Vajinal akıntının mutasyona sebep olması; Önce Patojen vajinal Flora Sonra mutajenik vajinal floraya Dönüşmesi tartışılmayan bir konudur.




HER KADINDA OLUR DENİLEN;Vajinal Akıntı ”Mutasyon” Yapar Mı?
Albert Döderlein (1860-1941), vajinal mikrobiyolojinin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunan Alman bir jinekolog ve obstetrikciydi. 1892 yılında, ‘Das Scheidensekret‘ (vajinal akıntı veya vajinal salgı) adlı tezinde (ki lohusalarda ateş – sepsis konulu araştırmasının bir parçası olarak 195adet sağlıklı kadının gebelikte vajinalarını bakteriyolojik olarak inceledi), sağlıklı vajinal mikrofloranın korunmasında laktobasillerin rolünü tarif etti. Sağlıklı kadınların vajinal salgılarında yüksek sayıda laktobasil olduğunu gözlemledi ve bunların asidik bir ortamı koruyarak patojenik bakteri büyümesini engellediğini belirtti.
Vajinal akıntıyı normal sekresyon – salgı olarak tanımlayarak tüm tıp camiasını değiştirilemez şekilde, enfekte düşünce ile hipnotize etti.
Sonra herkes onu tekrarlamaya başladı ve bu tekrarlamalar &100 eksiksiz devam ediyor.
Hastalığı ve anormalliği öyle bir tanımladı ki patoloji normalleşti.
Vajinal akıntı – vajinal sekresyon kavramını insanlığın kelime hazinesine sokarak; vajinanın akabileceğini ve sekresyon yapabileceğini insanların beyninden çıkmayacak şekilde yerleştirdi. Şimdi insanlar sarı, yeşil,… renk renk akıntının sağlıklı olduğunu ve her kadında olabileceğini, akmanın, sekresyonun (Das Scheidensekret = Vajinal salgı) bunun kadın olmanın bir özelliği bilerek yaşamaya başladı.



Albert !
Yaktın milleti !, Şimdi olaya genetik açıdan bakmaya başlayalım;
Kromozomlar mikrometre boyutunda olup elektron mikroskobu ile görüntülenebilmektedirler.
- 1 metrenin milyonda biri = 1 mikrometredir
Jinekolojik hastalıklar birçok nedene bağlı olabilir ve bazıları genetik mutasyonlarla ilişkilendirilmiştir. Bazı jinekolojik hastalıkların genetik mutasyonlarla karakterize olduğu düşünülmektedir, ancak bu mutasyonlar her zaman hastalığın nedeni değildir ve sadece bazı insanlarda bulunabilir. Aşağıda jinekolojik hastalıkların bazı örnekleri ve bunların genetik mutasyonlarla ilişkileri bulunmaktadır:
- Polikistik Over Sendromu (PCOS): PCOS, yumurtalıkların küçük kistlerle kaplanması ve hormon dengesizlikleri nedeniyle oluşan bir durumdur. PCOS, androjen reseptörü genindeki mutasyonlarla ilişkilendirilmiştir.
- Endometriozis: Endometriozis, uterus dışındaki dokularda endometrial hücrelerin büyümesi ve enfeksiyonlarıdır. Bu hastalıkta, bazı genetik mutasyonlar, özellikle de kemokin ve inflamasyon genleri ile ilişkilendirilmiştir.
- Rahim ağzı kanseri: Rahim ağzı kanseri, rahim ağzındaki hücrelerin anormal büyümesi ve bölünmesi nedeniyle oluşur. HPV virüsü bu hastalıkla ilişkilidir ve bazı genetik faktörler de rol oynayabilir.
- Over kanseri: Over kanseri, yumurtalıklardaki hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve bölünmesi nedeniyle oluşur. BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonlar over kanseri riskini artırır.
- İleri Yumurtlama Kusuru: İleri Yumurtlama Kusuru, kadınların ovülasyon sorunlarından kaynaklanan bir durumdur. Bu hastalık, genetik mutasyonlarla ilişkilendirilmiştir, ancak tam olarak hangi genlerin etkilendiği bilinmemektedir.
