyon sıklığını azaltabilir. Bu, yumurtaların döllenmesi ve hamilelik oluşması için gerekli olan doğurganlık sürecini etkileyebilir.

Ooforitis, overlerdeki foliküllerin önceden tahrip olmasına neden olabilir. Bu durumda, kadınlar erken menopoz yaşayabilirler ve doğurganlık potansiyelleri tamamen kaybolabilir.

Ooforitis, overlerin düzgün bir şekilde işlev görmesini engelleyerek, ovulasyon bozukluklarına neden olabilir. Bu, düzenli adet döngüsü sorunlarına, yumurtlamayan kistlerin oluşumuna ve dolayısıyla doğurganlık sorunlarına neden olabilir.

Ooforitis, overlerdeki yumurtaların genetik yapısında hasara neden olabilir. Bu hasar, çocuklarda kalıtsal bozukluklara neden olabilir.

Ooforitis, embriyo kalitesini de etkileyebilir. Overlerdeki inflamasyon, yumurtaların ve embriyoların gelişiminde bozukluklara neden olabilir ve bu da başarılı gebelik şansını azaltabilir.

Ooforitis, rahim içindeki implantasyonu da etkileyebilir. Overlerdeki inflamasyon, rahimdeki implantasyon sürecinde bozukluklara neden olabilir ve bu da başarılı gebelik şansını azaltabilir.

Ooforitis, ileri yaşta kadınlarda doğurganlık sorunlarının artmasına da neden olabilir. Yaşlı kadınların yumurtalıkları zaten azalmış bir folikül rezervine sahip olduğundan, ooforitise bağlı inflamasyon bu sorunları daha da kötüleştirebilir.

• Primordial germ hücreleri, overdeki erken embriyonik gelişim sırasında oluşan hücrelerdir ve olgunlaşarak yumurta hücresi haline gelirler. Ooforitis gibi over enfeksiyonları, olgunlaşmamış primordial germ hücrelerinin yanı sıra olgun yumurta hücrelerini de etkileyebilir. Bu enfeksiyonlar, yumurta hücrelerindeki mitokondrileri de etkileyebilir ve mitokondriyal hasara neden olabilir.Mitokondriler, hücrelerde enerji üretmek için gereklidir ve oksidatif stres veya inflamasyon gibi faktörlerin varlığında hasar görebilirler.Ooforitise neden olan bakteriyel, viral, … enfeksiyonlar da, mitokondriyal hasara neden olabilirler. Ancak, primordial germ hücrelerinin mitokondrileri hakkında daha az araştırma yapılmıştır ve bu nedenle, ooforitise bağlı mitokondriyal hasarın primordial germ hücreleri üzerindeki etkisi tam olarak bilinmemektedir. Ancak, yine de ooforitise bağlı inflamasyonun diğer yumurta hücrelerindeki mitokondrileri etkileyebileceği ve bu da üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceği unutulmamalıdır.

• TORCH ile fetuslar etkilenir. Ovaryumların korunduğunu düşünmek mantıklı değildir.
• Korioamnionit ile fetuslar etkilenir. Aynı şekilde ovaryumların korunduğunu düşünmek de mantıklı değildir.

Bu durum genellikle annenin enfeksiyonu sonucu meydana gelir ve enfeksiyon hem plasentayı hem de fetal zarları geçerek fetusa ulaşır.

Bununla birlikte, fetal ooforitis oldukça nadir bir durum olmayıp, sadece tanısı konulmamaktadır ve genellikle doğum sonrasında, yıllar sonra hastanın geliştirdiği hastalıkların etiyolojik sebebi olarak nadir sayıda hekim tarafından düşünülür.

• TORCH ile fetuslar etkilenir. Ovaryumların ve içeriğinin korunduğunu düşünmek mantıklı değildir.
• Korioamnionit ile fetuslar etkilenir. Aynı şekilde ovaryumların, genetik materyalin korunduğunu düşünmek mantıklı değildir.

• Kız bebeğin jinekolojik muayenesi olmuyor ( sosyal baskı, kültür, kızlık zarı sorunsalı)
• Kız bebeğin jinekolojik muayenesinin zorluğu ve sedasyon anestezi gerektirmesi (teknik durumun zorluğu)
• Bu muayeneyi yapacak tecrübenin hekimlerde gelişmemiş olması (ben dahil)
• Ultrasonla görülebildiği kadar yapılan bir inceleme uygulanır( etkisiz bir yaklaşımdır)
• Yani fetal ooforitin etkileri, sekelleri malesef doğum sonrası da bilinemiyor, gençlik – erişkin döneme kadar uzayabilir. Şimdi sorulacak bu durum tahlilde çıkmıyor mu ? (Cevap : Çıkmıyor !)
• En fazla idrar yolu enfeksiyonu tanısı konulur ve olay on yıllarca kapalı kalır. Daha sonra kişide metabolik, endokrin, genetik,… hastalıklar zuhur etmeye başlamaktadır.