Sessiz Hırsız Hastalığı olarak bilinen osteoporoz, özellikle menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesine neden olur.


Sessiz Hırsız Hastalığı = Osteoporoz , Menopoz – Kemik Erimesi
Sessiz Hırsız Hastalığı = Osteoporoz kemiklerin yoğunluğunun azalması ve yapılarının bozulmasıyla karakterize bir kemik hastalığıdır.
- Kelime anlamı olarak “poröz kemik” anlamına gelir.
Osteoporoz, kemiklerin mineral yoğunluğunun azalması ve kemik dokusunun mikro yapısal değişiklikleri nedeniyle kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine yol açar.

Osteoporoz genellikle başlangıçta belirti vermez ve “sessiz hırsız” olarak adlandırılır çünkü kemik kaybı fark edilmez. Ancak ilerleyen dönemlerde kemik kırıkları, özellikle bilek, omurga ve kalça kırıkları gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir.


Jahre: Yaş
Normalde, vücut kemikleri sürekli olarak yeniden şekillendirir. Kemik dokusu, kemik oluşturan hücrelerin (osteoblastlar) yeni kemik üretmesi ve kemik yıkımından sorumlu olan hücrelerin (osteoklastlar) eski kemik dokusunu parçalamasıyla dengede tutulur. Osteoporozda ise kemik yıkımı, kemik oluşumunu aşar ve kemik yoğunluğu azalır.
Osteoporozun teşhisi kemik yoğunluğu testleriyle yapılır. Tedavi yöntemleri arasında kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, egzersiz, kemik sağlığını destekleyen ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alabilir.
Özetlemek gerekirse, osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalması ve kemik dokusunun bozulmasıyla sonuçlanan bir kemik hastalığıdır. Kemikler zayıflar ve kırılgan hale gelir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile osteoporozun ilerlemesi ve kemik kırıkları riski azaltılabilir.

Kemik, organik ve mineral bileşenlerin bir kombinasyonudur.
- Organik bileşenler, hücreler, kolajen ve diğer proteinlerden oluşan kemik matriksi olarak adlandırılan bir iskeleti oluşturur.
- Mineral bileşenler ise kalsiyum, fosfor ve diğer minerallerin hidroksiapatit formunda birleşmesiyle oluşan kemikteki mineralize yapıdır.
- Hidroksiapatit, kalsiyum ve fosfat iyonlarının birleşmesiyle oluşan bir kristal yapıya sahiptir.
- Hidroksiapatit, kemiklerin ve dişlerin sağlamlığını ve yapısını korumak için önemli bir mineraldir.
Kemik, temel olarak iki tip dokudan oluşur: Kompakt kemik (kortikal kemik) ve süngerimsi kemik (trabeküler kemik).
- Kompakt Kemik (Kortikal Kemik): Kompakt kemik, kemik yüzeyinin dışında bulunan sert ve yoğun bir doku tabakasıdır. Kompakt kemik, uzun kemiklerin (örneğin femur, uyluk) şaft kısmında ve diğer kemiklerin kabuk kısmında bulunur. Bu kemik dokusu, paralel düzenlenmiş konsantrik halkalardan oluşur. Her bir halka, osteon adı verilen yapısal bir birimdir. Osteonlar, merkezi bir kanal olan Havers kanalı etrafında düzenlenmiş lamellerden oluşur. Havers kanalları, kemikteki kan damarlarını ve sinirleri taşır. Kompakt kemik, kemikleri güçlendirir ve korur.
- Süngerimsi Kemik (Trabeküler Kemik): Süngerimsi kemik, kompakt kemikle karşılaştırıldığında daha az yoğun bir yapıya sahiptir. Süngerimsi kemik, iç kısımda bulunan ve trabeküla adı verilen ince kemik liflerinin oluşturduğu bir doku ağıdır. Trabeküller, kemik içinde hafifçe eğri ve dallanmış bir şekle sahiptir. Trabeküller arasında kemik iliği boşlukları bulunur. Süngerimsi kemik, kemiklerin iç yapısını oluşturur ve kemikleri hafif ve esnek yapar.