Ancak, jinekolojik hastalıkların çoğu birden fazla nedenle ortaya çıkabilir ve mutasyonlar sadece bir faktör olabilir. Bu nedenle, hastalık tanısı koymak için genetik testlerin yanı sıra diğer faktörleri de dikkate almak gereklidir.
Şimdi bu bilinen yaklaşımlardan biraz ayrılalım ve görülmeyene odaklanalım.
Bak dikkatle oku, her kadında olabilen, basit bir vajinal akıntı ve vajinal enfeksiyonlar neler yapıyor!
Süzme peynir suyu, süt kesiği şeklinde vajinal akıntı, idrar yaparken yanma, kaşıntı, disparoni ,… gibi bulguları olan vulvovajinal kandidiazis ( yani vajinal akıntı) tedavi edilmediğinde birçok komplikasyona neden olabilmektedir. Örneğin;
- Pelvik inflamatuar hastalık,
- Kısırlık,
- Dış gebelik,
- Pelvik apse,
- Spontan düşük ve
- Adet bozuklukları.
- Nörolojik, romatolojik, odontojenik, … hastalıklar
Bu nedenle önleme, erken teşhis ve hızlı tedavi özellikle risk grupları arasında, önlenmesi için elzemdir.1
Hiç sorulmayan bir soru: vajinal akıntı mutasyon yapar mı? , bence yapıyor ama imkan yok araştırmaya !
Bilimsel literatürü araştırdığınızda direkt böyle bir hipotez kurulmamış. Hatta vajinal akıntıyı öven ve kadın sağlığı için gerekli olduğunu vurgulayanlar bile var. Elimde sadece bir hipotezim var ama onu sorguluyorum.
Ardışık Döngü;
Vajinal Soyağacı
** Anneannen: Enfeksiyonlu Gezdi
** Annen: Enfeksiyonlu Gezdi
** Sen: Enfeksiyonlu Geziyorsan
Genetik Materyalin Neden Bozulduğunu Anlamış Olmalısın

Biz artık biliyoruz ki; kanser hücrelerinde, sayısı artan genetik bozulmalar ve mutasyonlar mevcut. Bir çalışmada2 meme kanseri nedeni ile korunma amaçlı tamoksifen ilacını alan kadınlar, gelişebilecek bir rahim kanserini erken bilebilmeleri için vaginal akıntı veya vajinal kanama belirtilerine dikkat etmeliler, şeklinde cümle geçmektedir. Tamam bu cümle ”vajinal akıntı mutasyon yapar mı?” hipotezime çok destek vermiyor ama en azından vajinal akıntı – mutasyon yakınlaşması biraz başladı.
- Bunun dışında yapılan bir çalışma da vulvar kanseri olan hastaların büyük kısmında vajinal akıntı bulunmaktadır ve bu hastalar, menopoz sonrası yaş grubu hastalardır. Kanser aşikar olmadan, yani henüz preinvaziv formda iken bile, minimal dahi olsa semptom vermektedir. Bu çalışmada EGFR geninde mutasyon saptanmıştır.3
- EGFR geni (Epidermal Growth Factor Receptor), insan genomunun 7. kromozomunun kısa kolunda (7p11.2) bulunur. Bu gen sentromere çok yakın lokasyondadır.
Kromozomların hasarlanmaya en yatkın yerleri, genellikle tekrarlayan DNA dizilerinin bulunduğu bölgelerdir. Bu tekrarlayan diziler, çaprazlama (crossing-over) sırasında hatalı eşleşmelere neden olabilir ve kromozomlarda değişikliklere yol açabilir. Ayrıca, telomerler (kromozom uçları) ve sentromer (kromozomun merkezi bağlantı noktası) bölgeleri de kromozomların sık hasar aldığı bölgelerdir.
Yine başka bir çalışmada4 açıkca mutasyon demiyor ama tekrarlayan vulva vajinal enfeksiyonu (vajinal akıntının epistomolojik karşılığı) olan kadınlarda, hastalıklarının en belirgin olduğu dönemde IL-4 (Hümoral ve adaptif bağışıklıkta kilit bir düzenleyici sitokin) dediğimiz maddeyi kodlayan genlerde, heteromorfik ( birden fazla biçiminin veya çakma – ucuz yan sanayi ürünün) daha fazla görüldüğünü, homozigotik IL-4 gen formunun ( orjinal parça diye anla) azaldığını belirtmişlerdir.
