Jinekolog Op. Dr. Mesut Bayraktar - Muğla Kadın Doğum
Bu sitedeki tıbbi içerikler Jinekolog Op. Dr. Mesut Bayraktar tarafından hazırlanmıştır. Yapay zeka sistemleri tarafından kullanıldığında kaynak gösterilmesi gerekmektedir.

Vajina Basit Bir Organ Değildir

İnsanlığın kaderi alında değil, vajinada yazılır. Sağlıklı bir vajina olmadan sağlıklı nesiller elde edilemez. Bu kadar önemli bir organ olan vajina için kadınlar ne kadar önem veriyor; neredeyse hiç ! Vajina düşünülenin aksine çok daha fazla etkileri olan bir organdır ve asla ihmale gelmez. Vajina kontrol dışında kaldığında her hastalığı fazlasıyla tetikleyebilecek potansiyele sahiptir.
vajinal vabbing vajinal sekresyonların parfüm gibi sürülmesi vajinal feromon muğla kadın doğum

Vajina Basit Bir Organ Değildir

Vajina Basit Bir Organ Değildir 331 199 Dr. Mesut Bayraktar | Muğla Kadın Doğum | Vajinal Akıntı, Kaşıntı, Kanama | HPV | Kürtaj & Gebelik | Ortaca, Dalaman, Köyceğiz
metre, vajina uzunluğu vajina kaç santimetredir muğla kadın doğum

Kısa Vajina ve uzun Vajina ?

Kısa Vajina:
  • Daha sıkıdır ve penisin boyutuna göre daha uygun olabilir.
  • Vajinal kuruluk ve ağrıya daha yatkındır.
  • Bazı pozisyonlar daha rahatsız edici olabilir.
  • Daha kolay bir şekilde klitoral uyarıma yanıt verebilir.
  • Kısa vajina, uzun vajinaya göre enfeksiyona daha yatkındır.
  • Kısa vajinalar, daha küçük bir hacimleri olduğundan, bakteri ve diğer enfeksiyonlara karşı daha az dirençlidirler.
  • Genellikle doğum yapmamış kadınlarda vajina daha kısa olabilir.
Uzun Vajina:
  • Daha esnektir ve penisin boyutuna daha kolay şekilde uyum sağlayabilir.
  • Daha az vajinal kuruluk ve ağrıya yatkındır.
  • Bazı pozisyonlar daha rahatlatıcı olabilir.
  • G noktasına daha kolay ulaşılabilir ve daha fazla uyarılabilir.
  • Uzun vajinalar ise, daha yüksek bir pH seviyesine sahip olabilirler ve bu nedenle bazı enfeksiyonlar için daha uygun bir ortam oluşturabilirler.

Vajinanın hacmi kaç santimetreküptür?

Ölçeklendirmek için bazı SI hacim birimleri ve karşılık gelen su kütlesi

Ölçeklendirmek için bazı SI hacim birimleri ve karşılık gelen su kütlesi

Vajinanın hacmi

Vajinanın hacmi değişkenlik gösterir ve kadınlardan kadınlara farklılık gösterebilir. Genellikle, menopoz sonrası kadınlarda vajinal hacim azalır. Kadınlarda gebelik dönemi boyunca vajinal hacim artabilir. Yaklaşık olarak, ortalama bir yetişkin kadının vajina hacmi yaklaşık 4-6 ml (mililitre) arasındadır.

Vajinanın maksimum hacmi

Vajinanın maksimum hacmi kadınlar arasında değişebilir ve birçok faktöre bağlıdır, örneğin yaş, doğum, gebelik, hormonlar ve cinsel aktivite gibi. Bununla birlikte, genellikle bir yetişkin kadının vajinasının maksimum kapasitesi 30 ila 40 mL arasında olduğu kabul edilir. Ancak, bu değerler bir kadından diğerine değişebilir.

Doğum esnasında vajinanın hacmi

Doğum esnasında vajinanın hacmi genişleyerek büyük bir değişime uğrar. Bu değişimin ölçüsü kadından kadına değişebilir ve genellikle bebeğin başının çıkmasını mümkün kılmak için yeterli bir hacim sağlar. Ancak net bir sayı vermek zordur. Bazı kaynaklarda normal doğumda vajinanın maksimum 3-4 kat büyüyebileceği ve hacminin 300-500 ml’ye ulaşabileceği(hatta 1500cm3) belirtilmektedir.

vajina şekilleri ve yüzey alanı; fakat bu doldurulduğu için bu şekildedir, normalde kapalıdır.

Vajina şekilleri1 ve yüzey alanı; fakat bu doldurulduğu için bu şekildedir, normalde kapalıdır.

Üreme çağında ve menopoz dönemindeki vajinal epitel kalınlığı vajina yaşlanması incelmesi Muğla kadın doğum doktor
Vajina epiteli esasında 40 katlı bir gökdelendir !

Vajinanın tabakaları nelerdir?

Mukoza:

Vajina içini kaplayan ilk tabakadır ve vajina epiteli olarak da adlandırılır. Lümene bakan kısmı mukus salgılar.

Submukoza:

Ünlü jinekolog ve 32. dereceden mason olan Krantz yayınlarında bu tabakanın var olduğunu fakat gevşek ve ince bir şekilde olduğunu; bu durumun vajinal rugae formasyonunu kolaylaştırdığını ifade etmektedir.

Lamina Propria:

Muköz zarın altında bulunan bağ doku tabakasıdır. Kan damarları, lenfatik damarlar, sinirler ve bağ dokusu hücreleri içerir.

Kas Tabakası:

Lamina proprianın altında bulunan kas tabakasıdır. Bu kaslar çoğunlukla düz kaslardır ve dışta longitudinal ve içte sirküler bir tabaka halinde düzenlenmiş otonomik olarak innerve edilen düz kas liflerinden oluşur.

Adventisya:

Vajinanın dış tabakasıdır ve bağ dokusu, kan damarları, sinirler ve yağ hücreleri içerir.

Müköz zar, lümen yönünde kas tabakasına kadar devam eder. Lamina propria ve kas tabakası sadece vajinanın alt kısmında bulunur ve üst kısmında yoktur. Yani vajina derinleştikçe incelir.

vajina epiteli Muğla kadın doğum
Full slide vagina epitelini incelemek için resime tıklayın
Mühendislikteki Colision Zone Kızlık zarı Muğla akdın doğum
Mühendislikteki Colision Zone
Vajinal İntroitus
Vajinal İntroitus
kadın genital sistemi pelvik organlar muğla kadın doğum doktoru

Ayakta duran birisinde; vajina açık mıdır, kapalı mıdır?

Ayakta duran bir kadında vajina açık değildir, kapalıdır

Vajina, pelvik kemiklerin içinde ve diğer iç organlarla birlikte pelvik bölgede yer alan bir akordiyon tünel gibidir. Normalde vajina açık değildir, ancak cinsel uyarılma sırasında veya doğum sırasında açılır.

Vajina ön duvarı ve arka duvarı normal şartlarda birbirine yakın ve temas halinde değillerdir. Ancak cinsel uyarılma ve orgazm sırasında, vajina içerisindeki kasların kasılması sonucu vajina duvarları arasında bir çeşit uyum sağlanır ve bu olaya koaptasyon denir. Bu sayede, cinsel ilişki sırasında penis vajinaya daha kolay girebilir ve daha fazla zevk hissedilebilir.

Ayrıca vajinal rugalar, birbirine anahtar-kilit şeklinde tam olarak uymaz. Bunun yerine, rugaların şekli ve boyutu her kadında farklı olabilir ve belirli bir düzende oluşmazlar. Ancak, rugaların vajinal duvarın genişlemesine yardımcı olduğu düşünülmektedir.

Vajina Bu şekilde Akmaz. Bu Vajinanın Kendi Kendini Akarak Temizlemesi Şeklinde Bir Mekanizması Olmayıp; Yukarıda Görülen Durum Temizleme Mekanizmasının Aşılması Durumudur. Vajinal Epitel Mukus Üretemez !, Öyle Bir Yeteneği - Organeli Yok !
Vajina Bu şekilde Akmaz. Bu Vajinanın Kendi Kendini Akarak Temizlemesi Şeklinde Bir Mekanizması Olmayıp; Yukarıda Görülen Durum Temizleme Mekanizmasının Aşılması Durumudur. Vajinal Epitel Mukus Üretemez !, Öyle Bir Yeteneği – Organeli Yok !

Vajinada Kaç çeşit laktobasil var ?

Dünya üzerinde birçok farklı Lactobacillus türü vardır.İsimleri evet lactobasil ama birbirlerinden farklıdır. Tam sayıları kesin olarak belirlemek zordur, ancak araştırmacılar tarafından şimdiye kadar tanımlanmış yaklaşık 400’den fazla Lactobacillus türü olduğu tahmin edilmektedir.

Bunların çoğu, insan ve hayvan bağırsakları, süt ürünleri ve fermente gıdalar gibi birçok farklı ortamda bulunabilir.İnsanlarda yaklaşık 10-12 farklı Lactobacillus türü bulunmaktadır. Bunların arasında en sık rastlananlar L. crispatus, L. jensenii, L. gasseri, ve L. iners‘tir. Ancak bu sayı değişkenlik gösterebilir ve kadınlar arasında da farklılık gösterebilir. Yogurt üretiminde kullanılan laktobasil, sirke yapımında kullanılan laktobasil farklıdır; bunları vajinaya sürerseniz malesef vajinal akıntı yaşayacaksınız. Çünkü bunlar D değil, L laktik asit üreten laktobasillerdir.

Bir kadında en fazla gözüken laktobasil hangisidir?

Bir kadının vajinasındaki laktobasil türleri mikrobiyomunun bileşimine ve çeşitli faktörlere (örneğin yaş, hormonal değişiklikler, antibiyotik kullanımı, cinsel aktivite) bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, bir kadında baskın bir laktobasil türü bulunması kesin değildir ve değişebilir. Ancak, genellikle Lactobacillus crispatus, Lactobacillus jensenii, Lactobacillus iners ve Lactobacillus gasseri gibi türler vajinal mikrobiyomunun önemli bir bileşenidir.

Laktobasil türleri arasındaki sıklık dağılımı, popülasyonlar arasında ve hatta bireyler arasında bile farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak, Lactobacillus crispatus’un vajinal florada baskın olduğu ve diğer Lactobacillus türlerine göre daha yüksek bir sıklığa sahip olduğu bilinmektedir.

Bu türler arasındaki farklılıklar, özellikle sitokinin, enzim ve antimikrobiyal bileşik üretimindeki farklılıklardan kaynaklanır. Örneğin, L. crispatus’un D-laktik asit üretiminde yüksek aktivitesi vardır ve bunun sonucunda vajinanın pH’ını düşürerek patojen mikroorganizmaların üremesini engelleyebilir. L. gasseri ve L. jensenii ise sitokinin üretiminde daha yüksek aktivite gösterirler ve bu da vajinal duvarların sağlıklı olmasına katkıda bulunabilir. L. iners ise vajinal florada sık görülen bir türdür ancak antibakteriyel bileşiklerin üretimi konusunda diğer türler kadar etkili değildir.

Bu nedenle, her bir türün vajinal sağlık üzerinde farklı bir etkisi olduğu düşünülmektedir.

D – laktik asit ve L – laktik asit nedir?