Osteoporoz her iki cinste de görülebilen bir durum olmakla beraber kadınlarda daha yaygın olarak görülür. Kadınlarda osteoporoz, menopoz dönemiyle ilişkilidir ve östrojen hormonunun azalmasıyla ilişkilidir. Östrojen hormonu, kemik yoğunluğunu korumaya yardımcı olan bir hormondur. Menopozdaki kadınlarda, östrojen seviyeleri düşer ve kemik kaybı hızlanır, bu nedenle kadınlar osteoporoz gelişme riski daha yüksektir.
Osteoporoz genellikle süngerimsi kemik (trabeküler kemik) yapısında daha fazla görülür. Süngerimsi kemik, iç kısımda bulunan trabeküllerin oluşturduğu bir doku ağıdır. Süngerimsi kemik, kompakt kemik (kortikal kemik) yapıya göre daha hafif ve gevşek bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, osteoporoz genellikle trabeküler kemikte daha belirgin hale gelir. Trabeküler kemik, özellikle omurga, kalça ve bilek gibi bölgelerde bulunur. Bu bölgeler, osteoporotik kırıkların daha sık meydana geldiği yerlerdir. Osteoporozun ilerlemesiyle birlikte, süngerimsi kemikteki trabeküller incelir ve kemikler zayıflar, bu da kırılma riskini artırır.
Kompakt kemik, osteoporozda da etkilenebilir, ancak genellikle süngerimsi kemik yapısında meydana gelen kemik kaybı daha belirgindir.
Kadınlarda osteoporoz, belirli kemiklerde daha sık görülme eğiliminde olabilmektedir;
- Omurga (Vertebra): Osteoporoz, omurga kemiklerinde sıkça görülür. Kemik yoğunluğunun azalması ve yapısal değişiklikler nedeniyle omurlar zayıflar ve çökme kırıklarına (vertebral kompresyon kırıkları) yol açabilir. Bu durum, boy kaybı, sırt ağrısı ve kamburluk gibi belirtilere neden olabilir.
- Omurga kırıkları, osteoporozun erken belirtilerinden biri olabilir. Osteoporoz nedeniyle kemikler zayıfladığında, basit bir hareket, öksürme veya hatta aniden doğru pozisyon değişiklikleri bile omurga kemiklerinde kırılmalara yol açabilir. Bu kırıklar, sırt ağrısı, boy kaybı ve kamburluk gibi semptomlara neden olabilir.
- Omurga kırıkları, osteoporozlu bir kişinin sağlık durumu ve kemik yoğunluğuyla ilgili önemli bir işaret olabilir. Bu nedenle, osteoporoz tanısı düşünülen kadınlarda, özellikle omurga kırıkları belirtisi varsa, osteoporozun varlığını doğrulamak için kemik yoğunluğu testleri ve diğer değerlendirmeler yapılması önemlidir.
- Kalça (Femur): Kalça kırıkları, osteoporozun en ciddi komplikasyonlarından biridir. Femurun üst kısmındaki femur başı veya femur boyununda kırıklar meydana gelebilir. Kalça kırıkları, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
- Bilek (Radius ve Ulna): Bilek kırıkları, osteoporozun sık rastlanan bir sonucudur. Özellikle düşmeler sonucu radius veya ulna kemiklerinde kırıklar meydana gelebilir. Bilek kırıkları, günlük aktiviteleri sınırlayabilir ve yaşam kalitesini etkileyebilir.
- Üst Kol (Humerus): Humerus kemiği, omuzdan dirseğe kadar uzanan üst kol kemiğidir. Osteoporoz, humerusun üst kısmında kırıklara neden olabilir. Bu tür kırıklar, özellikle yaşlı kadınlarda sıklıkla görülür.