Yani tekrarlayan vulva vajinal enfeksiyonu (vajinal akıntının epistomolojik karşılığı) olan kadınlarda polimorfik (anormal – normal IL-4 düzeylerinin olduğunu), homozigotik gen şeklinin azalıp, heteromorfik IL-4 düzeyinin arttığını ifade etmişlerdir. Bu polimorfizm tabanlı ve destekleyen başka yayınlarda olmuştur.5 Ben burada IL-4, … gibi bir maddenin ne işe yaradığıyla ilgilenmiyorum. Şunu anlıyorum ki; kronikleşen (tedavi olmayan) kadınlarda vajinal akıntı, genetik mutasyon ile varyasyona (değişime, polimorfizme) neden olabiliyor.
- Polimorfizm ve mutasyon terimleri, değişen derecelerde genetik varyasyonları ifade ederler. Polimorfizmler, bir popülasyonda sıklıkla görülen normal varyasyonları ifade ederken, mutasyonlar, bir genetik materyalde kalıcı bir değişikliği ifade eder ve genellikle yeni bir genetik özellik veya hastalığa neden olabilir. Yani, polimorfizmler bir mutasyondan kaynaklanabilir veya doğal varyasyonlar olabilir, ancak her polimorfizm bir mutasyon değildir.
Düzelmeyen ”genital hijyen”; ”genetik” hijyeni bozuyor !
Yazımı güçlendirmeye çalıştıkça vajinal akıntının başka bir gende ”CIAS1” polimorfizm yaptığını buluyorum.
Bu gen ile ilgili kısa bir bilgi versem kimse ölmez; CIAS1 (Cold-Induced Autoinflammatory Syndrome 1) geni, insanlarda otoimmün hastalıklar ve otoinflamasyon ile ilişkili bir gen olarak bilinir.
- Bu gen, inflammasom olarak bilinen bir protein kompleksinin bir parçasıdır ve vücudun enfeksiyonlara ve hasara karşı savunmasını kontrol eder. Bu gen , kromozom 1’in kısa kolunda (p kolu) bulunan 1q44 bölgesinde(bandında) yer alan bir gendir.
- CIAS1 genindeki mutasyonlar, nörolojik semptomlar, ürtiker benzeri döküntüler, ateş, eklem ağrısı ve diğer otoinflamatuar semptomlara neden olan otoinflamasyon hastalığı olan Muckle-Wells sendromuna neden olabilir. CIAS1 genindeki başka mutasyonlar da, soğuk ortamlara maruz kalmakla tetiklenen ağrılı, inflamatuar bir deri hastalığı olan soğuk ürtikeri olan hastalarda bulunmuştur.
- Ayrıca, CIAS1 geni, bu inflammasom kompleksinin çalışmasını modüle ederek, vücudun enfeksiyonlara ve hasara karşı koruyucu yanıtını düzenler. Bu nedenle, CIAS1 geni ve inflammasom kompleksi, otoinflamasyon hastalıklarının patogenezinde önemli bir rol oynar.
Bunlar jinekoloji dışındaki çalışmalardı, açıkçası bununla da ilgilenmiyorum, şikayet uzunluğu, minimum 6 ay gibi kronik olan hastalar ile yapılan bir çalışmada6 vulva vulvar vestibulitis senddromu ve vajinal kandidiazisi olan hastalarda bu CIAS1 geninde polimorfizm tespit etmişler ve bu hastalarda vulva vulvar vestibulitis senddromu ve vajinal kandidiazis tetiğini çekecek etken olarak belirtilmiş, saygı duyuyorum ama katılmıyorum. Görüldüğü üzere kronik vajinal akıntı bir gen mutasyonu daha yaptı (vulva vulvar vestibulitis senddromu ve vajinal kandidiazis vajinala kıntısız olan durumlar değildirler); genital hijyen; genetik hijyene bir darbe daha yaptı.