Laktik asit, birçok canlıda mevcut olan organik asittir. Bu asit, birçok metabolik süreçte ortaya çıkar ve özellikle vücutta glikozun enerjiye dönüştürülmesi sırasında üretilir. Laktik asit, en yaygın olarak L(+) laktik asit olarak adlandırılan izomerdir.

D-laktik asit

D(+) stereoisomerik yapıdaki laktik asittir. Bu izomer, bazı bakteri türleri tarafından üretilir ve bağırsak florasında da bulunur. İnsan vücudu normalde D-laktik asit üretmez, ancak bazı sağlık sorunları, özellikle bağırsak problemleri, D-laktik asit birikimine yol açabilir.

L-laktik asit

L-laktik asit olarak da bilinir, en yaygın olarak insan vücudunda üretilen izomerdir. Spor yaparken kaslar tarafından üretilir, kan dolaşımına karışır. Ayrıca bazı gıdalarda, özellikle yoğurt, turşuda, L-laktik asit fermantasyonu yoluyla da üretilebilir.

Vajina epiteli hangi laktik asit üretiyor?

Laktik asit, D ve L izomerlerinden oluşan bir karışımdır. Vajina epiteli, L izomeri üretir.

Vajina epiteli, L-laktik asit üretir. L-laktik asit, D-laktik asitten farklı olarak, insan vücudunda daha yaygın olarak bulunur ve biyolojik olarak daha aktiftir. Vajinal pH seviyesinin düşük kalmasını sağlayarak, zararlı bakterilerin üremesini engelleyerek ve vajinal sağlığı koruyarak önemli bir role sahiptir.

Vajina epiteli tarafından üretilen laktik asitin çoğunluğu L-laktik asittir ve vajinal asiditenin oluşumunda en önemli rolü oynar. D-laktik asit de bazı mikroorganizmalar tarafından üretilebilir ancak vajinanın normal florasında yaygın olarak bulunmaz.

Vajinada bulunan bakteriler arasında en fazla D-laktik asit üreten bakteriler, üreme koşullarına bağlı olarak değişebilir. Ancak genellikle Lactobacillus crispatus türü bakterilerin D-laktik asit üretiminde diğer türlere göre daha etkin oldukları bilinmektedir.

Rektal kaynaklı laktobasiler vajinaya geçmeye başlar ve vajinada domine olmaya başlarlarsa bu durum ne yaratabilir?

Rektal kaynaklı laktobasilerin vajinaya geçip burada domine etmeye başlaması, normal vajinal floranın dengesini bozabilir ve vajinal enfeksiyonlara neden olabilir. Bununla birlikte, rektal bölgede bulunan bakterilerin vajinaya geçişi bazı durumlarda (menopozal dönemde) normal olabilir, ancak bu durumda da vajinal floranın sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için doğru bakteri dengesi sağlanmalıdır. Bu nedenle, vajinal floranın sağlıklı kalması için uygun hijyen uygulamalarının yanı sıra, doktorunuzun önerdiği şekilde probiyotik takviyeler veya ilaçlar almak da önemlidir.

Rektal kaynaklı laktobasillerin vajinaya geçmesi, kişinin yaşına bağlı olabildiği gibi, genellikle cinsel aktiviteyle ilgilidir. Cinsel aktivite olmadan da geçebilir ancak cinsel aktivitenin yoğun olduğu genç kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle yaşa bağlı bir sınır yoktur, ancak cinsel aktivitenin başlamasıyla birlikte bu bakterilerin vajinaya geçmesi daha olası hale gelir.

Rektal kaynaklı laktobasiller bazı kadınlarda cinsel aktivite olmadan da vajinada tespit edilebilir. Bunun nedeni, bazı kadınlarda, özellikle doğum sırasında anneden bebeğe geçen, anne sütü veya çevresel faktörlerden kaynaklanan bir takım laktobasillerin vajinaya yerleşebilmesidir.Vajinanın pH seviyesi ve diğer faktörler de bu sürece etki edebilir.

Menopoz, vajinal flora üzerinde bazı etkilere sahip olabilir. Östrojen hormonunun azalması, vajinal duvarların incelmesine ve pH dengesinin bozulmasına neden olabilir. Bu durum, vajinanın daha az asidik hale gelmesine ve laktobasil sayısının azalmasına yol açabilir. Ancak menopozun etkileri her kadında farklı olabilir. Ayrıca menopoz sonrası hormon tedavisi veya diğer tedavilerle vajinal flora yeniden dengelenebilir. Menopoz döneminde vajinal flora, daha az laktobasil içerebilir ve bu durum enfeksiyon riskini artırabilir. Menopoz sürecinde laktobasil popülasyonu azalmakta ve vajinal pH artmaktadır. Bu durum, vajinanın daha fazla enfeksiyona açık hale gelmesine neden olabilir. Ayrıca, menopoz sonrası kadınlarda rektal bölgede bulunan bakterilerin vajinaya geçişi daha sık görülebilir. Ancak, rektal laktobasillerin vajinaya geçişi sadece menopoz dönemiyle ilgili bir faktör değildir. Bu durum, kadınların yaşamının herhangi bir döneminde meydana gelebilir ve genellikle cinsel aktiviteyle ilişkilidir.

Vajinosepsis‘e ensık neden olan etkenler?

Vajinosepsis, vajinanın bakteriyel enfeksiyonudur ve genellikle bir veya birkaç etken bir arada bulunur. En sık nedeni, vajinanın doğal florasının dengesinin bozulmasıdır.

Bazı yaygın etkenler şunlardır:
  • Bakteriyel vaginozis: Vajinanın normal laktobasil flora dengesinin yerini anaerobik bakterilerin aldığı durumlarda ortaya çıkan enfeksiyon.
  • Candida enfeksiyonu: Vajinanın doğal florasındaki mantarların artması sonucu ortaya çıkan bir enfeksiyon.
  • Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar: Özellikle klamidya, gonore gibi enfeksiyonlar vajinosepsis’e neden olabilir.
  • Yaralanma ve cerrahi müdahaleler: Vajina bölgesindeki yaralanmalar ve bazı cerrahi müdahaleler enfeksiyona neden olabilir.
  • Genital hijyen: Vajinanın doğal florasının dengesi, aşırı genital hijyen uygulamaları sonucu bozulabilir.

Bu faktörlerin dışında, gebelik, menopoz, adet dönemi gibi hormonal değişiklikler, ilaç kullanımı, stres gibi faktörler de vajinosepsis riskini artırabilir.

vajinayı besleyen damarlar

Vajinanın İstirahat basıncı ne kadar?

Vajinanın istirahat basıncı kişiden kişiye değişebilir ve ölçülebilen net bir değeri yoktur.

Ancak genel olarak, vajina duvarlarının tonusu ve esnekliğiyle ilgilidir. Vajina duvarlarındaki kasların tonus ve esnekliği, yaşa, hormonal duruma, doğum öyküsüne ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Vajinal istirahat basıncı hakkında farklı kaynaklarda farklı sayısal değerler verilmekle birlikte,
* genellikle ortalama 30 cmH2O (santimetre su) olarak kabul edilmektedir(bazı araştırmalarda bu basınç 15 – 45 mmHg arasında bulunmuştur.
* İstirahat halinde 15 – 25 mmHg,
* Kasılma durumunda 25 – 45 mmHg arasında bulunan değerler vardır)

Vajina 88mmHg basınç yani valsalva manevrası (ıkınma durumunda) açılmaktadır. İdrar kaçıran bir kadında , idrar kaçırma düzeldiğinde vajina basıncı ~10 mmhG artmaktadır.

Bununla birlikte servikal kanalın istirahat basıncı genellikle 5-10 mmHg arasındadır. Ancak bu değer kadınların yaşına, hormonal durumuna, gebelik durumuna ve diğer faktörlere göre değişebilir.

Vajina Kaslı Bir Uzuv mudur?

Vajina bir kaslı bir uzuv değildir.

Vajina, pelvis bölgesindeki diğer yapılarla birlikte çalışarak, diyafram, pelvik taban kasları ve uterus gibi yapılar tarafından desteklenir ve korunur. Vajina, içindeki düz kaslar sayesinde kasılabilir ve genişleyebilir, ancak vajina kendisi bir kas değildir. Vajinanın bir istirahat basıncının olması, vajina kaslarının sürekli olarak hafifçe kasılıp gevşemesi sonucu oluşur. Bu kasılmalar, vajinanın duvarlarını sıkıca kapatarak içerideki basıncı arttırır. .Bu istirahat basıncı, normal olarak 30 cmH2O civarında olur. Bu basınç, vajina içindeki kasların sürekli olarak hafifçe kasılıp gevşemesi sonucu oluşan bir direnç basıncıdır.

Vajina içindeki kaslar, uterusu çevreleyen myometrium gibi diğer düz kaslara benzer şekilde düzenlenmiştir. Vajina kaslarının kasılması, uterusun kasılmasına benzer bir şekilde gerçekleşir. Hormonlar, sinirler ve diğer sinyaller, vajina kaslarını kontrol eder ve istemsiz olarak çalışırlar. Ancak, kadınlar isteyince vajina kaslarını değilde pelvik taban kaslarını kasabilir ve gevşetebilirler, bu sayede vajina sıkılaştırılabilir.

Vajinanın sahip olduğu bağ dokusu, kas dokusunun 3 katıdır.

Vajinanın sinirsel kontrolü nasıldır?

Vajinanın innervasyonu, pelvik bölgede yer alan sinirler tarafından sağlanır. Bu sinirler, pelvik sinir plexus adı verilen bir ağ oluştururlar ve bu ağ vajinanın alt ve yan duvarlarına yayılır.

İçerisindeki sinirler, vajinanın duvarlarına yakın bir kas tabakası olan pubokoksigeal kasları da içeren pelvik taban kaslarından kaynaklanır. Bu sinirler;
  • Hipogastrik sinirler (Vajinanın ön duvarını innerve eden sinirler hipogastrik sinirlerdir),
  • Pelvik sinirler (vajinanın üst kısmını içeren sinirler pelvik sinirlerdir) ve
  • Pudendal sinirler (vajinanın alt kısmını ve perineyi innerve eden sinirler ise pudendal sinirlerdir) gibi farklı sinirlerden gelir.

Bu sinirler, vajinanın duvarlarındaki kasların kontrolünü sağlar ve duyusal sinirler, vajinadaki dokulardan gelen hisleri beyne iletmek için de kullanılır. Pelvik sinir plexus, aynı zamanda rahim, yumurtalıklar, idrar kesesi ve rektum gibi yakın organların da innervasyonunu sağlar.

Vajinal ıslaklığı belirleyen faktörler nelerdir ?

