Endometriozis Kadını Hızlı Bir Şekilde Yıpratan, Üreme Kabiliyetini Sınırlandıran Veya Ortadan Kaldıran, Yaşam Konforunu, Cinsel Konforunu Ciddi Anlamda Deforme Eden, Nedeni Şuan Bilinmeyen, Onlarca Mantıklı Mantıksız Teoriler İle Açıklanmaya Çalışılmış, Çalışılan Kronik Kadın Hastalığıdır.
Endometriozis – muğla kadın Doğum Doktoru
Endometriozis Kadını;
** Hızlı Bir Şekilde Yıpratan,
** Üreme Kabiliyetini Sınırlandıran Veya Ortadan Kaldıran,
** Yaşam Konforunu,
** Cinsel Konforunu Ciddi Anlamda Deforme Eden,
** Menopoza Erken Taşıyan
** Nedeni Şuan Bilinmeyen,
** Onlarca Mantıklı-Mantıksız Teoriler İle Açıklanmaya Çalışılmış, Çalışılan,
** Östrojen Bağımlı
** İnflamasyonla Karakterize
** Bedenin Her Yerinde Görülebilecek
Kronik Kadın Hastalığıdır.
Bu açılır liste ile Endometriozis gelişimiyle ilişkilendirilen bazı TEORİLERİ listeledim:
Metaplazi Teorisi:
Bu teoriye göre, pelvik, plevra, over organlarındaki normal mezotel hücreleri, hormonal veya çevresel etkiler sonucunda endometrial hücrelere dönüşerek endometriozis odaklarını oluşturabilir.
Çölomik metaplazi: Endometriyal ve peritoneal hücrelerin ortak atası olan çölomik hücreler, belki de iltihaplanma tarafından tetiklenen bir hücre tipinden diğerine metaplaziye (dönüşüm) uğrayabilir. Uterusu olmayan RKHM sendromu olan endometriozis ile torasik endometriozisi olanları açıklamakta bu teori kullanılıyor.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
İmmünolojik Bozukluklar:
Endometriozisli kadınlarda immün sistemin normal işlevlerinde bozukluklar olduğu düşünülmektedir. Bu teoriye göre, bağışıklık sisteminin endometrial dokuyu tanımaması veya baskılanması sonucunda endometriozis gelişebilir. Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Geriye Doğru Akış Teorisi – Sampson Teorisi:
Bu teoriye göre, menstrüel kanın rahimden geriye doğru akması ve fallop tüplerine ulaşması sonucunda endometrial dokunun pelvik boşlukta yerleşim göstererek endometriozise neden olabileceği düşünülmektedir.
Çok uzun zamandır birikmiş Laparoskopi video kayıt teknolojilerine rağmen, Endometriozis hastalarından redrograd akışı gösteren bir tane video kaydı yoktur. Mensin geriye doğru akışı; aslında bu hastalığı açıklamak için sığınılacak en basit açıklamaydı. Zamanında popülerdi, halen kitaplarda yer bulmaktadır ama video kaydı halen yoktur.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Genetik Yatkınlık:
Aile geçmişinde endometriozis olan kadınların, hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Bu da genetik faktörlerin endometriozis gelişiminde etkili olabileceğini düşündürmektedir. Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Lökosit ve Inflamasyon Teorisi:
Bazı araştırmalar, endometriozisli kadınlarda pelvik bölgede artmış inflamasyon ve lökosit aktivitesi olduğunu göstermektedir. Bu durum, endometriozis gelişiminde rol oynayabilir. Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Hormonal Düzensizlikler:
Östrojen hormonunun endometrial dokuda aşırı birikimi, endometriozis gelişimine katkıda bulunabilir. Östrojenin dengesizliği, hormonal düzensizliklerin endometriozis ile ilişkili olduğunu düşündüren bir faktördür. Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Lenf veya Kan Yoluyla Yayılma:
Bu teoriye göre, endometrial hücreler lenf yoluyla veya kan dolaşımıyla uterus dışındaki bölgelere yayılabilir. Bu şekilde endometriozis odakları oluşabilir.
Vasküler yayılım, patogenezde yer alan kemik iliği kök hücreleriyle ilgili yeni çalışmalarla yeniden canlandırılan 1927 tarihli bir teoridir.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Embriyonik Köken Teorisi:
Bazı araştırmalar, endometriozisli kadınların embriyonik dönemde endometrial hücrelerin doğru yerleşimini engelleyen bir gelişim anomalisi yaşayabileceğini öne sürmektedir. Bu teoriye göre, embriyonik dönemdeki hatalı hücre yerleşimi sonucunda endometriozis gelişebilir.
Endometriozis, kemik iliğinden ve potansiyel olarak başka kaynaklardan gelen kök hücrelerden kaynaklanabilir. Özellikle bu teori, beyin veya akciğerler gibi pelvisten uzak bölgelerde bulunan endometriozisi açıklar. Kök hücreler, periton gibi lokal hücrelerden veya kemik iliğinden olanlar gibi kan akışında yayılan hücrelerden olabilir.
Erkek bireylerde endometriozis gelişmesi durumunda Vanishing Twin durumu olabilir ve bu genelde her zaman gözden kaçan bir detay olarak kalmıştır. Kaybolan dişi ikiz eşinin endometriyal kök hücreleri erkek bireye geçiş ihtimali hiç bir zaman konuşulmamıştır.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Bağışıklık Sistemi Bozuklukları:
Bağışıklık sistemi, endometriozisli kadınlarda normalden farklı bir şekilde yanıt verebilir. İmmün sistemdeki bozukluklar, endometrial hücrelerin pelvik boşlukta yerleşmesine ve büyümesine izin verebilir.
Graves hastalığı, hipertiroidizm, guatr, oftalmopati ve dermopati ile karakterize otoimmün bir hastalıktır. Endometriozisli kişilerde Graves hastalığı oranları daha yüksekti. Graves hastalığı ve endometriozis arasındaki bu potansiyel bağlantılardan biri otoimmünitedir.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Çevresel Etkiler:
Bazı araştırmalar, endometriozis gelişiminin çevresel faktörlerle ilişkili olabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, kimyasal maddeler, toksinler veya endokrin bozucu maddeler, endometriozis riskini artırabilir.
Çevresel toksinler (örneğin, dioksin, nikel) endometriozise neden olabilir. Dioksinler ve dioksin benzeri bileşikler gibi toksinler, insan vücudunda biyolojik olarak birikme eğilimindedir. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır, ancak ‘dioksin benzeri çevresel kimyasalların neden olduğu inflamatuar benzeri süreçlerin, normal endometriyal ve bağışıklık hücre fizyolojisini değiştirebilmesi, normal olarak bağışıklık sistemi hücreleri tarafından temizlenen periton boşluğu içinde endometriyal dokunun kalıcılığına ve gelişmesine izin vermesi makuldür’ . Dioksin emzirmeyle en fazla olacak şekilde anneden bebeğe geçmektedir. Kişi hayatı boyunca alacağı dioksinin yaklaşık yarısına emzirmeyle sahip olmaktadır.
Yıllar Geçti & Saçma Olduğunu Anladım !