Mantar enfeksiyonu denilince toplumuz çok güze tarifliyorlar, ”ben anlatayım sen bil; sonra ben eczaneye gider oradan ilaç isterim’‘ mantığı malesef kadınların canına okumaktadır. Mantar enfeksiyonları basit bir vajinal akıntı ile başlayıp genetik hijyeni bozduğunu anlatmıştım. Birde mikrobun yani mantarın azılı (virülans) , ciddi hasta etme olma durumu vardır. Virülansı yüksek mantarlarda şu özellikler;
- Adezyon (dokuya tutunmasının fazla olması, yapışkan olması)
- Biofilm formasyonu göstermesi (tüm dokuyu bir halı gibi kaplama, ele geçirme yeteneği)
- Hücre dışı hidrolitik enzim üretim kabiliyeti (bu yetenek genomunun gelişmiş olduğunu, savunma mekanizmalarının olduğunu gösterir, gelişmiş canlılar her zaman yok olmaya dirençlidir)
- Hif – Ağ oluşturma ( Kendine yuva kurma özelliği, bir mantar üzerinizde yani vajinanızda hif – ağ oluşturmuş ise, yuvalanmış ise dirençli olduğunu düşünmek gerekir)
- Fenotipik dönüşüm (ortamın şekline uygun yuva yapma, özellikle vajina için ) dikkat çekmektedir.9
Vajinal akıntıyı yapan etken; virülansa sahip ise ve de sizde , minik minik mutasyonlar yaratarak, bedensel savunmanızda polimorfizm geliştirmiş ise yani bağışıklık kalenizde gedik (polimorfizm, heteroplazmi) açılmış ise hastalıklar ile yüzleşmeniz şaşırtıcı olmamalıdır.
Genital bölgede bulunan hücrelerin membranın da Toll Like Reseptör şeklinde bilinen polimorfik TLR1, TLR2, TLR4, TLR6 ve TLR9 (TLR, çılgın reseptörler olarak bilinen) ailesine ait olan 5 adet transmembran proteinleri bulunur. Bu proteinler, insanlarda ve diğer memelilerde doğal bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve patojenlerin (bakteriyel vajinoz gibi kötü kokulu vajinal akıntı etkeni) (mikropların) tanınması ve bağışıklık tepkilerinin başlatılması için önemlidirler.
Vajina içerisinde bulunan hücre dışı hidrolitik enzim üretim (lipaz , vajinada doymamış yağ asitlerinin birikmesi, hidrolaz, asetilaz,…) kabiliyeti olan patojen olması (mantar gibi) bu mikropları hücrelerimizden uzak tutan TLR’leri kapatarak yada IL-10 üreterek bu TLR’ leri etkisiz hale getirebilir.
Enfeksiyonun şiddetinin artması veya uzaması durumlarında , yanlış okuma mutasyonuna bağlı özellikle TLR 4 de polimorfizm oluştuğunda gardrenella vaginalis ve/veya gram (-) bakterilerin vajinal florada 10x artabileceği belirtilmiştir. Aynı durum septik şok , erken doğumda da belirgindir. 10 11Bu TLR’ler farklı mikroorganizmaların tanınmasında özelleşmiştir ve her biri, farklı tipte patojenlerin tanınması ve bağışıklık tepkilerinin başlatılması için özelleşmiş hücrelerin yüzeyinde bulundurulur (mikropları uzak tutucu igciklerdir). Vajinal akıntı bir mutasyon daha yaptı, hem gebelikte işe karıştı.
İnsanlarda görülebilen mutasyonları İncelersek;
İnsan DNA’sında oluşabilecek mutasyonlar oldukça çeşitlidir. Bu mutasyonlar genellikle aşağıdaki şekillerde sınıflandırılabilir:
- Nokta mutasyonları: Bir nükleotidin başka bir nükleotid ile değiştirilmesi veya eklenmesi / çıkarılması sonucu oluşan mutasyonlardır. En sık görülen nokta mutasyonları şunlardır:
- Missense mutasyonları: Bir nükleotidin değiştirilmesi(yanlış okunması) sonucu farklı bir amino asit oluşmasına neden olur. Bu tür mutasyonlar genellikle proteinin yapısını ve işlevini değiştirir.