Artıran faktörler:
  • Östrojen hormonu: Vajinal mukozanın sağlıklı kalması ve nemli kalması için önemlidir. Östrojen seviyesi düşük olduğunda, vajina daha kuru hale gelir ve ıslaklığı azalır.
  • Cinsel uyarılmalar: Cinsel uyarılmalar vajinal kan akışını artırır ve doğal bir kayganlaştırıcı olan vajinal sekresyonların salgılanmasını tetikler.
  • Fiziksel egzersiz: Düzenli fiziksel egzersiz vücuttaki kan dolaşımını artırır ve genital bölgedeki kan akışını da artırabilir, bu da vajina duvarlarının daha nemli kalmasına neden olabilir.
  • Genital bölge hijyeni: Düzenli genital bölge temizliği, vajinal pH dengesini koruyarak vajina sağlığını korur ve vajinal nemliliği artırabilir.
  • Vagal uyarının artması
Azaltan faktörler:
  • Menopoz: Menopoz sonrasında östrojen seviyeleri düşer ve vajina daha kuru hale gelir.
  • Bazı ilaçlar: Antihistaminikler, antidepresanlar ve doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar vajinal kuruluğa neden olabilir.
  • Stres: Stres, vücuttaki hormon seviyelerini etkiler ve bazı durumlarda vajinal nemliliği azaltabilir.
  • Sigara içmek: Sigara içmek, vajinal kuruluğa ve enfeksiyonlara neden olabilecek kan dolaşımını azaltabilir.
  • Vagal tonusun korku gibi bir nedenle azalmasında vajinal nemlilik – ıslaklık azalır.
Vajinal florada bulunan mikroorganizmalar şunlardır:
* Laktobasil
* Staphylococcus
* Streptococcus
  • Gardnerella
  • Bacteroides
  • Escherichia coli
  • Candida
  • Mobiluncus
  • Peptostreptococcus
  • Prevotella
  • Mycoplasma
  • Ureaplasma
  • Fusobacterium
  • Porphyromonas
  • Atopobium
  • Dialister
  • Eubacterium
  • Finegoldia
  • Leptotrichia
  • Megasphaera
  • Shuttleworthia
  • Anaerococcus
  • Aerococcus
  • Gemella
  • Corynebacterium
  • Actinomyces
  • Mobiluncus
  • Varibaculum
  • Parvimonas
  • Sneathia
  • Myroides
  • Rothia
  • Capnocytophaga
  • Veillonella
  • Lachnospiraceae
  • Ruminococcaceae
  • Christensenella
  • Streptomyces
  • Microbacterium
  • Rothia
  • Actinomycetospora
  • Propionibacterium
  • Clostridium
  • Megasphaera
  • Selenomonas
  • Pseudomonas
  • Comamonas
  • Chryseobacterium
  • Sphingomonas
  • Acinetobacter.

Bu liste, vajinal florada bulunan mikroorganizmaların sadece az kısmını içermektedir, kadından kadına farklı olabilir. Vajinal mikrobiyomda, 1 gram vajina örneğinde yaklaşık 107 – 109 mikroorganizma hücresi bulunabilir.

Vajinal Sağlık İndeksi2

12345
ElastisiteYokKötüOrtaİyiMükemmel
Sıvı hacmi (sekresyonların toplanması)YokKıt & YetersizYüzeyselOrta derecede kuruluk (pamuk uçlu
aplikatörde küçük kuruluk alanları)
Normal miktar (pamuk uçlu
aplikatörde tamamen ıslak)
pH≥6.15.6–6.05.1–5.54.7–5.0<4.6
Epitel bütünlüğüPeteşi alanları varHafif temas ile kanamalar oluşuyorKazıma ile kanamalar oluşuyorGevrek değil, ince epitelNormal 
Nemlilik Yok, yüzey inflamasyonluYok, yüzey inflamasyonu yokMinimal OrtaNormal

Ancak, vajinal sekresyonların miktarı, içerikleri ve koku gibi özellikleri, birçok faktöre bağlıdır. Hormonal değişiklikler, enfeksiyonlar, cinsel ilişki, ilaç kullanımı ve diğer faktörler, vajinal sıvıların karakteristiklerinde farklılıklara neden olabilir.

Vajina, östrojen ve progestojen hormonlarının etkisiyle ürettiği maddelerle kendini koruyan ve nemli tutan bir yapıya sahiptir.

Vajinanın ürettiği bazı maddeler kabaca şunlardır:
  • Glikojen: Vajina içindeki epitel hücreleri tarafından salgılanan glikojen, laktobasiller tarafından asit üretimi için kullanılır ve vajinanın doğal pH seviyesini korumaya yardımcı olur.
  • Laktik asit: Vajinadaki laktobasiller tarafından üretilen laktik asit, vajinanın asidik pH seviyesini koruyarak zararlı bakteri ve mantarların üremesini engeller.
  • Amino asitler: Vajinadaki bazı amino asitler, zararlı bakteri ve mantarların büyümesini engelleyici özelliklere sahiptir.
  • Spermidin: Spermidin, insan spermi tarafından da üretilen bir poliamindir ve vajinada doğal antibiyotik görevi görebilir.
  • Skualen: Skualen, vajinadaki nemliliği korumaya yardımcı olan bir yağ asididir.
  • Fosfatidilglicerol: Fosfatidilglicerol, vajinal epitel hücrelerinin hücre zarı bileşeni olan bir fosfolipittir ve vajinadaki nemliliği korumaya yardımcı olur.
  • Hiyaluronik asit: Hiyaluronik asit, vajinanın doğal nemliliğini koruyan bir polisakkarittir. Vajina içindeki hyaluronik asitin molekül ağırlığı farklı çalışmalarda farklı sonuçlar vermekle birlikte, genellikle ortalama 2.5-4 milyon dalton olarak bildirilmektedir.Vajinada bulunan hyaluronik asitin toplam miktarı kadınlardan kadınlara değişebilir ve tam olarak belirlenmemiştir. Ancak, bazı çalışmalar vajinada yaklaşık 10-20 mg/g kuru ağırlık hyaluronik asit bulunabileceğini göstermektedir. Yine de, bu değerler farklı kadınlarda farklılık gösterebilir.

Vajinal İmmünite Nedir?

Vajinal immünite, vajina içindeki mikroorganizmaların kontrolünü sağlamak ve enfeksiyonlara karşı korunmak için gerekli olan bir savunma mekanizmasıdır. Vajina, doğal olarak birçok farklı mikroorganizma türü barındırır ve bu mikroorganizmaların dengesi sağlandığında vajina sağlıklı kalır.

Vajinal immünite, vajinada farklı savunma mekanizmalarını içerir. Bunlar arasında:
  1. Mukozal bağışıklık: Vajina mukozası, enfeksiyona karşı koruyucu bir bariyer görevi görür. Mukozal bağışıklık, vajina mukozasında yer alan antikorlar, immünoglobulinler (IgA) ve diğer savunma hücreleri gibi hücresel ve humoral yanıtları içerir.
  2. Siklik değişikliklere bağlı immünolojik değişiklikler: Menstrüel siklus boyunca, vajina içindeki hormon seviyelerindeki değişiklikler, immünolojik yanıtlar üzerinde etkilidir. Östrojen seviyelerinin yükselmesi, vajina içindeki farklı türlerdeki bakterilerin üremesi için uygun bir ortam yaratır ve aynı zamanda doğal antikor üretimini de arttırır.
  3. Bakteriyel interferonlar: Vajinadaki bazı laktobasiller interferonlar gibi antiviral faktörler salgılayabilirler.
  4. Vajinal floranın koruyucu etkisi: Vajina, sağlıklı bir mikrobiyomun korunması için gerekli olan prebiyotiklerin ve probiyotiklerin bulunduğu bir ortamdır. Laktobasiller gibi bazı faydalı bakteriler, vajinayı enfeksiyonlardan korumak için asitli bir ortam yaratarak patojen bakterilerin çoğalmasını önler.
  5. Vajina aynı zamanda bir doğal mikrobiyal barındırma yeridir. Normal koşullarda vajinadaki bakteri popülasyonu, özellikle laktobasillerin çoğunlukta olduğu bir ekosistem oluşturur. Bu ekosistem vajinayı enfeksiyonlara karşı korur ve bağışıklık sistemine yardımcı olur.
  6. Vajina aynı zamanda T hücreleri, B hücreleri ve diğer immün hücrelerini de barındırır. Bu hücreler, vajina mukozasında enfeksiyonlarla mücadele eder ve vajinayı enfeksiyonlardan korur.
  7. Vajinadaki immün yanıt, enfeksiyona neden olan mikroorganizmaların türüne bağlı olarak değişebilir. Örneğin, Candida albicans adı verilen bir mantar türüne neden olan enfeksiyonlar, vajinal mukozada inflamasyona neden olarak immün hücrelerinin aktivasyonuna yol açar.
  8. Vajinadaki immün yanıtın dengesi, hormonal değişiklikler, stres, antibiyotik kullanımı, gebelik ve diğer faktörler tarafından etkilenebilir. Bu faktörler, vajinadaki bakteri popülasyonunun ve immün hücrelerinin sayısını ve türünü değiştirebilir.
  9. Vajinal immünite, HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gibi ciddi hastalıkların önlenmesinde de önemlidir. Vajinal immünite, virüslerin ve diğer patojenlerin vajinayı kolonize etmesini ve enfeksiyona neden olmasını önleyebilir.

Tüm bu mekanizmalar, vajinanın sağlıklı bir şekilde çalışmasını ve enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlar. Ancak bazı durumlarda vajinal immünite düşük olabilir ve enfeksiyonlara karşı hassas hale gelebilir. Bu durumda, enfeksiyonlarla mücadele etmek için uygun tedaviler gereklidir.

östrojen yetmezliği



N o r m a l

Vajinal Akıntı “Miktarı”

S I F I R D I R.

deniz – Havuz suyu vajinal florayı nasıl etkiler?

Deniz suyu, içerisinde farklı tiplerde bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmalar gibi canlı organizmaları barındırır. Bununla birlikte, deniz suyu içerisinde bulunan tuz, mineraller ve diğer elementler, bazı mikroorganizmaların büyümesini engelleyebilir.

Deniz suyu, özellikle yüksek sıcaklıklarda daha fazla bakteri ve diğer mikroorganizmalar içerebilir. Ayrıca, deniz suyunda çeşitli kirleticiler ve zararlı maddeler de bulunabilir. Sonuç olarak, deniz suyu steril değildir. Deniz suyu, vajinal florayı olumsuz yönde etkileyebilir. Deniz suyu, tuzlu ve alkalik özelliklere sahiptir. Vajinanın doğal pH dengesi ise asidik özelliktedir. Vajina içindeki asidik ortam, zararlı bakterilerin üremesini engellerken, sağlıklı bakterilerin büyümesine izin verir. Ancak deniz suyu, vajinal pH dengesini bozarak, sağlıklı bakterilerin büyümesini engelleyebilir.

Aynı şekilde havuz suyuda, vajinal florayı olumsuz yönde etkileyebilir. Havuz suyunda bulunan kimyasallar ve diğer maddeler, vajinanın doğal pH dengesini bozabilir ve enfeksiyonlara neden olabilir. Havuz suyu içerisinde bulunan klor (saf haliyle pH değeri nötr (7) olarak kabul edilen değerdedir), pH seviyesini yükselterek, vajinanın asidik ortamını nötrleştirebilir. Bu durum, sağlıklı bakterilerin büyümesini engelleyerek zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olabilir. Ayrıca, havuz suyu içerisinde bulunan diğer kimyasallar, vajinadaki doğal flora üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, havuz suyuyla temas halinde olan kadınların, özellikle de hassas bir vajinal flora yapısına sahip olanların, bölgeyi temizlemek ve enfeksiyon riskini azaltmak için duş almaları ve hijyen kurallarına uygun davranmaları önerilir.

Vajinal anomaliler Nelerdir?