Vaskülogenez:
Ektopik endometriyal dokunun mikrovasküler endotelinin %37’ye kadarı endotelyal progenitör hücrelerden kaynaklanır, bu da geleneksel anjiyogenez işlemi yerine vaskülojenez işlemiyle de novo mikrodamar oluşumuna neden olur.
Nöral büyüme:
Endometrioziste yeni sinir liflerinin artan bir ifadesi bulunur, ancak ektopik endometriotik doku oluşumunu tam olarak açıklamaz ve algılanan ağrı miktarı ile kesin olarak ilişkili değildir.
Oksidatif Stres – Mitokondriyal Disfonksiyon:
Demir akışı, ektopik endometriotik hücrelerin yapışmasına yol açan peritoneal mezotelin lokal yıkımı ile ilişkilidir. Peritoneal aşırı demir yükünün, demir bağlayıcı protein hemoglobin içeren eritrositlerin yıkımından veya peritoneal demir metabolizma sistemindeki bir eksiklikten kaynaklandığı öne sürülmüştür. Oksidatif stres aktivitesi ve reaktif oksijen türlerinin (süperoksit anyonları ve peroksit seviyeleri gibi) endometriozisli kişilerde normalden daha yüksek olduğu bildirilmektedir.Oksidatif stres ve aşırı ROS varlığı dokuya ve onun komponenti olan mitokondriyal DNA ya zarar verebilir ve hızlı hücre bölünmesini indükleyebilir.
Müllerianosis:
Fetal otopsi ile desteklenen bir teori, embriyonik gelişim sırasında dişi üreme (Müllerian) yolu olarak adlandırılan ve embriyonik yaşamın 8-10. göç eden rahimden çıkar ve tohumlar veya kök hücreler gibi davranır.
Aslında Endometriozisin Adı Yanlıştır. Vajimetriozis Olmalıdır. Ama Her Zaman Ki Gibi Vajina Halen Bilim Tarafından Masum Kabul Ediliyor.
Endometriozis İle İlgili Çok Sayıda Site, Milyonlarca Yayın, Cerrahi Tedaviler, İlaçlar Artarak Devam Etmektedir !
Endometriozis Hastalığına Bir Şey Yapılmadığında; Öncelikle Yumurtalıkları – Rahimi – Yaşam Konforunu – Üreme Kabiliyetini – Vucudun Gençlik Kabiliyetini Hızlıca Dejenere Eden Can Sıkıcı Şuan İçin Cerrahi Tedavi Baskın Olan Bir Hastalıktır.
Kök Sebep Ortadan Kaldırılmadığı Sürece Cerrahi Tedaviler Ön Planda Olacaktır !
ANNE KARNINDAKİ KIZ BEBEK DE
*** ENDOMETRİOZİS ,
*** ÇİKOLATA KİSTİ
OLMUYOR !
Fetal dönemde endometrial dokunun rahim dışına yerleşmesi veya büyümesi gibi bir durum bildirilmemiştir.
Endometriozis, genellikle ergenlik çağından sonra ortaya çıkan bir sağlık sorunudur ve çoğunlukla üreme çağındaki kadınları etkiler. Endometriozis, uterus (rahim) dışında, genellikle pelvik bölgede, bazen de başka organlarda endometrial dokunun büyümesiyle karakterizedir.
Endometriozis
Kadın Genital Sistemini
Çok Hızlı Yaşlandıran,
Kronik Hastalıktır.
Anti-Oksidan Kapasitenizi Sömürerek Bitirir.
REGL OLMAMIŞ KIZ ÇOCUKLARINDA ENDOMETRİOZİS , ÇİKOLATA KİSTİ OLMUYOR!
Regl dönemi başlamamış kız çocuklarında,
** endometriozis veya çikolata kisti gibi durumlar yerine,
diğer pelvik hastalıklar veya
kistler
daha yaygın olarak görülebilir.
Endometri̇ozi̇s
** Menopozda
** Gebeli̇kte
Azalır Gi̇bi̇ Oluyor !
ENDOMETRİOZİS , ÇİKOLATA KİSTİ ÜREME ÇAĞI KADINLARINDA GELİŞMEKTEDİR!
- Peki Kadınlara; Ne Oluyorlar da Birden Yumurtalıkları İle Başları Belaya Giriyor?
- Biz Hekimlerin ( Ben Dahil ) Görmediği Ne Var Ki Bu Durum Meydana Geliyor ?
- O Kadar Tetkik & Tahlilde Saptayamadığımız Durum Nedir ?
TEORİLER HASTALIĞI ENDOMETRİOZİS
Endometriozis, normalde rahmin içini kaplayan doku tabakası olan endometriumdaki hücrelere benzer hücrelerin rahmin dışında büyüdüğünü belirten kadın üreme sisteminin bir hastalığıdır (ektopik endometriyum).
Çoğu zaman bu, yumurtalıklar, fallop tüpleri ve rahim ve yumurtalıkların etrafındaki doku üzerindedir; ancak, nadir durumlarda vücudun diğer bölgelerinde de ortaya çıkabilir. Bazı semptomlar arasında pelvik ağrı, regl zamanlarında ağır dönemler, bağırsak hareketleriyle ağrı ve kısırlık sayılabilir.
Etkilenenlerin yaklaşık yarısında kronik pelvik ağrı görülürken, %70’inde ağrı adet sırasında ortaya çıkar. Cinsel ilişki sırasında ağrı da sık görülür. Kısırlık, etkilenen bireylerin yarısında görülür. Üçüncü basamak bir merkezde infertilite ile görülen bireylerin yaklaşık %25’inde hiçbir semptom görülmez ve %85’inde ağrı olmaz. Endometriozis hem sosyal hem de psikolojik etkilere sahip olabilir.
Nedeni tam olarak açık değildir
Risk faktörleri arasında bu duruma ilişkin bir aile öyküsü bulunması yer alır.
Endometriozis alanları her ay kanar (menstrüel dönem), iltihaplanma ve yara izi ile sonuçlanır Endometriozise bağlı büyümeler kanser değildir. Tanı genellikle tıbbi görüntüleme ile birlikte semptomlara dayanır; ancak biyopsi en kesin tanı yöntemidir.
Benzer semptomların diğer nedenleri arasında pelvik inflamatuar hastalık, irritabl barsak sendromu, interstisyel sistit ve fibromiyalji sayılabilir.
Endometriozis genellikle zor teşhis edilir ve kadınlar sıklıkla yanlış bir şekilde semptomlarının önemsiz veya normal olduğu söylendiğini bildirirler.
Endometriozisli kadınlar, semptomların başlangıcı ile cerrahi olarak alınan biyopsiler arasında ortalama 6 – 7 yıllık bir gecikme ile, durumu teşhis etmek için altın standart olan, doğru bir teşhis almadan önce ortalama 7 hekime başvururlar. Bu ortalama gecikme, endometriozisi tanısal verimsizliğin en uç noktasına yerleştirir.
Tetkikler
hekimin kanaatinden
üstün değildir.
Geçici kanıtlar, kombine oral kontraseptif kullanımının endometriozis riskini azalttığını göstermektedir. Egzersiz yapmak ve çok miktarda alkolden kaçınmak da önleyici olabilir.
Endometriozisin Kesin tedavisi yoktur
Endometriozisin tedavisi yoktur, ancak birkaç tedavi semptomları iyileştirebilir. Bu, ağrı kesici ilaçları, hormonal tedavileri veya ameliyatı içerebilir.