- Leğen Kemiği (Pelvis): Leğen kemiği, omurgayı bacaklara bağlayan ve vücut ağırlığını destekleyen bir kemiktir. Osteoporoz, pelvik kemiklerde kırıklara yol açabilir. Bu kırıklar, günlük hareketleri kısıtlayabilir ve ağrıya neden olabilir.
Osteoporozun kadınlarda görülen yaygın semptomları:
- Sırt Ağrısı: Omurga kırıkları nedeniyle sırt ağrısı en yaygın osteoporoz semptomlarından biridir. Omurga kemiklerinin zayıflaması ve çökmesiyle ilişkili olarak, sırt bölgesinde ağrı veya rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir.
- Boy Kısalması: Omurga kırıkları sonucunda omurganın yüksekliğinde kayıp meydana gelir. Birden fazla omurga kırığı olan kişilerde boy kısalmaları gözlemlenebilir. Bu durum, osteoporozun ilerlemesiyle birlikte zamanla gerçekleşebilir.
- Kamburluk (Kifoz): Omurga kırıkları ve boy kaybı sonucu postürde değişiklikler meydana gelebilir. Omurgadaki kırıkların bir sonucu olarak üst sırt bölgesindeki kifoz adı verilen yuvarlaklaşma artabilir. Bu, kişinin omuzlarının öne doğru düşmesine ve kambur bir duruşa neden olabilir.
- Kolay ve Aşırı Kırılma: Osteoporoz, kemiklerin zayıflamasına ve kırılgan hale gelmesine neden olur. Bu nedenle, osteoporozu olan kadınlar, minimal bir travma veya düşme sonucunda bile kolayca kemik kırıkları yaşayabilir. Özellikle kalça, bilek ve üst kol gibi kemiklerde kırık riski artabilir.
- Sıkıntılı Kemikler: Bazı insanlar osteoporozun başlangıcında hafif veya sıkıntılı bir kemik ağrısı yaşayabilir. Bu genellikle sırt, kalça veya bilek gibi osteoporozun yaygın olarak etkilediği kemiklerdir.
- Kırıkların Yavaş İyileşmesi: Osteoporozlu kişilerde, kemik kırıklarının iyileşme süreci uzayabilir. Kırıkların tam olarak kaynaması daha uzun sürebilir ve iyileşme süreci daha karmaşık hale gelebilir.
- Kaybolan Dişler: Osteoporozun ilerlemesi, çene kemiğini etkileyebilir. Bu, diş kaybına neden olabilir veya dişlerin daha kolay gevşemesine yol açabilir.
- Yorgunluk ve Genel Halsizlik: Osteoporoz, kemik sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunda, kişide genel bir halsizlik ve yorgunluk hissi oluşabilir. Bu, kemiklerin günlük aktiviteleri desteklemekte zorlandığı durumlarda ortaya çıkabilir.
- Duruş Problemleri: Osteoporoz, omurga kemiklerindeki zayıflama nedeniyle duruş problemlerine yol açabilir. Bu durum, kişinin omurgasında eğrilikler veya kamburluklar oluşmasına neden olabilir.
- Zayıflayan Tırnaklar: Osteoporoz bazen tırnaklarda da değişikliklere neden olabilir. Tırnaklar kırılganlaşabilir, kolayca kırılabilir veya yavaş bir şekilde uzayabilir. Bu durum, kemik sağlığında meydana gelen değişikliklerin bir yansıması olabilir.
- Durumsal Depresyon ve Düşük Özgüven: Osteoporoz, ağrı, kırıklar, boy kısalması ve duruş bozuklukları gibi fiziksel değişikliklerle birlikte gelir. Bu fiziksel değişiklikler, kişinin psikolojik olarak etkilenmesine ve durumsal depresyon, düşük özgüven veya beden imajı sorunları yaşamasına neden olabilir.
- Kırıkların Neden Olduğu Sınırlamalar: Osteoporozlu kadınlar, kırık riski nedeniyle aktivitelerini sınırlama eğiliminde olabilir. Bu durum, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve sosyal aktivitelere katılımı kısıtlayabilir.