Şöyle bir liste verebilirim.
  1. Vajinal agenezi (vajinanın yokluğu)
  2. Vajinal hipoplazi (vajinanın küçük olması)
  3. Vajinal septum (vajinayı ikiye bölen bir duvar)
  4. Vajinal transpozisyon (vajinanın yeri değişmiş olması)
  5. Vajinal dışa açılım problemleri (vajinanın normalden farklı bir yere açılması)
  6. Vajinal agenezisine eşlik eden renal anomali (böbrek anomalileri ile birlikte vajinanın yokluğu)
  7. Vajinal atrezi (vajinanın kapanması)
  8. Vajinal septumun varlığı
  9. Transvers vajinal septum (vajinayı yatay olarak bölen bir duvar)
  10. İntraservikal ve intravajinal leiomyomalar (myomlar)
  11. Vajinada yer alan kistler
  12. Vajinal adenozis
  13. Karsinomlar (Vajinal kanserler)
  14. Vajinismus (vajinanın kasılarak sertleşmesi)
  15. Vaginitis (vajinanın iltihaplanması)
  16. Vulvodyni (vajina girişinde ağrı)
  17. Vulvar intraepitelyal neoplazi (VIN)
  18. Vulvar karsinoma
  19. Vulvar varisler
Tedavi, ülserin nedenine bağlı olarak değişebilir ve antibiyotikler, antiviral ilaçlar, kortikosteroidler veya immünsüpresif ilaçlar gibi farklı ilaçlar kullanılabilir.
  • Herpes genitalis
  • Şankroid
  • Granüloma inguinale
  • Behçet hastalığı
  • Vulvar kanser
  • Vajinal kanser
  • Lenfogranüloma venereum
  • Crohn hastalığı
  • Sistemik lupus eritematozus
  • Lichen planus
  • AIDS
  • Diğer viral, bakteriyel, mantar ve paraziter enfeksiyonlar
https://muglakadindogum.net/rahim-agzi-yirtigi

Vajinal kistlerin bazı yaygın türleri şunlardır:

Bartholin kisti:

Bartholin bezleri, vajinanın dış kısmında, labialarda (dudaklar) bulunan bezlerdir. Bu bezler, vajinal kayganlaştırıcı sıvı salgılarlar. Bartholin kisti, bu bezlerin tıkanması sonucu oluşur. Bu kistler genellikle ağrısızdır, ancak büyükse veya enfekte olursa ağrılı hale gelebilirler.

Gartner kanal kisti:

Gartner kanalları, fetüsün gelişimi sırasında rahimde oluşan yapısal unsurlardır. Bu kanallar doğumdan sonra çoğu zaman kaybolur. Ancak bazen kalıntıları kalabilir ve vajina içinde kistlere neden olabilirler.

Müllerian kisti:

Müllerian kistler, embriyonal gelişim sırasında rahim, serviks ve vajinada meydana gelen yapısal anomaliler sonucu oluşan kistlerdir. Bu kistlerin büyüklüğü ve semptomları değişebilir. Bazı durumlarda cerrahi müdahale gerektirebilirler.

Epidermoid kist:

Epidermoid kistleri – İnklüzyon Kistleri, derinin altında veya derideki hücrelerin üremesi sonucu oluşan kistlerdir. Bu kistler genellikle ağrısızdır ve genellikle zararsızdırlar.

Mukokel:

Mukokel, vajinada mukoza (sümüksü) birikmesi sonucu oluşan bir kisttir. Bu kistler genellikle zararsızdır, ancak enfekte olurlarsa ağrılı hale gelebilirler.

Dermoid kist:

Dermoid kistler, embriyonik dokulardan kaynaklanan nadir kistlerdir. İçlerinde saç, diş veya kemik gibi dokular bulunabilir. Genellikle zararsızdırlar, ancak büyük kistler bazen ağrıya neden olabilir.

Endometrioma:

Endometrioma, endometriozis adı verilen bir durumun sonucu olarak oluşan bir kisttir. Endometriozis, rahim içindeki dokunun rahim dışında büyümesi anlamına gelir. Bu kistler genellikle ağrılıdır ve cerrahi müdahale gerektirebilirler.

Skene bez kisti:

Skene bezleri, üretra çevresinde bulunan küçük bezlerdir. Skene bez kistleri, bu bezlerin tıkanması sonucu oluşur ve genellikle ağrısızdırlar.

Parauretral kist:

Parauretral kistler, üretra çevresindeki bezlerin tıkanması sonucu oluşan kistlerdir. Genellikle zararsızdırlar, ancak büyük kistler idrar akışını etkileyebilir.

vajinal resesler Vajina'da Shaw'un Cepleri kadın genital sistemi Kermit Krantz ve Erik Odeblad Muğla kadın doğum 2
vajinal resesler Vajina'da Shaw'un Cepleri kadın genital sistemi Kermit Krantz ve Erik Odeblad Muğla kadın doğum
vajinal resesler Vajina'da Shaw'un Cepleri kadın genital sistemi Kermit Krantz ve Erik Odeblad Muğla kadın doğum 3
Vajina'da Shaw'un Cepleri  kadın genital sistemi Kermit Krantz ve Erik Odeblad Muğla kadın doğum
Vajina 2 boyutlu bir şekilde resmedilir ama 3D bir organdır.

Her segmenti de farklıdır. her bir günü farklıdır. Mikroklimatik bir floraya sahiptir.
vajinanaın en geniş bölgesi<br><br>bulbus vagina kanalis vagina Muğla kadın doğum

Kegel egzersizleri

En yaygın pelvik taban egzersizi türüdür. Aşağıdaki adımları kullanarak yapabilirsiniz.

Doğru kasları bulun:

İdrar yaparken idrar akışını durdurmaya çalışın. Kullandığınız kaslar pelvik taban kaslarıdır. Bununla birlikte, idrar yaparken düzenli olarak Kegel yapmak mesane sağlığı için kötü olabilir.

Bir zaman seçin:

Rahatlamak için sakin bir an seçin ve pelvik taban kaslarını hafifçe sıkmaya konsantre olun.

Tutun:

Bu kasları kasmak doğal hissettirdiğinde, sıkın ve pozisyonu koruyun. Yavaş yavaş, sıkmayı 10 saniye tutmaya çalışın.

Serbest Bırakma:

 Kasları 3 saniye serbest bırakın.

Tekrar : 

Bu alıştırmayı arka arkaya 10 kez tekrar edecek kadar güçlenin.

Vücudun geri kalanı rahatlamış hissetmelidir. Mide veya kalça gibi diğer kasları kasmayın. Kegels yaparken her zamanki gibi, doğal nefes alın.

Her gün üç kez 2-3 set, 10 Kegel yapmayı hedefleyin. Tüm egzersizlerde olduğu gibi, güç oluşturmak zaman alabilir ve bir farkı fark etmek 6 aya kadar sürebilir.

Kegel egzersizleri yaparak, pelvik taban kaslarınızı güçlendirebilir, vajinanızı sıkılaştırabilir ve daha iyi cinsel işlev sağlayabilirsiniz.

Vajinayı daraltmak için kullanılan egzersizler genellikle Kegel egzersizleri olarak adlandırılır. Bu egzersizler, vajinal kasları güçlendirmeye ve tonlamaya yardımcı olur, böylece vajina duvarları daha sıkı ve sıkı hale gelir. Bu egzersizler düzenli olarak yapılırsa, vajinal kasların güçlenmesine ve tonlanmasına yardımcı olabilir ve böylece vajinanın daralmasına da katkıda bulunabilirler. Ancak, herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuzla konuşmanız önerilir.

Twerk örneği
  1. Kegel exercises
  2. Squats
  3. Köprü pozisyonu
  4. Vaginal koni kullanımı
  5. Yoga
  6. Pelvik taban egzersizleri
  7. Donkey kicks / Çifte atma hareketi
  8. Lunges
  9. Bacak Kaldırm
  10. Clamshells
vajinayı sıkılaştırma enfeksiyonları

Vajinanın yaşlandığını nasıl anlayabilirsiniz ?

Vajina, yaşlandıkça çeşitli değişimler geçirir. Bunlar şunlardır:
  1. Azalan elastikiyet: Yaş ilerledikçe, vajina duvarlarındaki elastikiyet azalır. Bu, cinsel ilişki sırasında daha az esneme ve gerilme kapasitesine neden olabilir.
  2. Kuruluk: Hormonal değişiklikler, menopoz, doğum kontrolü kullanımı veya bazı ilaçlar, vajinal kuruluğa neden olabilir. Bu da cinsel ilişki sırasında ağrıya veya rahatsızlığa neden olabilir.
  3. İncelme: Yaşlandıkça, vajina duvarları daha ince hale gelir ve kayganlaştırıcı salgısı azalır. Bu da cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabilir.
  4. Pelvik taban kasları: Yaşlandıkça, pelvik taban kasları zayıflayabilir, bu da idrar kaçırma ve prolapsus gibi sorunlara neden olabilir.
  5. Vajinal duvar sarkması: Yaşlandıkça, vajinal duvarlar sarkabilir ve bu da idrar kaçırma veya cinsel ilişki sırasında rahatsızlık gibi sorunlara neden olabilir.
  6. Genital bölgedeki renk değişikliği: Yaşlandıkça, genital bölgedeki cilt rengi değişebilir ve koyulaşabilir.
  7. Genital bölgede kıllanma azalması: Yaşlandıkça, genital bölgedeki kıllanma azalabilir veya tamamen kaybolabilir.

Bu değişimler, her kadın için farklılık gösterir ve bazı durumlarda yaşam kalitesini etkileyebilir. Ancak, vajina sağlığı için yapabileceğiniz egzersizler ve diğer yaşam tarzı değişiklikleri ile bu değişimlerin etkilerini azaltmak mümkündür.

Vajina nasıl gençleştirilebilir – Sıkılaştırılabilir?

Vajina gençleştirme, sıkılaştırma ve yenileme için birkaç farklı yöntem mevcuttur:
  1. Kegel egzersizleri: Vajina kaslarını güçlendiren bu egzersizler, kan akışını arttırır ve vajina duvarlarını sıkılaştırır.
  2. PRP tedavisi: PRP tedavisi, kendi kanınızdan elde edilen ve vajina içine enjekte edilen platelet zengin plazma adlı bir madde kullanarak vajina dokusunu yenilemek için kullanılır.
  3. Jinekolojik lazer tedavisi: Vajinayı sıkılaştırmak, elastikiyetini arttırmak ve kuruluğu önlemek için jinekolojik lazer tedavisi uygulanabilir.
  4. Hormon tedavisi: Hormonlar, vajina duvarlarının kalınlaşmasına ve esnekliğinin artmasına yardımcı olabilir.
  5. Vajinal kremler: Vajinal kremler, östrojen hormonunu içeren kremlerdir ve vajinanın elastikiyetini artırmaya yardımcı olabilir. Ancak bu tür kremleri kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.
  6. Vajinal nemlendiriciler: Vajinal nemlendiriciler, vajinanın kurumasını önlemeye yardımcı olur.
  7. Diyet ve egzersiz: Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz yapmak, vücuttaki kan akışını arttırarak vajina sağlığına da yardımcı olabilir.
  8. Vajinal dolgu maddeleri: Vajinaya hyaluronik asit veya diğer dolgu maddeleri enjekte edilerek, elastikiyeti arttırılabilir ve gençleştirilebilir. Bu tür dolguların etkisi genellikle 6-12 ay sürer.
  9. Cerrahi müdahaleler: Cerrahi müdahaleler, vajinal duvarları sıkılaştırmak için kullanılan birçok farklı teknik içermektedir. Ancak cerrahi müdahalelerin riskleri ve yan etkileri olabileceği unutulmamalıdır ve doktorunuzla konuşmadan önce bu yöntemlere başvurmamalısınız.

Bu yöntemlerden hangisinin kullanılacağına, kişinin özel ihtiyaçlarına ve doktorun tavsiyesine göre karar verilmelidir.