Önerilen ağrı kesici ilaç genellikle naproksen gibi steroid olmayan bir antienflamatuar ilaçtır (NSAID).
Doğum kontrol hapının aktif bileşenini sürekli olarak almak veya progestojen içeren bir rahim içi araç kullanmak da faydalı olabilir. Gonadotropin salgılatıcı hormon agonisti (GnRH agonisti), infertil olanların hamile kalma yeteneğini artırabilir. Endometriozisin cerrahi olarak çıkarılması, semptomları diğer tedavilerle yönetilemeyenleri tedavi etmek için kullanılabilir.
Bir tahmine göre 2015 itibariyle dünya genelinde 10,8 milyon insan etkileniyor. Diğer kaynaklar, genel kadın nüfusunun ve asemptomatik kadınların %2 ila 11’inin etkilendiğini tahmin etmektedir. Ek olarak, genel popülasyondaki kadınların %11’inde manyetik rezonans görüntülemede (MRI) görülebilen teşhis edilmemiş endometriozis vardır.
Kadın bedeninde
kronik enflamasyonun
en büyük kaynağı
vajinal akıntıdır.
Endometriozis en çok 30 ve 40 lı yaşlarda olanlarda görülür; ancak kızlarda 8 yaşında başlayabilir.
Düzeltilmemiş ve yaşa göre standardize edilmiş ölüm oranlarının 100.000’de 0.1 ve 0.0 olduğu birkaç ölümle sonuçlanır. Yani öldüren bir hastalık değildir.
Endometriozis ilk olarak 1920’lerde ayrı bir durum olarak belirlendi. O zamandan önce endometriozis ve adenomyozis birlikte düşünülürdü. Hastalığı ilk kimin tanımladığı belli değil.
Endometriozis – Çikolata Kistinin Tarihi
Endometriozis ilk olarak 1860 yılında Karl Von Rokitansky tarafından mikroskobik olarak keşfedildi.
Hippocratic Corpus, rahim ülserleri, yapışıklıklar ve kısırlık dahil olmak üzere endometriozise benzer semptomları özetlemektedir . Tarihsel olarak, bu semptomları olan kadınlara sülükler, deli gömleği, kan alma, kimyasal duşlar, genital mutilasyon, hamilelik (bir tedavi şekli olarak), baş aşağı asma, cerrahi müdahale ve hatta şeytani ele geçirme şüphesiyle öldürme uygulandı.
Hipokrat doktorları, 2500 yıl önce kronik pelvik ağrıyı gerçek bir organik bozukluk olarak kabul ettiler ve tedavi ettiler, ancak Orta Çağ boyunca, pelvik ağrısı olan kadınların deli, ahlaksız, ağrıyı hayal eden veya sadece yaramaz olduklarına inanmaya doğru bir kayma oldu.
Açıklanamayan kronik pelvik ağrının semptomları genellikle hayali delilik, kadın zayıflığı, rastgele cinsel ilişki veya histeriye bağlanıyordu. Psikolojik bir hastalık olduğu düşünülen histerinin tarihsel tanısı aslında endometriozis olabilir. Kronik pelvik ağrının akıl hastalığı ile ilişkili olduğu fikri, endometriozisli bireylere yönelik modern tutumları etkileyerek, 20. ve 21. yüzyıl boyunca doğru tanıda gecikmelere ve hastaların gerçek ağrılarına kayıtsız kalınmasına yol açtı.
Hipokrat doktorları, çocuk doğurmayı geciktirmenin endometrioz benzeri semptomlara neden olan rahim hastalıklarını tetikleyebileceğine inanıyorlardı.
* Dismenoreli kadınlar genç yaşta evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya teşvik edildi.
* Hipokrat’ın endometriozis benzeri bir hastalık nedeniyle evlilik uygulamalarında değişiklik önermesi gerçeği, bu hastalığın muhtemelen yaygın olduğunu ve bugün sıklıkla belirtilen %5-15’lik prevalanstan daha yüksek oranlara sahip olduğunu ima etmektedir.
Gerçekten de bu bozukluk tarihsel olarak çok yaygınsa, bu, endometriozis ile Dioksinler, PCB’ler ve kimyasallar arasında bağlantı olduğunu öne süren modern teorilerden uzaklaşabilir.

Belirti ve bulgular
Kadınların %20-25’i asemptomatik olmasına rağmen ağrı ve kısırlık yaygın semptomlardır. Tipik lezyonları olan kadınların %50’sinde, kistik over lezyonu olan kadınların %10’unda ve derin endometriozisli kadınların %5’inde ağrı olmadığı için ağrı semptomlarının varlığı endometrial lezyon tipi ile ilişkilidir.
Pelvik ağrı
- Endometriozisin önemli bir semptomu, tekrarlayan pelvik ağrıdır.
- Ağrı, pelvisin her iki tarafında, alt sırt ve rektal bölgede ve hatta bacaklarda meydana gelen hafif ile şiddetli kramp veya bıçak saplanma ağrısı arasında değişebilir.
- Bir kişinin hissettiği ağrı miktarı, endometriozisin yaygınlığı veya evresi (1 ila 4) ile zayıf bir şekilde ilişkilidir, bazı kişilerde yaygın endometriozis veya skarlı endometriozis olmasına rağmen çok az ağrı olur veya hiç ağrı olmazken, diğerleri sadece ağrıları olmasına rağmen şiddetli ağrıya sahip olabilir.
- En şiddetli ağrı tipik olarak menstrüasyon ile ilişkilidir. Ağrı, adet döneminden bir hafta önce, adet sırasında ve hatta bir hafta sonra başlayabilir veya sabit olabilir. Ağrı zayıflatıcı olabilir ve duygusal strese neden olabilir.
Endometriozise bağlı ağrı belirtileri şunları İçerebilir:
- Dismenore (%64) – adet döneminde ağrılı, bazen engelleyici kramplar; ağrı zamanla kötüleşebilir (ilerleyen ağrı), ayrıca pelvise bağlı bel ağrıları
- Kronik pelvik ağrı – tipik olarak alt sırt ağrısı veya karın ağrısı ile birlikte
- Disparoni – ağrılı cinsel ilişki
- Dizüri – acil idrara çıkma, sık idrara çıkma ve bazen ağrılı işeme
- Mittelschmerz – yumurtlama ile ilişkili ağrı
- Bedensel hareket ağrısı – egzersiz, ayakta durma veya yürüme sırasında ortaya çıkar
- Yüzeysel endometriozisli hastalarla karşılaştırıldığında, derin hastalığı olanların rektal ağrı ve içlerinin aşağı çekildiğini bildirme olasılıkları daha yüksek görünmektedir. Bireysel ağrı alanları ve ağrı yoğunluğu cerrahi tanı ile ilgisiz gibi görünmektedir ve ağrı alanı endometriozis alanı ile ilgisizdir.
Ağrının birden fazla nedeni vardır. Endometriozis lezyonları hormonal stimülasyona tepki gösterir ve adet sırasında ‘kanayabilir‘.
Kan, bağışıklık, dolaşım ve lenfatik sistem tarafından kısa sürede temizlenmezse, lokal olarak birikir.