- Yorgunluk Kırığı: Osteoporozlu kadınlarda, aşırı fiziksel aktivite veya tekrarlayan stres nedeniyle yorgunluk kırığı riski artabilir. Bu tip kırıklar, yorgunluğun arttığı ve aktivitelerin sürdürülmesinin zorlaştığı durumlarda ortaya çıkabilir.
- Düşme Riski: Osteoporozlu kadınlar, kemiklerin zayıflaması nedeniyle düşme riski altındadır. Düşmeler, kırık riskini artırabilir ve osteoporozla ilişkili komplikasyonlara yol açabilir.
Kadınlarda osteoporoz İle ilişkili risk faktörleri :
- İleri yaş (menopoz sonrası dönem)
- Menopoz öncesi düşük östrojen seviyeleri
- Ailede osteoporoz öyküsü
- Düşük vücut ağırlığı veya düşük vücut kitle indeksi (BMI)
- Sigara içme
- Alkol tüketimi
- Düşük kalsiyum alımı veya kalsiyum eksikliği
- D vitamini eksikliği
- Sedanter yaşam tarzı (hareketsizlik)
- İleri yaşta adet başlangıcı
- Erken menopoz (42 yaşından önce)
- Yetersiz beslenme veya anoreksiya nervoza
- Kalsiyum emilimini etkileyen sindirim sistemi hastalıkları (ör. Crohn hastalığı)
- Hormonal dengesizlikler (ör. hiperparatiroidizm)
- Steroid ilaç kullanımı (uzun süreli kullanım)
- Bazı kronik hastalıklar (ör. romatoid artrit, lupus, multipl miyelom)
- Tiroid hastalıkları (hipotiroidi, hiperparatiroidi)
- Östrojen veya progesteron hormon replasman tedavisi eksikliği
- Kemik erimesi ile ilişkili diğer tıbbi durumlar (ör. osteogenesis imperfecta)
- Kemik kırığı öyküsü (özellikle omurga, kalça veya bilek kırığı)
- Bazı ilaçların kullanımı (ör. kortikosteroidler, antikonvülsanlar, antiasitler)
- Alçıya alma veya immobilizasyon durumu
- İnflamatuvar bağırsak hastalığı (ör. Crohn hastalığı, ülseratif kolit)
- Alçıya alma veya immobilizasyon durumu
- Düşme riskini artıran faktörler (ör. görme bozuklukları, denge problemleri)
- Obezite (aşırı kilolu olmak)
- Beyaz veya Asyalı ırk
- İntestinal malabsorpsiyon durumu (ör. çölyak hastalığı)
- Kafein tüketimi (yüksek miktarda)
- Uzun süreli yatak istirahati veya hareketsizlik.
- Pelvik inflamatuar hastalık (PID): PID, rahim, fallop tüpleri ve/veya yumurtalıkların enfeksiyonuyla ilişkili bir durumdur. Kronik PID, inflamasyon ve doku hasarı yoluyla kemik sağlığını etkileyebilir ve osteoporoz riskini artırabilir.
- Menopoz sonrası erken yumurtalık yetmezliği: Yumurtalık fonksiyonlarının erken kaybı, östrojen seviyelerinin azalmasına ve osteoporoz riskinin artmasına neden olabilir.
- Kronik endometrit: Endometrium (rahim iç tabakası) iltihabı, osteoporoz riskini artırabilir.
- Kronik vajinit: Vajinal enfeksiyonlar, kronik inflamasyona yol açabilir ve bu da osteoporoz riskini artırabilir.
- Kronik servisit: Serviks (rahim ağzı) iltihabı, osteoporoz risk faktörlerinden biridir.
- kronik pelvik selülit
- Kronikleşmiş cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar: Bazı cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (örneğin, klamidya, gonore), pelvik inflamasyona ve kronik enflamatuar süreçlere, kemik yapıda hasarlanmalara yol açabilir ve osteoporoz riskini artırabilir.