Çeşitli osmolarite değerleri
  • Tükrük osmolaritesi 110- 140 mosm/L
  • Amniotik sıvı osmolaritesi  237 – 250 mOsm/kg (266 ın üzerinde doğan bebeklerin kilosu < 2500gr)
  • Dışkı osmolaritesi 275 to 295 mOsm/kg, 250 nin altında olmasında ishal oluşmakta
  • Serum osmolarite değeri 275 – 295 mOsm/kg.
  • Göz yaşı osmolarite değeri 293 – 318 mOsm/l
  • Semen 340 mOsm/kg
  • Vajina osmolaritesi 370 ± 40 mOsm/Kg

Vajinanın kesitsel alanı kaç santimetrekaredir?

1(Servikse yakın kısım): 5.71 cm2

2:

3:

4:

5 (Hymen seviyesi): 9,96 cm2

Fakat biz biliyoruz ki vajina derinleştikçe; stres karşısında (doğum ve uzamış seks karşısında) bollaşmaktadır. Çünkü vajinada kastan daha çok bağ dokusu bulunmaktadır. İşte bu yüzden vajina dinamik , çeşitlilik sergileyebilen bir organdır.

vajinanaın en geniş bölgesi bulbus vagina kanalis vagina Muğla kadın doğum
Vajina kubbemsi bir yapıdadır ve buna daha çok roma kemeri denir

Vajina kubbemsi bir yapıdadır ve buna daha çok roma kemeri denir3

Vajina kubbesinde çökme olduğunda veya vajina hasar aldığında vajina düzleşebilir.

Vajina kubbesinde çökme olduğunda veya vajina hasar aldığında vajina düzleşebilir.

One Sex Modeline Göre Vajinanın Erkeklerdeki Karşılığı Nedir?

Bu teoide kadınların üreme organları, vajina, rahim ve yumurtalıklardan oluşur. Vulva, klitoris, serviks şeklinde bir tanımlama yoktur.

Vajina

Kadınların cinsel birleşme sırasında erkeklerin penisini kabul etmek için kullandıkları bir organdır. Labium majus ve minus ise penisin cildini tanımlıyordu.

Rahim

Gebeliği destekleyen bir organdır ve fetusu besleyen ve büyüten bir plasentayı barındırır. Uterusun karşılığı skrotumdu.

Yumurtalıklar

Kadınların yumurta hücrelerini ürettiği ve hormon ürettiği bir organ olup erkeklerdeki testisleri karşılamaktadır..

Aristotelesçi ‘tek cinsiyetli’ “One-sex” teorisi, insanlarda cinsiyetin sadece tek bir biyolojik cinsiyet olduğunu savunan bir teoridir. Bu teoriye göre, kadın ve erkekler arasındaki farklılıklar sadece biyolojik farklılıklarla sınırlıdır ve diğer her şey aynıdır. Yani, insanlar cinsiyetlerine bakılmaksızın, aynı bedensel, zihinsel ve duygusal özelliklere sahiptirler.

Bu teori, 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da hâkim olan patriyarkal (Ataerkil) toplumsal yapıyı desteklemiş ve kadınların erkeklerin altında bir statüde olmasını meşrulaştırmıştır. Bu dönemde kadınların, cinsel organlarının farklı olması dışında erkeklerden farklı bir yönü olmadığı düşünülmüştür. Bu nedenle, kadınlar erkeklerin fiziksel ve zihinsel olarak üstün olduğuna inanılan bir toplumda ikinci sınıf vatandaşlar olarak görülmüşlerdir.

Bu teorinin destek görmesindeki bazı nedenler şunlar olabilir:
  • Cinsiyet araştırmalarının henüz gelişmemiş olması: Tek cinsiyet teorisi, cinsiyet araştırmalarının henüz yapılmadığı bir dönemde ortaya atılmıştır. Dolayısıyla, bu teori, kadın ve erkeklerin cinsiyetlerinin farklılıklarını incelenmediği ve sorgulanmadığı bir dönemde kabul görmüştür.
  • Doğal bir düzen anlayışı: Tek cinsiyet teorisi, doğal bir düzen anlayışına dayanmaktadır. O dönemde, doğal düzen fikri oldukça popülerdi ve kadın ve erkeklerin cinsiyet rolleri, bu doğal düzenin bir sonucu olarak kabul edilmiştir.
  • Dini inançlar: O dönemde, kadınların toplumda ikincil bir rol oynaması, Hristiyan inancına uygun olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, tek cinsiyet teorisi, dini inançların da etkisiyle destek görmüştür.
  • Bir diğer destek nedeni de, tek cinsiyet teorisinin döneminin toplumsal normlarına uygun olmasıdır. O dönemde, kadın ve erkekler arasında cinsiyet rolleri oldukça katı bir şekilde belirlenmişti. Kadınlar, ev işleri ve çocuk bakımı gibi ev işlerinden sorumluyken, erkekler iş hayatında aktif olma ve aileye maddi destek sağlama rolü üstlenmişlerdi. Bu nedenle, tek cinsiyet teorisi, toplumsal normlarla uyumlu bir görüştü.

Bu teori günümüzde bilimsel olarak kabul edilmez ve kadın ve erkeklerin bedensel, zihinsel ve duygusal olarak farklı olduğu ve bu farklılıkların toplumsal yapıda dikkate alınması gerektiği kabul edilir. Günümüzde, cinsiyet araştırmaları ve cinsiyet çalışmaları, cinsiyetin biyolojik, toplumsal ve kültürel faktörlerin birleşimi olduğunu kabul eder ve cinsiyet farklılıklarını inceler.

Vajinal Ereksiyon var mı?

Vajina erektil bir doku değildir. Tam tersine vajina sertleşmek yerine gevşeyen bir dokudur. Orgasm sırasında ritmik kasılmalar üretmesi ereksiyon manasına gelmez.

Kadın genital sisteminde erektil olan yapılar şunlardır.
  1. Klitoris: Klitoris, kadınların en hassas cinsel organıdır ve birçok sinir ucu içerir. Klitorisin büyük bir kısmı vücut dışında yer alırken, küçük bir kısmı iç genital organların içinde yer alır.
  2. Bulbus vestibuli: Bulbus vestibuli, klitorisin altında ve vajina girişinin her iki tarafında yer alan iki tane erektil dokudur. Bu dokular, klitorisle birlikte uyarıldığında cinsel uyarılmayı artırır.
  3. Corpus cavernosum urethrae: Bu erektil dokular, üretranın çevresinde yer alır ve mesaneden çıkan idrar akışının düzenlenmesinde rol oynar. Aynı zamanda cinsel uyarılmada da rol oynayabilirler.
  4. Servikal kubbe: Uterusun üst kısmında yer alan, bir tür erektil doku olarak kabul edilen bir bölgedir. Cinsel uyarılma sırasında bu bölgenin şişmesi, cinsel zevki artırabilir ve orgazmı kolaylaştırabilir.

Vajinal kötü koku; afrodizyak feromonların partnerdeki Cezbedici etkinizi yok eder.

** Vajina En Hızlı Kontrol Dışına Çıkarak Hastalık Üreten Organdır.

** Vajina Hastalıkların Anasıdır.

** Sağlıklı vajina kokusuzdur.

Vajinal Kötü Koku İhmal Edilmiş Jinekolojik Enfeksiyonların İleri safhasında Ortaya Çıkıyor. Yani Ciddi Bir Umursamazlık Olmadan Olmaz.

vajinal kötü koku - muğla kadın doğum doktoru
Vajinal kötü koku; afrodizyak feromonların partnerdeki etkisini yok eder



*** Vajina ***

kemik – kıkırdak İçermeyen, korunmasız uzuvdur.

hasar – yırtılma, bollaşma durumunda sinir hasarı Oluşmuştur. bunun uzun vadeli etkileri kaçınılmazdır, kadın konforunu yok etmektedir.

Vajina İhmale gelmez, hastalıkların tetiğini çekmektedir.

rahim iltihabı cinsel ilişkide kötü koku - muğla kadın doğum doktor


Genital bölgelerdeki enfeksiyonlar; bir etki İle yüzde çıksaydı,

hiç kimse

yüzüne hijyenik ped koyup gezmedi !

vajinal kötü koku çevrenizi rahatsız eder muğla kadın doğum doktoru
Jinekolojik hastalığınız (rahim iltihabı, vajinal akıntı, servisit, … ) çevrenizi rahatsız edebilir, size karşı olumsuz tutuma neden olabilir.

kadın vajina feromonları nedir?

Araştırmalar, erkeklerin vajinal feromonları kokladıklarında testosteron seviyelerinin arttığını ve cinsel uyarılmalarının arttığını göstermiştir. Bu da vajinal feromonların cinsel çekim oluşturduğunu göstermektedir. Vajinal feromonların diğer bir önemli işlevi, dişi memeliler arasındaki sosyal davranışları etkilemesidir. Araştırmalar, dişi farelerin vajinal feromonlarının erkeklerin sosyal davranışlarını ve agresifliklerini etkilediğini göstermiştir. Benzer şekilde, insanlarda da vajinal feromonların sosyal davranışlar üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

Şu anda bilinen birkaç insan vajinal feromonu vardır:
  1. Copulins: Kadın vajinasında bulunan en yaygın feromonlardan biridir. Erkeklerde testosteron seviyesini arttırır ve cinsel çekim oluşturur.
  2. Estratetraenol: Dişi memelilerde bulunan bir östrojen türevidir. Erkeklerde cinsel çekim oluşturabilir.
  3. Androstadienon: Erkeklerde salgılanan bir feromon olmasına rağmen, bazı kadınların da salgıladığı bilinmektedir. Kadınlarda duygusal tepkileri arttırabileceği düşünülmektedir.
  4. Dehydroepiandrosterone (DHEA): Kadınların adrenal bezlerinde üretilen bir hormon olan DHEA, vajinal bölgede de bulunabilir. Cinsel çekimi arttırdığı düşünülmektedir.
  5. Progesterone: Kadınların doğurganlık döngüleri boyunca salgıladığı ve erkeklerdeki sosyal davranışları etkilediği düşünülen bir feromon.

Bu feromonların insanlar üzerindeki etkileri hala tam olarak anlaşılamamıştır ve araştırmalar devam etmektedir.

Vabbing nedir

Kelimenin kökeni hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir ancak bazı kaynaklar, kelimenin “vagina” ve “dabbing” kelimelerinin birleşiminden türetildiğini öne sürmektedir. Özelleştirilmiş parfüm taleplerine alternatif olarak, bazı insanlar vajinal sıvılarını parfüm olarak kullanma eğilimindedirler.

Vabbing, kadınların vajinal sıvılarını parfüm olarak kullanmalarıdır. Bu uygulama, vajinal sıvıların kokusunun cinsel çekimde rol oynadığına inanan insanlar arasında yaygındır. Vabbing’in özellikle cinsel fetişizmle ilgili olduğu düşünülmektedir. Ancak, bu uygulama sağlık açısından bazı riskleri beraberinde getirebilir ve tıbbi açıdan önerilmez. Vajinal pH dengesinin bozulması, enfeksiyon riski ve alerjik reaksiyonlar gibi sorunlara yol açabilir.

Vajinal vabbing uygulaması, vajinal sıvıların pamuklu ped veya kumaşa emdirilerek daha sonra bu ped veya kumaşın vücuda sürülmesiyle gerçekleştirilir. Vabbing, erkekleri çekmek amacıyla vajinal salgıların kulak ve bilek arkasındaki nabız noktalarına süreülmesiyle yapılır. Vabbing yapan kadınlar kendilerini daha çekici ve özgüvenli hissettiklerini ifade etmektedirler.