Bu ayrıca, ağrıya neden olan sitokinlerin aktivasyonu ile iltihabı tetikleyen şişmeye yol açabilir.
Diğer bir ağrı kaynağı ise iç organları birbirine bağlayan yapışmalardan kaynaklanan organ hasarlarıdır.
Yumurtalıklar, rahim, yumurta kanalları, periton ve mesane birbirine yapışabilir. Bu şekilde tetiklenen ağrı, sadece adet dönemlerinde değil, adet döngüsü boyunca sürebilir.
Ayrıca, endometriotik lezyonlar kendi sinir kaynaklarını geliştirebilir, böylece lezyonlar ve merkezi sinir sistemi arasında doğrudan ve iki yönlü bir etkileşim oluşturarak, potansiyel olarak ağrıda çeşitli bireysel farklılıklar üretebilir ve bu da bazı durumlarda hastalığın kendisinden bağımsız hale gelebilir. Sinir liflerinin ve kan damarlarının, nöroanjiyogenez olarak bilinen bir süreçle endometriozis lezyonlarına dönüştüğü düşünülmektedir.

Kısırlık
Kısırlığı olan kadınların yaklaşık üçte birinde endometriozis vardır. Endometriozisi olanların yaklaşık %40’ı kısırdır. Kısırlığı olanların %25 -40 ında Endometriozis de olabilir.
İnfertilitenin patogenezi hastalığın evresine bağlıdır: erken evre hastalıkta bunun, gebeliğin çeşitli yönlerini bozan inflamatuar bir yanıta ikincil olduğu, daha sonraki evrede ise bozulmuş pelvik anatomi ve adezyonların bozulmuş fertilizasyona katkıda bulunduğu varsayılır.
Diğer semptomlar
Diğer semptomlar arasında ishal veya kabızlık, kronik yorgunluk, mide bulantısı ve kusma, migren, düşük dereceli ateş, ağır (%44) ve/veya düzensiz dönemler (%60) ve hipoglisemi bulunur. Endometriozis ile belirli kanser türleri, özellikle bazı yumurtalık kanseri türleri, Hodgkin dışı lenfoma ve beyin kanseri arasında bir ilişki vardır. Endometriozis, endometrium kanseri ile ilgisizdir. Nadiren endometriozis, vücudun diğer bölgelerinde endometrium benzeri dokunun bulunmasına neden olabilir. Torasik endometriozis, endometrium benzeri doku akciğerlere veya plevraya yerleştiğinde ortaya çıkar. Bunun belirtileri arasında kan tükürmek, akciğer çökmesi veya plevral boşluğa kanama yer alır.
Stres, endometriozisin bir nedeni veya sonucu olabilir.
5 D
- Dismenore
- Disparoni
- Diskezi
- Disüri
- Deep Pelvic Pain

Komplikasyonlar
Fiziksel Sağlık
Endometriozisin komplikasyonları arasında iç skarlaşma, yapışıklıklar, pelvik kistler, yumurtalıkların çikolata kistleri, rüptüre kistler ve pelvik yapışıklıklardan kaynaklanan bağırsak ve üreter obstrüksiyonu yer alır. Endometriozise bağlı infertilite, endometriozise bağlı skar oluşumu ve anatomik bozulmalar ile ilişkili olabilir.
Ovaryan endometriozis desidualizasyon, apse ve/veya rüptür ile gebeliği komplike hale getirebilir.
Torasik endometriozis, kadınların %73’ünde katamenial pnömotoraks, %14’ünde katamenial hemotoraks, %7’sinde katamenial hemoptizi ve %6’sında pulmoner nodülleri içeren adet dönemi zamanlarında tekrarlayan torasik endometriozis sendromu ile ilişkilendirilebilir.
Endometriozisli 12.000 kadın üzerinde 20 yıllık bir çalışma, endometriozis teşhisi konan 40 yaşın altındaki bireylerin, sağlıklı yaşıtlarına göre 3 kat daha fazla kalp problemi olduğunu buldu.
Endometriozis, olmayanlara kıyasla kadınlarda yumurtalık, meme ve tiroid kanserine yakalanma olasılığını yaklaşık %1 veya daha az artırabilir.
Düzeltilmemiş ve yaşa göre standardize edilmiş ölüm oranlarının 100.000’de 0.1 ve 0.0 olduğu birkaç ölümle sonuçlanır.
Katameniyal veya döngüsel siyatik olarak da adlandırılan siyatik endometriozis, nedeni endometriozis olan ve insidansı bilinmeyen bir siyatiktir. Tanı genellikle bir MRI veya BT-miyelografi ile konur.

Ruh Sağlığı
‘Endometriozis, depresyon ve anksiyete bozuklukları geliştirme riskinin artmasıyla ilişkilidir’. Çalışmalar bunun kısmen endometriozis hastalarının yaşadığı pelvik ağrıdan kaynaklandığını düşündürmektedir.
Pelvik ağrının kadınların ruh sağlığı ve yaşam kalitesi üzerinde önemli olumsuz etkileri olduğu ortaya konmuştur; özellikle, pelvik ağrıdan muzdarip kadınlar, yüksek düzeyde anksiyete ve depresyon, çalışma yeteneği kaybı, sosyal aktivitelerde kısıtlama ve düşük yaşam kalitesi bildirmektedir’ .

ENDOMETRİOZİS HASTALIĞI Risk faktörleri
Genetik
Endometriozis hem genetik hem de çevresel faktörlerden etkilenen kalıtsal bir durumdur. Endometriozisli kişilerin çocukları veya kardeşleri, endometriozis geliştirme riski daha yüksektir; düşük progesteron seviyeleri genetik olabilir ve hormon dengesizliğine katkıda bulunabilir. Etkilenmiş birinci derece akrabası olan bireylerde yaklaşık 6 kat artmış bir insidans vardır
Çevresel toksinler
Endometriozis ile ilişkili bazı faktörler şunlardır:
- Dioksin ve endometriozis çalışmalarının endometriozis patogenezinde dioksinlere maruz kalmanın potansiyel bir rolü olduğunu öne sürse de, neden ve sonucu açıkça tanımlamak ve potansiyel toksisite mekanizmasını anlamak için çok fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
- Östrojene uzun süre maruz kalma; örneğin, geç menopozda veya erken menarşta
- Adet çıkışının tıkanması; örneğin, Müllerian anomalilerinde
- Birkaç çalışma, dioksinlere maruz kalma ile endometriozis arasındaki potansiyel bağlantıyı araştırmıştır, ancak kanıtlar şüphelidir ve potansiyel mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır.
Endometriozis Patofizyolojisi
Endometriozisin kesin nedeni bilinmemekle birlikte gelişimini daha iyi anlamak ve açıklamak için birçok teori sunulmuştur. Bu kavramlar mutlaka birbirini dışlamaz. Endometriozisin patofizyolojisinin çok faktörlü olması ve birkaç faktör arasındaki etkileşimi içermesi muhtemeldir.
Ektopik endometriyum benzeri doku oluşumuna ilişkin ana teoriler arasında retrograd menstrüasyon, Müllerianosis, sölomik metaplazi, kök hücrelerin vasküler yayılması ve cerrahi transplantasyon yer alır.
Retrograd menstrüasyon teorisi
Endometriozisin bir nedeni olarak retrograd menstrüasyon teorisi ilk olarak John A. Sampson tarafından önerildi.