Bu faktörler, osteoporoz riskini artırabilir, ancak risk faktörlerine sahip olmak osteoporoz gelişeceğini garanti etmez. Önemli olan, risk faktörlerini dikkate alarak osteoporozun erken teşhis edilmesi, tedavi edilmesi ve önlenmesi için uygun önlemlerin alınmasıdır.
Kemik yoğunluğu ve kemik mimarisini en İyi değerlendiren yöntemler
Kemik mineral yoğunluğu, kemiklerdeki mineral miktarını yansıtan bir ölçüdür. Düşük kemik mineral yoğunluğu, osteoporoz riskini artırır ve kırık riskini yükseltir. DEXA taramasıyla ölçülen T skoru, kemik mineral yoğunluğunun yaşa ve cinsiyete göre standart sapmalara göre nasıl değerlendirildiğini gösterir.
Kemik mimarisi, kemik dokusunun yapısı, organizasyonu ve kalitesini ifade eder. Kemik mimarisi, kemik dokusunun dayanıklılığını ve direncini etkileyen faktörleri içerir. Kemik mimarisinin kalitesi, kemiklerin dayanıklılığını ve kırık riskini etkiler. Daha sağlam ve sağlıklı bir kemik yapısı, kırık riskini azaltabilir.
Bu nedenle, hem kemik mineral yoğunluğu hem de kemik mimarisi, kemik sağlığının tam bir değerlendirmesi için birlikte değerlendirilmelidir.
- Kemik mineral yoğunluğu düşük olabilirken, kemik mimarisi iyi olabilir ve tam tersi durumlar da söz konusu olabilir.
- Kemik mimarisi iyi olup, kemik mineral yoğunluğu düşük olması kırılmaya neden olmayabilirken; kemik mimarisinin kötü ama kemik mineral yoğunluğunun yüksek olması kırık ile ilişkili olabilmektedir.
DEXA (Dual Enerji X-ışını Absorptiometri) taraması, kemik mineral yoğunluğunu değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir ve ançak kemik mimarisini değerlendirmez. DEXA taraması, kemiklerdeki mineral miktarını ölçerek kemik mineral yoğunluğunu belirler ve bu bilgi, osteoporoz riskini değerlendirmek ve tedavi planlaması yapmak için kullanılır.
Kemik mimarisi değerlendirmesi için kullanılan diğer yöntemler arasında kuantitatif bilgisayarlı tomografi (QCT), trabeküler kemik skoru (TBS), yüksek çözünürlüklü periferik kuantitatif bilgisayarlı tomografi (HR-pQCT) gibi teknikler yer alır. Bu yöntemler, kemiklerin yapısını, trabeküler ve kortikal kemik mimarisini, kemik hacmini ve diğer mikro yapısal özellikleri daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirme imkanı sağlar.
Kemik mimarisi değerlendirmesi için DEXA taraması yerine, QCT veya HR-pQCT gibi yöntemler tercih edilebilir. Bu yöntemler, kemik yoğunluğuyla birlikte kemik mikro mimarisini de değerlendirir ve osteoporoz riskini daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye yardımcı olurlar.

Osteoporozun sınıflandırılması genellikle kemik mineral yoğunluğu ölçümü ve T skoru kullanılarak yapılır. T skoru, kemik mineral yoğunluğunun yaşa ve cinsiyete göre standart sapmalara göre nasıl değerlendirildiğini gösterir.
- Normal: Kemik mineral yoğunluğu ortalama veya ortalama üzerindeyse ve T skoru -1 ve üzerinde ise, kemikler normal olarak sınıflandırılır.
- Osteopeni (Düşük kemik yoğunluğu): Kemik mineral yoğunluğu düşük, ancak osteoporoz düzeyine henüz ulaşmamışsa, bu durum osteopeni olarak adlandırılır. T skoru -1 ile -2.5 arasında ise osteopeni tanısı konabilir.