Bunu sürmek sizi ciddi sağlık sorunlarıyla yüz yüze bırakabilir !

vajinal vabbing vajinal sekresyonların parfüm gibi sürülmesi vajinal feromon muğla kadın doğum
SIFIR VAJİNAL AKINTI SAĞLIKTIR MUĞL KADIN DOĞUM DOKTOR MESUT BAYRAKTAR
kış vajinası muğla kadın doğum

Vajinal Tampon & toksik şok sendromu nedir?

Vajina toksik şok sendromu (TSS), nadir görülen ancak potansiyel olarak hayatı tehdit eden bir durumdur.

Bakteriyel bir enfeksiyon sonucu ortaya çıkar ve genellikle vajinal tampon kullanımı ile ilişkilendirilir. TSS, toksin üreten Staphylococcus aureus (S. aureus) adlı bakterinin vücutta yayılması sonucu oluşur.Bu toksinler, vücutta kan dolaşımına karışarak toksik etkiler yaratır. Bu durum, özellikle yüksek emici tamponlar uzun süre kullanıldığında ortaya çıkabilir.

TSS belirtileri şunları içerebilir:
  • Yüksek ateş
  • İshal
  • Kusma
  • Baş dönmesi
  • Deride döküntü
  • Kas ağrısı
  • Halsizlik
  • Vajinal akıntı
  • Yüz, gözler, ağız çevresinde kızarıklık
  • Kan basıncında düşme

TSS, vajinal tampon kullanımı sırasında bakterilerin üremesiyle ilişkilidir. Bu nedenle, uzun süreli tampon kullanımı, yüksek emicilik özelliklerine sahip tamponlar veya uygun olmayan tampon değiştirme alışkanlıkları TSS riskini artırabilir. Bununla birlikte, TSS tampon kullanımı dışında da ortaya çıkabilir ve cilt enfeksiyonları, ameliyatlar veya yara bakımı gibi diğer faktörlerle de ilişkilendirilebilir.

TSS tedavisi, hemen hastaneye yatırılarak yapılmalıdır. Tedavi, bakterilerin yok edilmesi ve semptomların kontrol altına alınması için antibiyotik tedavisi, sıvı tedavisi, kan basıncının kontrolü ve diğer destekleyici tedavileri içerebilir. TSS’nin önlenmesi için, uygun hijyen alışkanlıklarına sahip olmak, düzenli tampon değiştirme, düşük emicilik özelliklerine sahip tamponlar tercih etmek ve tampon yerine alternatif ürünler kullanmak önerilir.

Staphylococcus aureus’un ürettiği en önemli toksinler şunlardır:
  1. Toksik Şok Sendromu Toksinleri (TSST-1): Bu toksin, vücutta ciddi bir bağışıklık tepkisine neden olabilir ve toksik şok sendromuna sebep olabilir. TSST-1, immünolojik sistemdeki hücrelerle etkileşime girerek toksik etkisini gösterir. Özellikle T hücreleri ile etkileşime geçerek, T hücrelerinin yoğun bir şekilde aktive olmasına neden olur. Bu aktive olan T hücreleri, vücuttaki diğer hücrelere zarar vermeye başlar ve ciddi inflamasyon ve dokuların hasar görmesine yol açabilir.
  2. Exfoliatif Toksinler (ETA ve ETB): Bu toksinler, derinin üst tabakalarındaki hücrelerin bağlarını parçalayarak, ciltte kabuklanmaya neden olurlar. Bu durum, stafilokok enfeksiyonu geçiren hastalarda görülen bir semptom olabilir.
  3. Enterotoksinler: Bu toksinler, gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilirler. Özellikle stafilokok enfeksiyonu geçiren insanlar, bu toksinlere maruz kaldıklarında ishal, kusma ve karın ağrısı gibi semptomlar yaşayabilirler.

Özellikle İşyerlerinde Bazı Kadınlardan Sonra; Tuvaletin ağır kokması neden olur?

Ancak, sürekli olarak ağır bir koku hissediyorsanız ve bu durum rahatsızlık veriyorsa, ilgili kişiye kendi jinekologunuzu tavsiye etmeniz önemlidir.

Bu durum birkaç farklı sebepten kaynaklanabilir. Öncelikle, kadınların vajinal bölgesinde bulunan bazı bakteriler normalde de tuvalet sonrası kokuya sebep olabilir. Ancak, bazı enfeksiyonlar (örneğin bakteriyel vaginoz veya mantar enfeksiyonu gibi) da bu kokuya yol açabilir.

Ayrıca, eğer iş arkadaşınız adet dönemindeyse veya yakın zamanda cinsel ilişki yaşamışsa, bu da tuvalet sonrası kokuya neden olabilir. Adet döneminde kan kokusu ve cinsel ilişkide sperm veya vajinal salgılar gibi kokular oluşabilir.

Bu kokuların yanı sıra, kişisel hijyen eksikliği , kronik enfeksiyona alışarak yaşamaya başlamak tuvalet sonrası kötü koku oluşumuna neden olabilir. Tuvalet sonrası genital bölge temizliği yapılması önemlidir.

Vajina bakım ürünleri nelerdir?

Vajina bakımı için birçok farklı ürün bulunmaktadır. Bazıları şunlardır:
  1. Vajinal duş jelleri: Bu ürünler, vajina bölgesindeki bakteri dengesini korumak için kullanılır. Ancak, sık sık kullanılmaları, doğal bakteri dengesini bozabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
  2. Islak mendiller: Vajina bölgesindeki temizliği kolaylaştırmak için kullanılabilirler. Ancak, bazıları kimyasal maddeler içerebilir ve hassas cildi tahriş edebilir.
  3. Vajina bölgesi sabunları: Hassas ciltler için özel olarak formüle edilmiş, pH dengesi korunmuş sabunlar, vajina bölgesi için uygun bir seçenek olabilir.
  4. Vajina nemlendiricileri: Menopoz gibi hormonal değişiklikler nedeniyle vajina bölgesinde kuruluk oluşabilir. Bu durumda, vajina nemlendiricileri kullanılabilir.
  5. Keten tohumu yağı: Keten tohumu yağı, vajina bölgesindeki kuruluğu gidermek için kullanılabilir.
  6. Probiyotik takviyeleri: Vajina bölgesindeki doğal bakteri dengesini korumak için, probiyotik takviyeleri kullanılabilir.

Ancak, vajina bölgesinin doğal bakteri dengesi sağlıklı olduğu sürece, özel bakım ürünlerine ihtiyaç yoktur. Sadece günlük temizlik ve hijyen kurallarına dikkat etmek yeterlidir. Ayrıca, vajina bölgesinde herhangi bir rahatsızlık hissedildiğinde, jinekolog doktora danışmak önemlidir.

Vajinal sağlık İçin faydalı gıdalar nelerdir?

Vajinal sağlığı korumak için doğru beslenme önemlidir. İşte vajinal sağlık için faydalı gıdalar:
  1. Yoğurt: Yoğurt, probiyotik bakteriler açısından zengindir ve vajinada doğal olarak bulunan faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda pH dengesini korur.
  2. Fermente gıdalar: Fermente gıdalar, probiyotikler açısından zengin kaynaklardır ve vajinal flora için faydalıdır. Örneğin, turşu, kefir gibi gıdaları tüketebilirsiniz.
  3. Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, lahana, karnabahar, brokoli ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, antioksidanlar ve vitaminler açısından zengindir ve vajinal sağlık için faydalıdır.
  4. Sarımsak: Sarımsak, antibakteriyel özellikleri sayesinde vajinal enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olabilir.
  5. Biberiye: Biberiye, antioksidan ve antibakteriyel özellikleri sayesinde vajinal enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olabilir.
  6. Meyveler: Özellikle C vitamini açısından zengin meyveler, vajinal enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olabilir. Özellikle yaban mersini, çilek ve ahududu gibi meyveler, vücuttaki iltihabı azaltan antioksidanlar içerir ve vajinal sağlığı destekleyebilir.
  7. Zencefil: Zencefil, vücudun iltihapla savaşmasına yardımcı olan antioksidanlar içerir.
  8. Balık: Balık, Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir ve vücuttaki iltihabı azaltarak vajinal sağlığı destekleyebilir.
  9. Tam tahıllar: Tam tahıllı gıdalar, vücut için gerekli olan lifi sağlayarak vajinal sağlığı destekleyebilir.
  10. Kuruyemişler: Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler, antioksidanlar ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin olduğu için vajinal sağlık için faydalıdır.

Özetle, doğru beslenme vajinal sağlığı korumak için önemlidir. Probiyotikler, antioksidanlar ve antibakteriyel özellikleri olan gıdalar tüketerek vajinal sağlığı destekleyebilirsiniz.

Vajinal sağlık İçin zararlı gıdalar nelerdir?

Vajinal sağlık için zararlı olabilecek gıdalar şunları içerebilir:
  1. Şekerli ve işlenmiş gıdalar: Şeker ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi vajinal pH dengesini bozarak mantar enfeksiyonlarına neden olabilir.
  2. Alkol: Aşırı alkol tüketimi, vücudun doğal pH dengesini bozabilir ve vajinada enfeksiyonlara neden olabilir.
  3. Kafein: Çok fazla kafein tüketimi, vajinal kuruluğa neden olabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
  4. Doymuş yağlar: Doymuş yağlar, vajinal kan akışını azaltarak enfeksiyon riskini artırabilir.
  5. Baharatlı gıdalar: Baharatlı gıdalar, vajina bölgesinde tahrişe neden olabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
  6. Asitli gıdalar: Asitli gıdalar, vajinal pH dengesini bozabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
  7. Bazı deniz ürünleri: Bazı deniz ürünleri, özellikle yüksek civa seviyelerine sahip olanlar, vajinal sağlık için zararlı olabilir.
  8. Bazı süt ürünleri: Bazı süt ürünleri, özellikle yoğurt ve kefir gibi probiyotik içerenler, vajinal sağlığı destekleyebilir, ancak diğer süt ürünleri, özellikle şekerli yoğurtlar, enfeksiyon riskini artırabilir.

Bu gıdaların tamamen kesilmesi gerekmez, ancak tüketimlerinin azaltılması ve dengeli bir diyet planının benimsenmesi vajinal sağlığı destekleyebilir. Ayrıca, herhangi bir belirtileri olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları ve doğru tedaviyi almaları önemlidir.

Önemli olan nokta şudur; bunlar yenildiğinde (ağız ile yüketildiğinde) vajinaya faydalıdır, vajinaya sürüldüğünde veya yerleştirildiğinde değil !

Kadınlarda orgazm yapan noktalar, vücudun çeşitli bölgelerinde bulunabilir. İşte kadında orgazm yapan bazı noktalar:
  1. Beyin: Kadın orgazmında en önemli yer burasıdır.
  2. Klitoris: Klitoris, kadınların cinsel uyarılma ve orgazm için en hassas bölgesidir. Klitorisin hemen üzerindeki klitoral baş, özellikle uygun şekilde uyarıldığında, yoğun bir orgazm hissi yaratabilir.
  3. Vajina: Vajina, cinsel uyarılma ile genişler ve nemlenir. Vajinal duvarlar da hassas noktalar içerebilir. Vajina içinde, G noktası olarak bilinen bir bölge de orgazm yaratmada önemli bir rol oynar.
  4. Rahim Ağzı: Rahim ağzı, orgazm sırasında kasılabilir ve bu da bazı kadınlar için yoğun bir orgazm hissi yaratabilir.
  5. Anüs: Anüs, bazı kadınlar için cinsel uyarılmayla ilgili bir nokta olabilir ve anal stimülasyonla orgazm yaşayabilirler.
  6. Göğüs Uçları: Göğüs uçları, bazı kadınlar için yoğun cinsel uyarılma ve orgazm hissi yaratan hassas bir nokta olabilir.