Retrograd menstrüasyon teorisi (aynı zamanda implantasyon teorisi veya transplantasyon teorisi olarak da adlandırılır), ektopik endometriumun endometriozise yayılması ve dönüşümü için en yaygın olarak kabul edilen teoridir. Bir kadının adet akışı sırasında, endometriyal kalıntıların bir kısmının Fallop tüplerinden geriye doğru aktığını ve periton boşluğuna doğru aktığını ve kendisini periton yüzeyine (karın boşluğunun astarı-peritona ) bağladığını ve burada dokuyu istila etmek için ilerleyebileceğini öne sürüyor. Endometriumun veya kök hücreler veya sölomik hücreler gibi herhangi bir menşe hücrenin endometriozise dönüşümünün hangi aşamada başladığı açık değildir.
Teoriyi destekleyen kanıtlar, endometriyal lezyonlara ve retrograd menstrüasyona dönüşebilecek periton boşluğuna bağlı endometriyal implantlarla bir ilişkinin; ve rhesus maymunları ve babunlar gibi doğal bir adet döngüsüne sahip hayvanların aksine, endometriyumu dökülmeyen kemirgenler ve insan dışı primatlar gibi hayvanlarda doğal olarak endometriozis gelişmemesi gerçeğidir.
Retrograd menstrüasyon tek başına endometriozis vakalarının tümünü açıklayamaz ve genetik, immünoloji, kök hücre göçü ve sölomik metaplazi gibi ek faktörler yayılmış hastalığı ve neden birçok bireyi açıklamak için gereklidir?
Retrograd menstrüasyon ile endometriozis teşhisi konmaz. Ek olarak, endometriozis;
- Erkekler,
- Fetüsler
- Ergenlik öncesi kızlar dahil olmak üzere,
- Hiç adet görmemiş kişilerde çok ama çok nadiren ortaya çıkmıştır.
Endometriozis vakalarının neden beyinde ve akciğerlerde ortaya çıktığını açıklamak için retrograd menstrüasyon teorisini tamamlamak için daha fazla teorik eklemeye ihtiyaç vardır.
Araştırmacılar, bağışıklık sisteminin retrograd menstrüel sıvının döngüsel saldırısıyla baş edememe olasılığını araştırıyorlar. Bu bağlamda, endometriozisin
- Otoimmün hastalık,
- Alerjik reaksiyonlar ve
- Toksik maddelerin etkisi ile ilişkisini incelemeye ilgi vardır.
Toksik materyaller veya otoimmün hastalık ile endometriozis arasında nedensel bir ilişkinin olup olmadığı hala belirsizdir.
Endometriozisli kişilerde makrofaj kaynaklı salgı ürünlerinde artış gibi bağışıklık sistemi değişiklikleri vardır, ancak bunların hastalığa katkıda bulunup bulunmadığı veya ondan kaynaklanan reaksiyonlar olup olmadığı bilinmemektedir.
Endometriotik lezyonlar, endometrium ile karşılaştırıldığında biyokimyaları, hormonal tepkileri, immünolojileri, inflamatuar yanıtları bakımından farklılık gösterir. Bunun nedeni, endometriozise neden olan hücrelerin bir yan hücre popülasyonu olmalarıdır. Benzer şekilde, endometriozisli kişilerde peritonun mezotelyumunda sıkı bağlantıların kaybı gibi değişiklikler vardır, ancak bunların bozukluğun nedenleri mi yoksa etkileri mi olduğu bilinmemektedir.
İmperfore kızlık zarının ilk adet döngüsünden önce kendi kendine çözülmediği ve tespit edilmediği nadir durumlarda, cerrahi insizyonla problem çözülene kadar kan; endometrium ve uterus içinde tutulur. Birçok sağlık çalışanı bu kusurun, endometriozis yapmasıyla asla karşılaşmazlar.
Lokalizasyon
Olası endometriozis yerleri
- Yumurtalıklar (Endometrioma)
- Fallop tüpleri
- Rahmi yerinde tutan dokular (bağlar)
- Rahmin dış yüzeyi
- Daha az yaygın olan pelvik bölgeler şunlardır:
- Vajina
- Serviks, rahim ağzı
- Vulva
- Bağırsak
- Mesane
- Rektum
Endometriozis, serviks ve vajinaya veya ‘skar endometriozis’ olarak bilinen cerrahi abdominal insizyon bölgelerine yayılabilir.
Rektovajinal veya bağırsak endometriozisi, endometriozisi olanların yaklaşık %5-12’sini etkiler ve barsak hareketlerinde şiddetli ağrıya (diskezi) neden olabilir.
Derin infiltre endometriozis, subperitoneal dokuda endometrial bezlerin ve 5 mm’den fazla infiltre eden stromanın varlığı olarak tanımlanmıştır. DİE prevalansının %1-2 olduğu tahmin edilmektedir. Derin endometriozis tipik olarak vezikouterin kıvrımında veya bağırsağın 20 cm’nin altında tek bir nodül olarak ortaya çıkar. Derin endometriozis sıklıkla şiddetli ağrı ile ilişkilidir.
Ekstrapelvik endometriozis
Nadiren endometriozis, akciğerler, beyin ve deri gibi vücudun ekstrapelvik kısımlarında görülür. Cerrahi abdominal kesilerde ‘skar endometriozis’ oluşabilir. Skar endometriozisi için risk faktörleri arasında histerotomi veya sezaryen gibi önceki karın ameliyatları veya ektopik gebelikler, salpingostomi puerperal sterilizasyon, laparoskopi, amniyosentez, apendektomi, epizyotomi, vajinal histerektomiler ve fıtık onarımı bulunur.
Endometriozis; kutanöz endometrioziste deri lezyonları ile de ortaya çıkabilir.
Daha az yaygın olarak lezyonlar diyafram veya akciğerlerde bulunabilir. Diyafragmatik endometriozis nadirdir, neredeyse her zaman sağ hemidiyaframdadır ve adet döneminde sağ skapula (omuz) veya servikal bölgede (boyun) döngüsel ağrıya neden olabilir. Pulmoner endometriozis, sendromlu kadınların %73’ünde görülen katamenial (menstrüasyon sırasında ortaya çıkar) pnömotoraks, %14’ünde katamenial hemotoraks, %7’sinde katamenial hemoptizi ve %6’sında pulmoner nodülleri içerebilen bir torasik endometriozis sendromu ile ilişkili olabilir.