- Osteoporoz: Kemik mineral yoğunluğu önemli ölçüde azaldığında ve T skoru -2.5 veya daha düşükse, osteoporoz tanısı konulur. Bu aşamada kemikler zayıf ve kırılgan hale gelmiştir ve kırık riski artmıştır.
- Şiddetli osteoporoz: T skoru -2.5 veya daha düşükse ve osteoporoz kırığına bağlı olarak omurga, kalça veya diğer kemiklerde kırık meydana gelmişse, bu durum şiddetli osteoporoz olarak sınıflandırılır.
Sınıflandırma | T Skoru (SD birimleri) |
---|---|
Normal | -1 ve üzeri |
Osteopeni | -1 ile -2.5 arası |
Osteoporoz | -2.5 ve altı |
Şiddetli osteoporoz | -2.5 ve altı, kırık mevcut |
Kadınlarda osteoporoz tedavisinde pivot nokta; jinekolojik iyilik halinin elde edilmesinden sonra başlamaktadır. Jinekolojik iyilik hali elde edilmeden girişilecek osteoporoz tedavileri hem kısa ömürlü hem de meşakkatli olmaktadır.
Tetkikler
hekimin kanaatinden
üstün değildir.
Kadın bedeninde
kronik enflamasyonun
en büyük kaynağı
vajinal akıntıdır.
Hastane Stresinden Uzaklık | ✓ |
Özel Etkileşim | ✓ |
Süre Sınırlamasız Muayene | ✓ |
Mahremiyet – Gizlilik | ✓ |
Hijyenik Ortam | ✓ |
Teknoloji Kullanımı | ✓ |
Konfor – Ferah Ortam | ✓ |
Online Randevu | ✓ |
3. Şahıslarla Temassızlık | ✓ |
Güven – Nezaket – Zarafet | ✓ |
Etik | ✓ |
Tecrübe | ✓ |
Profesyonel Destek | ✓ |
Hasta Memnuniyeti & Sağlığı | ✓ |
Fethiye’den 45′ uzaklıkta | ✓ |
Dalaman’dan 10′ Uzaklıkta | ✓ |
Köyceğizden 15′ Uzaklıkta | ✓ |
Marmaris’den 40′ Uzaklıkta | ✓ |
Muğla’dan 45′ Uzaklıkta | ✓ |
- Genital Hijyensizlik Genetik Hijyeni Bozar. 2023
- Herkes Hasta Olur; Herkes En İyi Hekim İster. 2022
- Kadın Hastaysa Evde Huzur Yoktur. 2020
- Jinekolojik Hastalık Başka Hastalığı Tetiklemiş İse Buna Yüksek Riskli Jinekolojik Hastalık Denir. 2020
- Kadın Hastalığını Kabul Etmiyorsa Evde Dirlik Yoktur.
- Gebelikte Tasarruf (Kısıntı) Olmaz. Gebelikte Mal - Mülk Feda Edilir.
- Kadın Hastaysa Kök Sebep Aksi İspat Edilene Kadar Jinekolojiktir.
- Gebelik Fizyolojik Dönem DEĞİLDİR. Gebelik Hastalık – Ölüm Riski Barındıran Olağanüstü Dönemdir. Tecrübeli , Öngörüsü Açık Hekime Teslimiyet Gerektirir. 2018
- Gebelik Hastalıkları, İhmal Edilmiş Jinekolojik Hastalıkların Komplikasyonudur.
- Gebelik Hastalıkları; Tanısı Konulmamış Jinekolojik Hastalıklardır. MB, 2016)
- Gebelikte Kazanılacak 1 Puan IQ, Bebeğinizi Başarı Sarmalında Üstlere Taşır.
- Enfeksiyonla Gezmeyi ''Sorun Görmeyen'' Gebeyi En Mükemmel Sağlık Sistemi Bile Koruyamaz.
- Rahim; Dayanan - Sabreden - Kolaylık Gösteren - Halden Anlayan Organ Değildir.