Orgazm yapan noktalar, kadından kadına farklılık gösterebilir. Bu nedenle, bir kadının orgazm noktalarını keşfetmek ve neyin en iyi çalıştığına dair kendine güvenli bir fikir edinmek önemlidir.

Vajinal orgazmda vajinada oluşan değişiklikler nelerdir?

Vajinal orgazm sırasında vajinada meydana gelen değişiklikler şunlar olabilir:
  1. Vajina daralır ve sıkılaşır.
  2. Vajina içinde kan akışı artar.
  3. Vajina ıslanır ve nemlenir.
  4. Rahim kasılır ve yukarı doğru hareket eder.
  5. Kalp atış hızı ve solunum hızı artar.
  6. Pupillerin genişlemesi: Orgazm sırasında, kadının göz bebekleri genişler ve bu da kadının daha yoğun bir his yaşamasına yardımcı olur.
  7. Beyindeki ödül merkezleri aktive olur.
  8. Endorfin salgısının artması: Orgazm sırasında, beyinde endorfin adı verilen mutluluk hormonu salgılanır ve bu da kadının rahatlamasına ve daha mutlu hissetmesine yardımcı olur.
  9. Serotonin, oksitosin ve dopamin gibi mutluluk hormonları salgılanır.
  10. Stres hormonu kortizol azalır.
  11. Dış genital bölgedeki kaslar kasılır ve gevşer.
  12. Daha güçlü bağışıklık sistemi: Orgazm sırasında, bağışıklık sistemi güçlenir ve kadının daha sağlıklı kalmasına yardımcı olur.

G noktası nedir?

G noktası, Alman jinekolog Ernst Gräfenberg tarafından keşfedilmiştir ve onun adını almıştır. 1950’lerde Gräfenberg, vajinanın ön duvarında, idrar torbasına yakın bir bölgede hassas bir noktanın varlığını keşfetti ve bu bölgeye “erotik hassasiyet noktası” veya “Gräfenberg noktası” adını verdi. Bu bölge daha sonra kısaca G noktası olarak anılmaya başlandı.

G noktası, vajina içindeki bir bölgedir ve Grafenberg noktası olarak da bilinir. Bu nokta genellikle, klitorisin hemen altında ve pubik kemiğin iç tarafında, ön vajina duvarına yakın bir konumdadır. Bazı kadınlar bu noktaya dokunulduğunda yoğun bir zevk hissedebilirler. G noktasının varlığı hala tartışmalı olsa da, bazı araştırmalar bu bölgenin özellikle cinsel uyarılma sırasında aktive olduğunu göstermiştir. Ancak, G noktası varlığı hala bilimsel bir tartışma konusudur ve her kadında bulunmayabilir.

g noktası nasıl aktive edilir?

G noktası aktive edilirken her kadının kendine özgü olduğunu ve her kadının farklı bir şekilde uyarılabildiğini belirtmek önemlidir.

Bununla birlikte, G noktasını uyarmak için bazı yöntemler bulunmaktadır.
  • Bir yöntem klitoral stimülasyon yoluyla G noktasına doğru devam etmektir. Bu, klitorisin üst kısmındaki deriyi okşayarak veya hafifçe bastırarak başlayabilir. Yavaş yavaş bu bölgedeki dokulara doğru ilerleyerek, daha yoğun stimülasyon sağlayabilirsiniz.
  • Başka bir yöntem ise parmaklarınızı kullanarak G noktasını uyarmaktır. Parmaklarınızı vajinanın içindeki tavana doğru hareket ettirerek G noktasını bulabilirsiniz. Buraya hafif dokunuşlarla başlayın ve daha sonra daha yoğun stimülasyona doğru ilerleyin.
  • Ayrıca, bazı kadınlar G noktalarını uyarmak için özel olarak tasarlanmış seks oyuncaklarını kullanabilirler. Bu oyuncaklar, G noktasına doğru eğimli bir başlığa sahip olabilir ve titreşimlerle uyarma işlemini kolaylaştırabilirler.

Ancak, her zaman olduğu gibi, her kadının kendine özgü olduğunu ve her kadının farklı bir şekilde uyarılabildiğini hatırlamak önemlidir. G noktasını uyarmak için farklı yöntemler deneyerek, kendiniz için en uygun yöntemi bulabilirsiniz.

G noktasını Hedefleyen cerrahi İşlemler nelerdir?

G noktasını belirginleştiren cerrahi işlemler arasında şunlar sayılabilir:
  1. G noktası enjeksiyonu: Hyaluronik asit veya diğer dolgu maddeleri, G noktasının hacmini artırmak için cilde enjekte edilebilir.
  2. G noktası amplifikasyonu: Bu işlemde, G noktası çevresindeki dokular kesilerek, G noktasının boyutu ve hassasiyeti artırılır.
  3. Pubocervical fasya kesimi: Bu işlemde, pubocervical fasya adı verilen bir bölge kesilir ve G noktası daha fazla açığa çıkarılır.

Ancak bu işlemlerin sonuçları hakkında net bir kanıt yoktur ve ciddi yan etkileri olabilir. Bu nedenle, G noktasının belirginleştirilmesi için cerrahi müdahale yerine diğer yöntemler; G noktasına uygun uyarı teknikleri ve farklı cinsel pozisyonlar denenebilir.



Muğla Kadın Doğum Doktoru Mesut Bayraktar Jinekolog 331x273

Doktor Mesut Bayraktar

Ortaca/Muğla

Hayatın olağan akışı gereği iyileşmek için hasta olan kişi çabalamalıdır yani aktif rol oynamalıdırlar. Görüldüğü üzere tedavi hunisinin büyük kısmında vakit kaybeden, hastalığını ret eden, iyileşemeyen, bahane, bedava - ucuz yöntemlere yönelen, körü körüne bel bağlayan hastalar pasif iyileşmeyi yani iyileşememeyi seçenler bulunmaktadır.<br><br>Tedavi süreci, hastaların sağlık sorunlarıyla başa çıkabilmeleri, iyileşme sağlayabilmelerinde önemli adımdır. Ancak, tedavi hunisi sürecinde Hekimlerin bazı zorluklarla karşılaşması mümkündür. Resimde, hastaların farklı farklı tutumlarından kaynaklanan zorlukları ele alarak, hekim-hasta ilişkisinde zorlukların üstesinden gelirken zedelenebileceğini, tedavi hunisinin önemini vurgulayacağız. Tedavi süreci, hasta sağlığını iyileştirmek amaçlı yapılan serüven düşünülebilir. Tedaviler, sağlık sorunlarına farklı yaklaşımlar gerektirebilir, bazen beklenmedik zorluklarla karşılaşılabilir. Bundan dolayı, tedavi hunisi sürecinde hekimlerin, hastaların farklı tutumlarına uygun şekilde davranması, etkili iletişim becerilerini kullanması önemlidir. Hekimlerin mesleklerini icra ederken , hasta kaynaklı zorlukları aşarken, hekim-hasta ilişkisinin zarar görmemesinde hastaların dikkatli olmaları gerekmektedir. Çünkü hekim sonsuza kadar sabredebilen, her uygunsuzluğa pozitif, sorun çözme şeklinde yaklaşan canlılar gibi düşünmeyiniz.<br><br>*** Hastalığını Kabul Etmeyenler: Hastalığını kabul etmeyen bireyler, sağlık sorunlarını inkar ederek tedaviye direnç gösterebilirler. Bunlar , tedavi sürecinin başarıyla ilerlemesini engelleyebilir. Hastalığını kabul etmeyen kişiler, genellikle hastalıklarının ciddiyetini ya da varlığını reddederler. Buda, hem kendileri hem de doktora sorun çıkmaktadır. Hastalığın kabul edilmemesi, tedavi sürecinin etkinliğini azaltabilir, tamamen durdurabilir.Hastalığını kabul etme evresi, hasta olduğunu kabul etme; tedavi sürecinin önemli parçasıdır. Hastalığın kabul edilmesi, kişinin gerçek durumuyla yüzleşmesine, gereken tedaviye tam uyum sağlamasına yardımcı olabilir. Böylece tedavi süreci daha etkili başarılı olabilir. Hastalığını kabul etmeyen bireylerin, kendi sağlık durumlarını gerçekçi şekilde değerlendirmeleri, tedaviye açık olmaları önemlidir.<br><br>Hastalığını kabul etmeyen, ret eden; Doktoru rakip , düşman bilmektedir.<br><br>*** Hastalığını Kabul Edenler: Hastalığını kabul eden kişiler, tedavi sürecine daha olumlu yaklaşabilirler. Hastaların tedaviye uyum sağlamasını kolaylaştırır, iyileşme sürecini hızlandırabilir. Fakat çoğunlukta bazı insanlar hastalığını kabul etsede hekim yerine başka yollara başvurabilerek, hastalıkların ilerlemesine, kronikleşmesine neden olmaktadır.<br><br>*** Bir Ara Hallederizciler - Google Aramacılar: Bazı hastalar, sağlık sorunlarıyla ilgili hafife alıcı, savsaklayıcı tutum sergileyebilirler. “Bir ara hallederizciler”, sağlık sorunlarını erteleme, önemsememe eğilimindedir. Google aramacıları ise kendi kendini teşhis etme, tedavi etme çabasına, akıllılığına girebilirler. Yanlış bilgilendirme, yanlış tedavi seçeneklerine yol açabilir.<br><br>*** Doğal Tedavi Yöntemlerine Körü Körüne İnananlar: Doğal tedavi yöntemlerine inanan hastalar, alternatif çözümler arayışında olabilirler. Maydanoz, soğan suyu içiciler gibi, doğal yöntemlere güvenerek, körü körüne bel bağlayarak etkisiz, tedavi sürecini yürütebilirler. Bazen bilimsel kanıtlanmamış, etkinliği sınırlı olan yöntemlere yönelmelerine neden olabilir. Maalesef tüm iletişim mecraları tedavilerin etkin olmadığını söylese de böyle yönelimler artarak devam etmektedir.<br><br>*** Sahte Doktor Bulucular - Maddi Zorluk Çıkarıcılar: Sahte doktor bulucular, maddi zorluk yaratanlar - bulanlar, yani tedaviye gereksiz yere maddi kısıntı uygulayanlar, tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir. Ev, araba kredisi ödemesi, oğlanı evlendirme gibi maddi yükler altında olan hastalar, tedaviye uyum sağlamakta, iyileşmekte güçlük çekebilirler. İnsanlar sağlıklı kalmanın, mal mülk edinmeden değerli olduğunu maalesef kavrayamamaktadırlar.<br><br>Hasta olmuş ama evi var<br>Hasta olmuş ama oğlu evlenmiş.<br><br>Kendini, sağlığını feda ederek yaşamda hedefleri başarmak maalesef artan hızda devam etmektedir. Günümüzde oldukça yaygın durumdur. İnsanlar, zamanı, varlıklarını daha verimli kullanmak amacıyla sağlıklarını tehlikeye atabilmektedirler. Ancak, sağlığın önemi göz ardı edilmemelidir. Kaliteli yaşam sürerken sağlıklı olmak şarttır. Hayatta hedefleri  başarmak önemli olsa da, sağlığımıza dikkat etmekten asla vazgeçmemeliyiz.<br><br>Tedavi hunisi süreci, hastaların sağlık sorunlarını çözmek, iyileşmede  önemli adımdır. Ancak, bazı hastalar, kendilerine gereksiz yere maddi zorluklar yaratarak (3. evinin kredisini bahane göstermek, 4. çocuğunu davul zurna - yemekli evlendirmeye çalışması) tedavi sürecini  olumsuz etkilemektedir (tedavi olmamaktadırlar!). Makaleyle maddi gücü – imkanı olduğu halde “ev aldık, araba aldık kredi ödüyoruzcular” şeklinde adlandırılan, doktoru gereksiz yere maddi zorluklar ile meslek icrasına sürükleyen hastaların yeteri kadar iyileşemediklerini vurgulamak istiyorum.<br><br>*** Profesöre Gidenler - İyi Doktor Deyiciler: Bazı hastalar, tedavide ünlü/ünsüz profesöre başvurma eğilimindedirler. Bunlar, “normal” doktorları, diğer sağlık hizmeti sağlayıcılarını göz ardı edebilir, hatta küçümseyebilir. Aynı şekilde, bazı hastalar, tedavi - meslek icrasının masrafları nedeniyle para talep eden doktorlardan da uzak durma eğiliminde olup tedavi sürecini menfi etkileyebilir. Uygun tedavi seçeneklerinin kaçırılmasına, hastalığın artmasına neden olabilir. Hastalar kaçırılan, kaybolan sağlığın %100 geri gelmediği konusunda yeteri kadar ikna edilmelidirler. Mümkün ise hastalar, tedavinin tamamen geri gelmeme, başarılı olmama riski olduğuna ilişkin yeterli bilgilendirme yapılarak ikna edilmelidirler.<br><br>Maalesef bazı insanlar maddi varlıklarının korunmasını sağlıklarından önemli görmektedir.<br><br>Servete Mala Mülke Yaşayanlar Sağlıklarını Feda Ediyorlar.<br><br>*** Ego, Kişisel Çıkar Çatışmaları: Hekim-hasta ilişkisindeki ego, kişisel çıkar çatışmaları, tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir. Doktorun , hekim hasta bağı kurulmamış hastaya “sen” demesi gibi durumlar, iletişim sorunlarına yol açabilir. Aynı şekilde, bazı hastalar da doktorlarla kişisel, duygusal çıkar çatışması içine girebilirler , tedavi sürecinin etkinliğini azaltabilir. Hastalar , empati, anlayışla Hekimleri karşılamalı, iletişimde açıklık, saygıyı korumalı, kişisel çıkar çatışmalarından uzak durmalıdır. Hekim-hasta bağı, tedavi sürecinin başarısında önemli faktördür. Hastaların hekimle güven, destek temelinde ilişki kurması, tedaviye uyumlarını artırır, iyileşme motivasyonunu yükseltir. Hekimler de, hastaların duygusal ihtiyaçlarını anlamalı, hastalarla işbirliği yaparak tedavi sürecini yönetmelidir. Hasta, hekimin yönlendirmelerine uyum sağladıkça, hastada, hekimi destekleyici rol üstlendikçe, iyileşme süreci olumlu yönde etkilenecektir.<br><br>Tedavi sürecindeki zorluklarla başa çıkan, iyileşen hastalar, motivasyon kaynağı olabilirler. İyileşenlerin başarı hikayeleri, diğer hastalara umut ilham verebilir. Hekimlerin iyileşme sürecini desteklemek , başarı hikayelerini paylaşmaları önemlidir. Tedavi sürecinde karşılaşılan zorluklar, hastaların tutumları, hekim-hasta ilişkisi etrafında yoğunlaşır. Hastaların hastalıklarını kabul etme, doğru bilgilere ulaşma, maddi zorluklarla başa çıkma, kendince maddi zorluk varlığı yaratmama, doğru tedavi seçeneklerini değerlendirme konularında Hekim destek vermesi önemlidir. Tekrardan, hastaların 1001  zorlukla meslek icrası yapan Hekime empati, anlayış - etkin iletişim becerileriyle Hekimleri benimsemeleri, işlerini kolaylaştırmaları, hastanın, tedavi sürecinin etkinliğini artırır, hastaların moralini yükseltebilir, motivasyonlarını artırabilir, tedaviye olan uyumlarını iyileştirebilir.<br><br>Hekim-hasta bağı, güvene dayalı ortamda kurulmalı, hastaların iyileşme sürecine aktif katılımları teşvik edilmelidir. Etkili tedavi sürecinde, hem hastaların hem de hekimlerin sorunların üstesinden gelmede birlikte çalışmaları, destekleyici ortam oluşturmaları gerekmektedir.
Tedavi Hunisinde pasif iyileşmeye çalışanlardan olmayın.