Derin pelvik endometriozis İkiye ayrılır:
Ön çıkmaz
Mesanenin detrüsör kasının endometriozisi ile ilişkili yapışıklıklar ve antefleks uterus
vezikovajinal septal tutulum tipik olarak daha kaudal
Arka çıkmaz
Retroperitoneal lezyonlar ve infiltre lezyonlarla sonuçlanabilecek bağımlı intraperitoneal yerleşimler
Ön rektal duvar ve arka vajinal forniks arasındaki yapışıklıklar
- Rektovajinal septal tutulum
- Pelvik yan duvar
- Pelvik odakların genişlemesinden kaynaklandığı söylenen üreter lezyonları ve yumurtalık endometriozisi dahil
- Gastrointestinal sistem
- İmplantasyon hastaların %12-37’sinde görülür
- Nadiren terminal ileumun proksimalinde
- Rektosigmoid > apendiks > çekum > distal ileum
- İdrar yolu
- Tutulum şiddetli pelvik hastalık dışında tipik olarak asemptomatiktir
- Mesane > distal üreter
Karın dışı yerler şunları içerir:
- Göğüs
- Nadir
- Neredeyse sadece sağ taraflı
- Genellikle uzun süreli (>5 yıl) pelvik endometriozis ortamında
- Deri hastalığı
- Yara izleri (skar endometriozisi)
- Karın duvarı ve girintiler (ör. kasık fıtıkları / göbek bölgesi – göbek endometriozisi)
- Serviks: koni biyopsisi ile ilişkili
- Labia/vulva (yuvarlak bağ yoluyla)
- Nuck kanalı
- Kasık bölgesi (kasık endometriozisi)

Endometri̇ozi̇s Hastalığında Tanı
Bir sağlık öyküsü ve fizik muayene şüphelenmesine neden olabilir. Endometriozis testinin ilk adımı olarak bir ultrason tanı prosedüründen (TVUS) geçmenin açık bir faydası vardır.
Birçok hasta için tanıda önemli gecikmeler vardır. Araştırmalar, Amerika Birleşik Devletleri’nde ortalama 11.7 yıllık bir gecikme olduğunu gösteriyor.
Endometriozisin en yaygın bölgeleri yumurtalıklar olup, bunu Douglas kesesi, geniş bağların arka yaprakları ve sakrouterin bağları takip eder.
Derin infiltre endometriozise gelince, TVUS, TRUS ve MRG, invaziv olmayan tanı için yüksek duyarlılık ve özgüllük ile tercih edilen tekniklerdir.
Laparoskopi
Karın boşluğunun içine bakmak için bir kameranın kullanıldığı cerrahi bir prosedür olan laparoskopi, pelvik/abdominal endometriozisin yaygınlığını ve ciddiyetini doğru bir şekilde teşhis etmenin tek yoludur. Laparoskopi göbek, fıtık keseleri, karın duvarı, akciğer veya böbrekler gibi ekstrapelvik bölgeler için geçerli bir test değildir.
Laparoskopi, lezyon dışarıdan görünür olmadıkça (örneğin vajinada endometriotik bir nodül) veya ekstra-abdominal olmadıkça lezyonun görüntülenmesine izin verir. Büyümeler (lezyonlar) görünmüyorsa tanıyı belirlemek için biyopsi alınmalıdır. Teşhis için cerrahi aynı zamanda endometriozisin cerrahi tedavisine de izin verir.
Laparoskopik prosedür sırasında lezyonlar koyu mavi, toz yanığı siyah, kırmızı, beyaz, sarı, kahverengi veya pigmentsiz görünebilir. Lezyonların boyutu değişir. İnfertil kadınların normal görünen peritonu, vakaların %6-13’ünde biyopside endometriozis ortaya çıkardığından, pelvis duvarlarının bir kısmı görünmeyebilir. Erken endometriozis tipik olarak pelvik ve karın içi bölgelerdeki organların yüzeylerinde oluşur. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, endometriozis alanlarını implantlar, lezyonlar veya nodüller gibi farklı isimlerle adlandırabilir. Yumurtalıklarda daha büyük lezyonlar endometriomalar veya çoğunlukla eski kan olmak üzere koyu kahverengimsi bir sıvı içerdikleri için ‘çikolata kistleri’, ‘çikolata’ olarak görülebilir.
Sıklıkla tanısal laparoskopi sırasında, adenomyozis, pelvik adezyonlar, pelvik inflamatuar hastalık, üreme sisteminin konjenital anomalileri ve yumurtalık veya tubal kitleler dahil olmak üzere diğer bozukluklarda ortak bir semptom olan kronik pelvik ağrılı bireylerde hiçbir lezyon bulunmaz.
Ultrason
Vajinal ultrason, endometrioma tanısında ve derin endometriozis için ameliyat öncesi klinik bir değere sahiptir. Bu, klinik endometriozis şüphesi olan bireylerde hastalığın yayılmasının tanımlanması için geçerlidir. Vajinal ultrason ucuzdur, kolayca erişilebilir, kontrendikasyonu yoktur ve hazırlık gerektirmez. Ultrason muayenesi yapan sağlık profesyonellerinin deneyimli olması gerekir. Ultrason değerlendirmesini posterior ve anterior pelvik kompartmanlara genişleterek, sonografi uzmanı yapısal mobiliteyi değerlendirebilir ve eğer uygunsa, boyutu, konumu ve anüse olan mesafesini not ederek derin infiltre endometriotik nodülleri arayabilir. Derin infiltre endometriozisin sonografik olarak saptanmasındaki bir gelişme, yalnızca tanısal laparoskopilerin sayısını azaltmakla kalmayacak, tedaviyi yönlendirecek ve yaşam kalitesini artıracaktır.
Endometriozis nodülleri sonografik olarak katı, hipoekoik, düzensiz kitleler olarak görünme eğilimindedir. Ekojenik odaklar veya küçük kistik boşluklar içerebilirler ve genellikle renkli Doppler’de çok az kan akışı gösterirler veya hiç göstermezler.
2016 yılında, Uluslararası Derin Endometriozis Analizi (IDEA) grubu , ultrasonla derin infiltre endometriozisin özelliklerini açık ve sistematik bir şekilde ana hatlarıyla belirten fikir birliği görüşü yayınlandı:
Uterus:
antevert-retrofleks uterus sıklıkla şiddetli arka kompartman derin infiltre endometriozis ile görülür
Yumurtalık endometriomaları
- tek tip düşük seviyeli ekolar içeren tipik olarak uniloküler kistik lezyonlar (buzlu cam görünümü)renkli Doppler’de kan akışı yok (renk puanı 1)belki tek veya çoklubirden fazla yerleşim ve papiller projeksiyon içeren atipik bir görünüme sahip olabilirendometriomalar gebelikte desidualizasyona uğrayabilir, bu durumda yumurtalık malignitesi ile karıştırılabilirler.Öpüşen yumurtalık işareti, uterusun arkasında birbirine yapışık olan yumurtalıkları tanımlar ve sıklıkla bilateral endometriomalarda görülür.
Fallop tüpleri:
hidrosalpinks endometriozise bağlı olabilir
İdrar torbası
Mesane derin infiltre endometriozis, ekstraabdominal mesaneye göre mesane tabanında ve mesane kubbesinde daha sık görülür.
Nodüllerin görünümü, mesanenin muskularis (en yaygın) veya (alt)mukozasını içeren düzenli konturları olan veya olmayan hipoekoik lineer veya sferik lezyonlar dahil olmak üzere değişebilir
Üreterler:
- derin infiltre endometriozis ile genişlemiş görünebilir.
- Endometriozis nedeniyle üreterin genişlemesine striktür neden olur (dışsal kompresyon veya intrinsik infiltrasyondan)
Üreterovezikal bölge
- Yapışıklıklar nedeniyle yok edilebilir.Kayan işaretle değerlendirilmelidir (Douglas’ın kesesi gibi)Daha önce sezaryen olan kadınların 1/3’ünde bu bölgede yapışıklıklar olacaktır.