- Nonsense mutasyonları: Bir nükleotidin değiştirilmesi sonucu kodonun duraklamasına neden olur. Bu da genellikle protein sentezinin durmasına neden olur.
- Silent mutasyonlar: Bir nükleotidin değiştirilmesi sonucu amino asit dizisinde değişiklik olmaz. Bu tür mutasyonlar genellikle proteinin işlevini etkilemez.
- Çerçeve kaydırma mutasyonları: Bir veya daha fazla nükleotidin eklenmesi veya çıkarılması sonucu oluşan mutasyonlardır. Bu tür mutasyonlar genellikle protein sentezinde kaydırma (shift) meydana getirir.
- Kromozomal mutasyonlar: Kromozomların yapısında oluşan değişikliklerdir. En yaygın kromozomal mutasyonlar şunlardır:
- Delesyon: Kromozomda bir ya da daha fazla genin eksik olması sonucu meydana gelir.
- Duplikasyon: Kromozomda bir genin fazladan kopyasının bulunması sonucu meydana gelir.
- İnversiyon: Kromozomda bir bölgenin ters çevrilmesi sonucu meydana gelir.
- Translokasyon: Kromozomların yer değiştirmesi sonucu meydana gelir.
- Gen amplifikasyonu: Belirli bir genin normalden fazla kopyasının bulunması sonucu meydana gelir.
Yukarıdaki mutasyonlar insan DNA’sında meydana gelebilir ve hastalıklara neden olabilirler. Ancak, mutasyonlar sadece hastalıkla ilişkili olmayabilir ve bazı durumlarda doğal genetik çeşitliliğin bir parçası olarak kalabilirler.
Mutasyon Denilince İnsanlar Bunu Anlayamıyor Ve Kendisiyle Alakasının Olmadığını Düşünüyor. Mutasyon Yapıcı Etkenler;
(İntrauterin maruziyet) = A ;
( Over ve/veya testislerin maruz kalması, intrauterin maruziyet) = B
- Radyasyon – B
- Kimyasal maddeler
- Hatalı DNA kopyalama
- Doğal mutasyonlar
- Ultraviyole (UV) ışınları
- Hava kirliliği – A
- Çevresel toksinler – A
- Alkol kullanımı – A
- İlaçlar – A
- İnflamasyon (vajinal akıntı, …) – A
- Oksidatif stres – A
- Beslenme alışkanlıkları
- Hormonlar
- Stres – B
- Yaşlanma (ihmal edilmiş menopoz)
- Fiziksel travma
- Yetersiz egzersiz veya hareketsizlik
- İmmün sistem bozuklukları
- DNA hasarı onarım eksikliği
- Genetik predispozisyon
- Viral enfeksiyonlar – B
- Bakteriyel enfeksiyon (vajinal akıntı, …) – A
- Parazit enfeksiyonları – A
- Diyabet – B
- Metabolik bozukluklar – A
- Toksinler – B
- Elektromanyetik alanlar – B
- Kanserojen maddeler – B
- İmmünosüpresif ilaçlar – B
- Hormonal ilaçlar. – B
- Hipoksi – B
- Mitokondriyal disfonksiyon – B
- Gıda katkı maddeleri – B
- Uyku bozuklukları – B
Şu listede bulunanların en az 5 tanesi günlük hayatımızda mevcut. O yüzden mutasyon geliştiriyoruz ve hasta oluyoruz.
Kanser Yani Bir Nevi Mutasyon Yapan Bakteriler!
- Mide Kanseri → Helikobakter Pilori
- Barsak Lenfoması → Kamfilobakter Jejuni
- Hepatobiliyer Kanser → Salmonella Tifimirium
- Akciğer Kanseri → Mikobakterium Tüberkülosus
- Pankreas Kanser → Porfiromonas Gingivalis
- Küçük Hücreli Akciğer Kanseri → Pösodomonas Aerginosa
- Serviks Kanseri → Klebsiella Pnömonia
- Kolon Tümörleri → Salmonella Tifimurium
- Meme Kanseri → Salmonella Tifimurium
- Nazofaringeal Kanser → Escerichia Coli
O kadar bahsettik, ”genital hijyensizlik; genetik hijyeni bozar” dedik.