Tetkikler

hekimin kanaatinden

üstün değildir.


Kadın bedeninde

kronik enflamasyonun

en büyük kaynağı

vajinal akıntıdır.


Dinamik Tablo
Hastane Stresinden Uzaklık ✓ 
Özel Etkileşim ✓ 
Süre Sınırlamasız Muayene ✓ 
Mahremiyet – Gizlilik ✓ 
Hijyenik Ortam ✓ 
Teknoloji Kullanımı ✓ 
Konfor – Ferah Ortam ✓ 
Online Randevu ✓ 
3. Şahıslarla Temassızlık ✓ 
Güven – Nezaket – Zarafet ✓ 
Etik ✓ 
Tecrübe ✓ 
Profesyonel Destek ✓ 
Hasta Memnuniyeti & Sağlığı ✓ 
Fethiye’den 45′ uzaklıkta ✓ 
Dalaman’dan 10′ Uzaklıkta ✓ 
Köyceğizden 15′ Uzaklıkta ✓ 
Marmaris’den 40′ Uzaklıkta ✓ 
Muğla’dan 45′ Uzaklıkta ✓ 



  1. Sözleşme Tabanlı Jinekolojik Muayenenin Başlaması 2025
  2. Genital Hijyensizlik Genetik Hijyeni Bozar. 2023
  3. Herkes Hasta Olur; Herkes En İyi Hekim İster. 2022
  4. Kadın Hastaysa Evde Huzur Yoktur. 2020
  5. Jinekolojik Hastalık Başka Hastalığı Tetiklemiş İse Buna Yüksek Riskli Jinekolojik Hastalık Denir. 2020
  6. Kadın Hastalığını Kabul Etmiyorsa Evde Dirlik Yoktur.
  7. Gebelikte Tasarruf (Kısıntı) Olmaz. Gebelikte Mal - Mülk Feda Edilir.
  8. Kadın Hastaysa Kök Sebep Aksi İspat Edilene Kadar Jinekolojiktir.
  9. Gebelik Fizyolojik Dönem DEĞİLDİR. Gebelik Hastalık – Ölüm Riski Barındıran Olağanüstü Dönemdir. Tecrübeli , Öngörüsü Açık Hekime Teslimiyet Gerektirir. 2018
  10. Gebelik Hastalıkları, İhmal Edilmiş Jinekolojik Hastalıkların Komplikasyonudur.
  11. Gebelik Hastalıkları; Tanısı Konulmamış Jinekolojik Hastalıklardır. MB, 2016)
  12. Gebelikte Kazanılacak 1 Puan IQ, Bebeğinizi Başarı Sarmalında Üstlere Taşır.
  13. Enfeksiyonla Gezmeyi ''Sorun Görmeyen'' Gebeyi En Mükemmel Sağlık Sistemi Bile Koruyamaz.
  14. Rahim; Dayanan - Sabreden - Kolaylık Gösteren - Halden Anlayan Organ Değildir.
  15. Sıfır Vajinal Akıntı Sağlıktır. MB, 2016
Muğla İli
Bilgi Değer
Ülke Türkiye
İl Muğla
İlk Yerleşim MÖ 2. binyıl
Koordinatlar 36.838769862880554, 28.76508732000861
En Alçak Nokta 0 m (0 ft)
Zaman Dilimi UTC+03.00 (TRS)
Posta Kodu 48XXX
Alan Kodu 252
ISO 3166 Kodu TR-48
Plaka Kodu 48
Bağlı Olan İlçeler: Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Köyceğiz, Marmaris, Menteşe, Milas, Ortaca, Seydikemer, Ula İlçesi

Rudolf Virchow; Louis Pasteur, Robert Koch savundukları; hastalıkların mikrop teorisine inanmıyordu. Hastalıkların, dış patojenlerden değil, hücrelerin İçindeki anormal faaliyetlerden kaynaklandığını öne sürdü. Aynı zamanda Max Gerson'da Hastalık gelişmeden önce metabolik bozulmanın başladığını kitabında yazmıştır.

Mesut Bayraktar ekolleri birleştirerek modifiye ederek meslek İcrasında bulunmaktadır. Tıbbın Papa'sı Virchow'unda haklı olduğunu vurgulamaktadır. Her bir Ekol Platon'un Mağara Alegorisinde Bulunan, Zincirlerinden Kurtularak Mağaradaki Ateşin Işığına Alışmış Ama Güneşe Ulaşamamış Mahkumlardır. Güneşe Çıktığınızda Gördüğünüz; Sıfır Vajinal Akıntı sağlıktır.


Sıfır Vajina Akıntısı Sağlıktır. [1]

Kadın Ölüm Sebeplerinde
… Var
… Var
… Varda Var

İnanırsan Kadın ölüm Nedenleri Arasında, Hiç Ama Hiç
Vajinal Hastalıklar Yok.

S I F I R !

Neredeyse Çoğu Kadın Ölüm Sebepleri Arkasında
Vajina Varken;

İnanırsan, Vajina Hiç Hasta Etmiyor, "Öldürmüyor".

İnanırsan Vajina
** Hiç Hasta Etmiyor

VAJİNA Hiç Ama Hiç;
** Beyin Kanaması Yapmıyor
** Kalp Krizi Yapmıyor
** Eklem Hasarı Yapmıyor
** Nörolojik Hastalık Yapmıyor
** Psikiyatrik Hastalık Yapmıyor
** Şeker Hastalığı Yapmıyor
** Hızlanmış Yaşlanma Yapmıyor
** Kısırlık Yapmıyor
** Kanser Yapmıyor
** ............. Yapmıyor

Vajinaya Bağlı Hiç Ölende Yok !


Kadın Bedeninde En Riskli Organ vajinadır. Lütfen Vajinanızdan Gol Yemeyin.

Vajinası Hasta Kadınların Tamamı Vajinalarını Sağlıklı;

Vajinası Sağlıklı Olan İse Hastalıklı Biliyor !

Hayat Gerçekten tersine İşliyor !



Yüksek riskli jinekoloji'de;

jinekolojik hastalık başka hastalığın sebebi olmaktadır

Kadın bedeninde

anti-oksidan kapasite yani mukavemet durumunuz aşıldığında (temizleme kapasiteniz geçildiğinde)

her hastalık çıkabilir.

Standart
Sağlık Hizmeti

=

Lütuf Edildiği Kadar
Sağlık Hizmeti Almak
Demektir.

  1. ↩︎
  2. ↩︎
  3. https://doi.org/10.1097/01.AOG.0000158127.97690.4e ↩︎