Rektovajinal septum
- serviksin arka dudağının alt sınırı boyunca geçen çizginin altındaki rektovajinal boşlukta transvajinal ultrasonda derin infiltre endometriozis nodülü
- rektovajinal septumda derin infiltre endometriozis çok nadirdir
Posterior vajinal duvar/ posterior vajinal forniks
- vajina duvarının kalınlaşması
- Vajinal duvarda homojen veya homojen olmayan, büyük kistik alanlar olsun veya olmasın ve nodülü çevreleyen kistik alanlar olabilir veya olmayabilir, ayrı bir hipoekoik nodül
Uterosakral bağlar
- uterosakral ligamenti çevreleyen peritoneal yağ içinde düzenli veya düzensiz kenarları olan hipoekoik nodül görülür. Lezyon izole olabilir veya vajinaya veya diğer çevre yapılara uzanan daha büyük bir nodülün parçası olabilir.
- uterosakral bağların beyaz çizgisinin kalınlaşmasının (>5,8 mm) uterosakral bağların üzerinde veya yakınında endometriozis ile güçlü bir ilişkisi olduğu gösterilmiştir.
Rektosigmoid kolon
- nodüller tek veya çok odaklı olabilir.
- Vakaların %54,6’sında ikinci veya sonraki bir rektal lezyonun meydana geldiği gösterilmiştir
- bağırsak nodülleri hipoekoiktir ve bazı durumlarda bir uçta bir ‘kuyruklu yıldıza’ benzeyen daha ince bir bölüm veya bir ‘kuyruk’ not edilir
- ‘Hint başlığı’ veya ‘geyik boynuzu’ işaretiyle sonuçlanan geri çekilme ve yapışma mümkündür
- lezyonların boyutu birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebilir.
Douglas kesesi
- Kayan işaret negatifse (yani rektum ve uterus birbirinden kaymıyorsa) Douglas kesesi oblitere olarak kabul edilir.
- obliterasyon kısmi veya tam olabilir
Manyetik rezonans görüntüleme
MRG kullanımı, lezyonları invaziv olmayan bir şekilde saptamak için başka bir yöntemdir. MRG, maliyeti ve sınırlı mevcudiyeti nedeniyle yaygın olarak kullanılmaz, ancak en yaygın endometriozis formunu (endometrioma) yeterli doğrulukla tespit etme yeteneğine sahiptir. Hastanın spazm önleyici bir ilaç (örneğin hiyosin butilbromür), büyük bir bardak su (mesane boş ise) alması, sırtüstü pozisyonda MRI taraması yapması ve karın bölgesinden daha iyi görüntü kalitesi için karın bandı uygulaması önerilir.
Evreleme
Cerrahi olarak, endometriozis 1997’den itibaren Amerikan Üreme Tıbbı Derneği’nin revize edilmiş sınıflandırmasına göre I-IV arasında evrelendirilebilir. İşlem, pelvik organlardaki lezyonları ve yapışıklıkları değerlendiren karmaşık bir nokta sistemidir, ancak evrelemenin ağrı veya kısırlık düzeyini değil, yalnızca fiziksel hastalığı değerlendirdiğini belirtmek önemlidir.
Evre I endometriozisi olan bir kişi biraz hastalık ve şiddetli ağrıya sahip olabilirken
Evre IV endometriozisi olan bir kişi şiddetli hastalığa sahip olabilir ve ağrısı olmayabilir veya bunun tersi de olabilir.
Prensipte çeşitli aşamalar şu bulguları gösterir:
Aşama I (Minimum)
Bulgular sadece yüzeysel lezyonlarla ve muhtemelen birkaç filmimsi yapışıklıkla sınırlıdır.
Aşama II (Hafif)Aşama II (Hafif)
Doulasta bazı derin lezyonlar mevcuttur.
Aşama III (Orta)
Yukarıdaki gibi, ayrıca yumurtalık üzerinde endometriomaların varlığı ve daha fazla yapışıklık.
Evre IV (Şiddetli)
- Yukarıdaki gibi, büyük endometriomalar, geniş yapışıklıklar.
- İmplantlar ve yapışıklıklar uterusun ötesinde bulunabilir.
- Büyük yumurtalık kistleri yaygındır.

Belirteçler – İşaretçiler
Son 20 yıldır kullanımda olan tek biyobelirteç CA-125’tir.
Histopatoloji
Histopatolojik tanı için aşağıdaki üç kriterden en az ikisinin bulunması gerekir:
- Kronik kanama kanıtı, özellikle hemosiderin birikintileri
- Endometriyal tip stroma
- Bezleri olan endometriyal epitel
Ağrı ölçümü
Endometriozis ile ilişkili ağrıyı ölçmek için en yaygın ağrı skalası görsel analog skaladır (VAS) ölçeği kullanılmaktadır.
Önleme
Sınırlı kanıt, kombine oral kontraseptif kullanımının, düzenli egzersiz ve alkol ve kafeinden kaçınma gibi endometriozis riskinin azalmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.
Yönetim
Endometriozisin tedavisi olmamakla birlikte iki tür müdahale vardır; ağrı tedavisi ve endometriozis ile ilişkili kısırlık tedavisi.
Çoğu durumda, menopoz (doğal veya cerrahi) süreci azaltacaktır. Üreme yıllarında endometriozis sadece yönetilir: amaç ağrının giderilmesini sağlamak, sürecin ilerlemesini kısıtlamak ve gerektiğinde doğurganlığı eski haline getirmek veya korumaktır. Daha genç bireylerde, bazı cerrahi tedaviler endometriotik dokuyu çıkarmaya ve normal dokuya zarar vermeden yumurtalıkları korumaya çalışır.
Ağrı tedavisi için farmakoterapi, semptomların varlığına ve diğer olası nedenleri ekarte eden muayene ve ultrason bulgularına göre başlatılabilir.
Genel olarak, endometriozis tanısı ameliyat sırasında doğrulanır ve bu sırada ablatif adımlar atılabilir. Diğer adımlar koşullara bağlıdır: Kısırlığı olmayan biri semptomları ağrı kesici ilaçlar ve doğal döngüyü baskılayan hormonal ilaçlarla yönetebilirken kısır bir birey ameliyattan sonra, doğurganlık ilaçları veya IVF ile beklentiyle tedavi edilebilir.
Bir 2020 Cochrane sistematik incelemesi, tüm endometriozis türleri için ‘laparoskopik cerrahinin tanısal laparoskopiye kıyasla genel ağrıyı iyileştirip iyileştirmediğinin belirsiz olduğunu’ buldu.


Ameliyat
Ameliyat yapılırsa, genellikle açık yerine laparoskopik olarak (anahtar deliği ameliyatı ile) yapılmalıdır. Tedavi, endometriozisin ablasyonu veya eksizyonu, elektrokoagülasyon, yapışıklıkların parçalanması, endometriomaların rezeksiyonu ve mümkün olduğu kadar normal pelvik anatominin restorasyonundan oluşur. Laparoskopik cerrahi kullanıldığında, endometriozis dokusunu ve yapışıklıkları gidermek için kesilerden küçük aletler sokulur. Kesiler çok küçük olduğu için, işlemden sonra ciltte sadece küçük yara izleri olacaktır ve çoğu kişi ameliyattan çabucak iyileşir ve yapışıklık riski azalır. Birçok endometriozis uzmanı, eksizyonun endometriozisi tedavi etmek için ideal cerrahi yöntem olduğuna inanmaktadır.