- Sıfır Vajinal Akıntı Sağlıktır. MB, 2016
Bilgi | Değer |
---|---|
Ülke | Türkiye |
İl | Muğla |
İlk Yerleşim | MÖ 2. binyıl |
Koordinatlar | 36.838769862880554, 28.76508732000861 |
En Alçak Nokta | 0 m (0 ft) |
Zaman Dilimi | UTC+03.00 (TRS) |
Posta Kodu | 48XXX |
Alan Kodu | 252 |
ISO 3166 Kodu | TR-48 |
Plaka Kodu | 48 |
Bağlı Olan İlçeler:
Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Menteşe, Milas, Ortaca, Seydikemer, Ula İlçesiRudolf Virchow; Louis Pasteur, Robert Koch savundukları; hastalıkların mikrop teorisine inanmıyordu. Hastalıkların, dış patojenlerden değil, hücrelerin İçindeki anormal faaliyetlerden kaynaklandığını öne sürdü. Aynı zamanda Max Gerson'da Hastalık gelişmeden önce metabolik bozulmanın başladığını kitabında yazmıştır.
Mesut Bayraktar ekolleri birleştirerek modifiye ederek meslek İcrasında bulunmaktadır. Tıbbın Papa'sı Virchow'unda haklı olduğunu vurgulamaktadır. Her bir Ekol Platon'un Mağara Alegorisinde Bulunan, Zincirlerinden Kurtularak Mağaradaki Ateşin Işığına Alışmış Ama Güneşe Ulaşamamış Mahkumlardır. Güneşe Çıktığınızda Gördüğünüz; Sıfır Vajinal Akıntı sağlıktır.





Menopoz sıkıntılarını Hakim değil, Jinekolog çözer.
T.C YARGITAY 2.HD
Esas: 2012/4303
Karar: 2012/24717
Karar Tarihi: 15/10/2012
ÖZET: Eşinin menopoza girmesi sebebiyle yaşadığı sıkıntılara karşı yeterli duyarlılık ve sabrı göstermeyen, eşini haksız bir şekilde iffetsizlikle suçlayan ve ona hakaret eden davalı-davacı koca karşısında; ” eşini sevmediğini, ona karılık yapmayacağını” söyleyen davacı-davalı kadın da eşit kusurlu kabul edilmelidir.
Menopoz'da
** Bel Ağrısı &
** Kalça Ağrısı &
** Diz Ağrısı &
** Kasık Ağrısı
AKSİ İSPAT EDİLENE KADAR JİNEKOLOJİK
(Kadın Hastalığı)
Yok Yok
Hiç Jinekoloğa Gerek Olmadı
** Azmettirici: Rahim & Çevresi
** Katil : Kalp, Seker, Beyin,…
** Ölen : Menopoz Kadını
Bir Kadın Hasta Ve İyileşemiyorsa Kök Sebep Aksi ispat
Edilene Kadar Jinekolojiktir
Her Şey 1 (Bir ) Muayene İle Baslar
Göz görmezse gönül katlanır !
** Teyzen anjio oldu, yoğum bakımda, sıkıntısı yoktu.
** Teyzen yürüyemiyor, evde oturuyor, problemi yoktu.
**Teyzen doğum sancısı gibi sabaha kadar kıvrandı, hiç şikayeti yoktu.
** Teyzen İyi, sonra kötü, hiç hastalığı yoktu.
** Teyzen beyin kanaması geçirdi, felç oldu, hiç bir şeyi yoktu.
Teyzenin kadın doğumla 30 yıl hiç işi olmadı, hem yaşlı, doğurmaz.
Kadın doğumla ne alaka ?
Vajinal Kuruluk,
** İlişkide Ağrı,
** İlişki Sonra Kanama,
** Cinsel İlişkide çatlak,
** Çıldırtan Kaşıntı,
** Vajinal Elastikiyet Kaybı,
** Orgazm Olamamak,
** Hızlı İstek Kaybı
** Vajina İçinin Gerim Gerim Gerilme
Vajinal Kuruluk Yaşlanma Sinyalidir