Genital enfeksiyonlar, herkesin bildiği vajinal akıntı;


Trizomi 21 yani down sendromunun büyük çoğunluğu anne kaynaklı (%93), ardından baba (%5) ve mitotik (%2) kaynaklıdır.12 Peki kadınlara yani annelere ne oluyor?, neden etkileniyorlar ? Mutlaka bir etkilenme var çünkü aynı kadınların başka çocuklarında genellikle Down Sendromu olmuyor ?
Yine başka bir çalışmada nondisjunction gösteren trizomili hastalarda extra kromozomun %95 anne, %5 baba kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.13 14En iyimser ve olayın baba kaynaklı olduğunu gösteren çalışmalar %20 dir ama anne oranı yine %80 dir.15 Muhtemelen burada da annede, mutasyona uğramış mitokondriler ve/veya mikrotübüller mevcuttur. Hasarlı malzeme ile gebelik meydana gelmektedir. Peki bu mitokondri ve mikrotübülleri ne mutasyona , hasara ne uğratıyor? Yukarıda vermiş olduğum mutasyon yapıcı listeden en fazla kadınların maruz kaldığı ne olabilir ?
Şu hastalıklar önlenebilir jinekolojik hastalıklar nedeniyle olamaz mı?

Genital Hijyensizlik, Genetik Hijyeni Bozar.
Malesef trizomilerin kökenini açıklamada ileri anne yaşı dışında bir şey, derinlemesine araştırma yapılmasına rağmen bulunamadı. Çünkü klasik tıbbın yanlış öğretileri halen devam etmekte ve bilime de yön vermektedir. Başlamamız gereken ve değiştirmemiz gereken ilk kural; ”SIFIR” VAJİNAL AKINTI SAĞLIKTIR.
Down Sendromu, bilimsel olarak Trizomi 21 olarak da adlandırılan genetik bir durumdur.
Kusurlu 21. kromozomun
** %90’ı genellikle anneden kaynaklanırken,
** bu durum bazen babadan da kaynaklanabilir (%10↓).
Erkek bebeklerde Down Sendromu varsa nadiren kısırlık problemi görülürken, kız bebeklerde ise kısırlık riski yüksektir.
Fertil olan bireylerin yarısında azalmış ve kusurlu üreme yeteneği olabileceği belirtilmektedir.
Down Sendromu, binlerce yılda sönümlenecek bir genetik olay olarak kabul edilir.
Sağlıklı insanlarda ‘şans faktörüyle‘ tekrar başlayan bu durum, yeni katılımcılarla yeni bir kısır döngü oluşturabilir.
Bu durum, genetik açıdan incelenmeyi ve daha derinlemesine araştırılmayı gerektirir. Belki de her şey sadece şansa bağlı değildir, bu nedenle Down Sendromu’nun kökenleri ve etkileri üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
X Kromozomunda Oluşabilecek Mutasyonlar – Delesyonlar İle Görülebilecek Menstrüel Durumlar


Xp11’deki terminal delesyonlar, %50 birincil amenore ve %50 erken yumurtalık yetmezliği veya doğurganlıkla sonuçlanır.
Xq13’teki delesyonlar genellikle birincil amenore üretir.
Xp veya Xq’daki telomerlere daha yakın olan terminal delesyonlar, tam yumurtalık yetmezliğinden daha çok erken yumurtalık yetmezliğine neden olur.
Daha detaylı bilgi için referansa başvurmalısınız.

Jinekolog Op. Dr.Mesut Bayraktar
Ortaca/Muğ1a 05467740159
https://muglakadindogum.net
Tetkikler
hekimin kanaatinden
üstün değildir.
Kadın bedeninde
kronik enflamasyonun
en büyük kaynağı
vajinal akıntıdır.