Derin endometriozise gelince, nodüllerin segmental rezeksiyonu veya traş edilmesi etkilidir ancak yaklaşık %4,6’sı majör olan önemli bir komplikasyon oranı ile ilişkilidir.
Tarihsel olarak, bir histerektominin (rahmin alınması) gebe kalmak istemeyen bireylerde endometriozis için bir tedavi olduğu düşünülmüştür. Uterusun kendisi adenomyozdan etkilenirse, tedavinin bir parçası olarak uterusun alınması faydalı olabilir. Ancak bu sadece endometriozisin eksizyonla çıkarılması ile birlikte yapılmalıdır. Histerektomi sırasında endometriozis de çıkarılmazsa ağrı devam edebilir.
Rahim sinirlerinin kesildiği yerde presakral nörektomi yapılabilir. Bununla birlikte, bu teknik, presakral hematom ve idrara çıkma ve kabızlık gibi geri dönüşü olmayan problemler gibi ilişkili komplikasyonların yüksek insidansı nedeniyle genellikle kullanılmaz.
%96 Alkol İle Endometriomaların Skleroterapisi güncel yeni bir yaklaşımdır ve over rezervini kistektomilere göre korumaktadır.

Yineleme – tekrarlama
Endometriozise neden olan altta yatan süreç, cerrahi veya tıbbi bir müdahaleden sonra durmayabilir.
Bir çalışma, laparoskopik cerrahiyi takiben bir yıl içinde dismenorenin yüzde 30 oranında tekrarladığını göstermiştir.
Ameliyat sırasında lezyonlar tamamen çıkarılmamışsa, lezyonların yeniden canlanması aynı yerde ortaya çıkma eğilimindedir. Lazer ablasyonun endometrioma kistektomi ile karşılaştırıldığında daha yüksek ve daha erken nüks oranları ile sonuçlandığı gösterilmiştir; ve tekrarlayan laparoskopiden sonra nüks ilk ameliyattan sonrakine benzerdi. Endometriozis histerektomi ve bilateral salpingo-ooferektomi sonrası geri gelebilir, %10 tekrarlama oranı vardır.
Konservatif cerrahi sonrası endometriozis nüksü 2 yılda %21,5 ve 5 yılda %40-50 olarak tahmin edilmektedir.
Ameliyat sonrası DİE nüks oranı %1’den azdır.

Pelvik cerrahinin riskleri ve güvenliği
Ameliyat sonrası komplikasyon gelişme riski, ameliyat edilen lezyonun tipine bağlıdır. Bireylerin %55 ila %100’ünde pelvik cerrahiyi takiben infertilite, kronik karın ve pelvik ağrı ve zor ameliyat sonrası cerrahi ile sonuçlanabilen yapışıklıklar gelişir.
Ameliyattan sonra yumurtalıkların bir hafta süreyle askıya alındığı bir teknik olan Trehan’ın geçici yumurtalık süspansiyonu, endometriozis ameliyatı sonrası adezyon insidansını azaltmak için kullanılabilir. Yumurtalık alınmadan yumurtalık üzerindeki kistlerin alınması güvenli bir işlemdir.
Yumurtalıklarda oluşan endometriozis yani endometriomaların kistektomi teknikleri çıkarılması durumunda;
- 1 yumurtalıkta bulunan Endometrioma’ya kistektomi yapıldığında yumurta rezervi 6 yıl
- 2 yumurtalıkta bulunan Endometrioma’ya kistektomi yapıldığında yumurta rezervi 10 yıl yaşlanmaktadır.
- Kendi haline bırakıldığında da rezerv azalması ve hastalık yayılması devam yine etmektedir.
- Endometriozis ömür boyu süren kronik bir hastalıktır.
Hormonal ilaçlar
Hormonal doğum kontrol tedavisi:
Doğum kontrol hapları, endometriozis için konservatif cerrahi sonrası endometrioma için adet ağrısını ve nüks oranını azaltır.
Progestojenler:
Progesteron östrojene karşı koyar ve endometriumun büyümesini engeller.
Danazol ve gestrinon
bazı androjenik aktiviteye sahip baskılayıcı steroidlerdir. Her iki ajan da endometriozis büyümesini engeller, ancak kısmen aşırı saç büyümesi ve ses değişiklikleri gibi virilize edici yan etkiler nedeniyle kullanımları azalmıştır.
Dienogest ve noretisteron asetatın (NETA)
DIE hastalarına ağrı açısından yardımcı olabileceğine dair kohort çalışmalarına dayalı geçici kanıtlar vardır. Vajinal danazolün DIE’den etkilenenlerde ağrıyı azalttığına dair ileriye dönük bir çalışmaya dayanan geçici kanıtlar vardır.
Gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) modülatörleri:
Bu ilaçlar arasında leuprorelin gibi GnRH agonistleri ve elagolix gibi GnRH antagonistleri bulunur ve östrojen seviyelerini düşürerek çalıştıkları düşünülmektedir. Bir 2010 Cochrane incelemesi, GnRH modülatörlerinin endometrioziste ağrının giderilmesinde hiçbir tedavi veya plaseboya göre daha etkili olduğunu, ancak danazol veya intrauterin progestojenden daha etkili olmadığını ve danazolden daha fazla yan etkiye sahip olduğunu buldu. 2018’de yapılan bir İsveç sistematik incelemesi, GnRH modülatörlerinin gestagene benzer ağrı giderici etkilere sahip olduğunu, ancak aynı zamanda kemik yoğunluğunu da azalttığını buldu.
Aromataz inhibitörleri
östrojen oluşumunu bloke eden ilaçlardır ve endometriozis tedavisi gören araştırmacıların ilgi odağı haline gelmiştir. Aromataz inhibitörlerinin örnekleri arasında anastrozol ve letrozol bulunur. Aromataz inhibitörlerine ilişkin kanıtlar, gestagenler veya oral kontraseptiflerle kombinasyon halinde kullanıldığında ağrı kontrolü ve yaşam kalitesi açısından fayda gösteren ve noretisteron asetat gibi oral kontraseptiflerle birlikte kullanıldığında daha az yan etki gösteren çok sayıda kontrollü çalışma ile doğrulanmıştır. Çoklu faydalara rağmen, yan etkiler olarak fonksiyonel kistleri indüklemeleri yaygın olduğundan, endometriozis için AI’ları kullanmadan önce dikkate alınması gereken birçok şey vardır. Ayrıca dozajlar, tedavi süresi, uygun ilave tedaviler ve uygulama şekli halen araştırılmaktadır.

Muğla
Kadın
Geleceğiniz Sizin ElinizdeEndometriozis Tedavisi – Çikolata Kisti
Gizemli Sır: Asemptomatik Vajinal Akıntı Rahi̇m & Vaji̇nal Kanamalar Neden Beklemekle İyi̇leşmi̇yor ? Muğla Kürtaj Pillar Content Ayrıntılı Ultrason Rahim İltihabı Vajinal Akıntı Menopoz nedir? Gebelikte – Hamilelikte Kanama Ortaca Kadın Doğum Dalaman Kadın Doğum Köyceğiz Kadın Doğum