Hastane Stresinden Uzaklık | ✓ |
Özel Etkileşim | ✓ |
Süre Sınırlamasız Muayene | ✓ |
Mahremiyet – Gizlilik | ✓ |
Hijyenik Ortam | ✓ |
Teknoloji Kullanımı | ✓ |
Konfor – Ferah Ortam | ✓ |
Online Randevu | ✓ |
3. Şahıslarla Temassızlık | ✓ |
Güven – Nezaket – Zarafet | ✓ |
Etik | ✓ |
Tecrübe | ✓ |
Profesyonel Destek | ✓ |
Hasta Memnuniyeti & Sağlığı | ✓ |
Fethiye’den 45′ uzaklıkta | ✓ |
Dalaman’dan 10′ Uzaklıkta | ✓ |
Köyceğizden 15′ Uzaklıkta | ✓ |
Marmaris’den 40′ Uzaklıkta | ✓ |
Muğla’dan 45′ Uzaklıkta | ✓ |
- Genital Hijyensizlik Genetik Hijyeni Bozar. 2023
- Herkes Hasta Olur; Herkes En İyi Hekim İster. 2022
- Kadın Hastaysa Evde Huzur Yoktur. 2020
- Jinekolojik Hastalık Başka Hastalığı Tetiklemiş İse Buna Yüksek Riskli Jinekolojik Hastalık Denir. 2020
- Kadın Hastalığını Kabul Etmiyorsa Evde Dirlik Yoktur.
- Gebelikte Tasarruf (Kısıntı) Olmaz. Gebelikte Mal - Mülk Feda Edilir.
- Kadın Hastaysa Kök Sebep Aksi İspat Edilene Kadar Jinekolojiktir.
- Gebelik Fizyolojik Dönem DEĞİLDİR. Gebelik Hastalık – Ölüm Riski Barındıran Olağanüstü Dönemdir. Tecrübeli , Öngörüsü Açık Hekime Teslimiyet Gerektirir. 2018
- Gebelik Hastalıkları, İhmal Edilmiş Jinekolojik Hastalıkların Komplikasyonudur.
- Gebelik Hastalıkları; Tanısı Konulmamış Jinekolojik Hastalıklardır. MB, 2016)
- Gebelikte Kazanılacak 1 Puan IQ, Bebeğinizi Başarı Sarmalında Üstlere Taşır.
- Enfeksiyonla Gezmeyi ''Sorun Görmeyen'' Gebeyi En Mükemmel Sağlık Sistemi Bile Koruyamaz.
- Rahim; Dayanan - Sabreden - Kolaylık Gösteren - Halden Anlayan Organ Değildir.
- Sıfır Vajinal Akıntı Sağlıktır. MB, 2016
Bilgi | Değer |
---|---|
Ülke | Türkiye |
İl | Muğla |
İlk Yerleşim | MÖ 2. binyıl |
Koordinatlar | 36.838769862880554, 28.76508732000861 |
En Alçak Nokta | 0 m (0 ft) |
Zaman Dilimi | UTC+03.00 (TRS) |
Posta Kodu | 48XXX |
Alan Kodu | 252 |
ISO 3166 Kodu | TR-48 |
Plaka Kodu | 48 |
Bağlı Olan İlçeler:
Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Menteşe, Milas, Ortaca, Seydikemer, Ula İlçesiRudolf Virchow; Louis Pasteur, Robert Koch savundukları; hastalıkların mikrop teorisine inanmıyordu. Hastalıkların, dış patojenlerden değil, hücrelerin İçindeki anormal faaliyetlerden kaynaklandığını öne sürdü. Aynı zamanda Max Gerson'da Hastalık gelişmeden önce metabolik bozulmanın başladığını kitabında yazmıştır.
Mesut Bayraktar ekolleri birleştirerek modifiye ederek meslek İcrasında bulunmaktadır. Tıbbın Papa'sı Virchow'unda haklı olduğunu vurgulamaktadır. Her bir Ekol Platon'un Mağara Alegorisinde Bulunan, Zincirlerinden Kurtularak Mağaradaki Ateşin Işığına Alışmış Ama Güneşe Ulaşamamış Mahkumlardır. Güneşe Çıktığınızda Gördüğünüz; Sıfır Vajinal Akıntı sağlıktır.



